"Ne dedin sen?"
Araftan tek çıkan cümle bu oldu.
Tepki vermiyordu bu beni tedirgin etsede pes edemezdim bir şeyleri öğrene bilmek için dik duramam gerekti.
Nefes almadan ona bakarken Araf gözlerini büyüterek arkasındaki kapıya baktı eli ile kapıyı işaret ederek "o it buraya mı geldi?"dedi kısık ve korkutucu bir sesle gözleri bana bakarken alt dudağını ağzının içine alıp gözlerini kapatı.
Sonra ani bir anda haykırarak yumruğunu ard arda odanın duvarına geçirmeye başladı.
"Lan! Bittin lan sen ölümün elimden olacak lan!"
Eli kanıyordu duvara yayılan kandan anlaşılıyordu bu, sesimi çıkaramıyordum yine delirmişti onun bu haline nasıl tepki vereceğimi bilmiyordum boğazımdan firar eden hıçkırıkla ağladığımı anladım.
Onu bu hale getiren bendim içeri ani bir şekilde giren fırat ve hemşireler birden Arafı görünce yüzlerine şaşırmış bir ifade yayıldı.
Fırat Arafın üzerine atılarak onu durdurmaya çalışıyor bir yandana şok içinde kalan hemşirelere gitmelerini söylüyordu fıratı ikiletmeden çıkan hemşirelerin ardından durduramadığı Arafı birden karşısına alarak yüzüne yumruğunu geçirdi ben anın şoku ile çığlık atarken Araf ayılmış gibi bana baktı, fırat transa geçmiş Arafın kulağına eğilerek bir şeyler söyledi Araf beyaz bayrağı kaldırmış gibi yorgunca omuzlarını düşürdü tam bana dönecekken birden durup odanan hızla çıktı.
Ne söylemişti acaba?
Ardından odada baş başa kaldığım
Fırat bana mahçupça bakıp "ben Arafın eline bakayım. Şey sen iyimisin?"dedi yorgun bir sesleHemen Arafa bakması gerekti kendim ile oyalayamazdım bu yüzden iyi olmadığım halde başımla onayladım.
İyi değildim çünkü ağlarken kendimi çok kasmıştım ve Arafa ulaşmaya çalışırken dikişlerimi patlatmıştım yatağımın üzeri kan olmasından anlıyordum sırtımı rahatsız eden bir ıslaklık kadar fazla kan akmıştı.
5gün olmasına rağmen kapanmayacak kadar derindi sanırım.
•••••••
Aklım hala saatlerdin yanıma gelmeyen Araftaydı hem bedenim hemde ruhum yorulmuştu bu olanlar karşısında.
Aklımdaki sorular beynimi kemiriyordu ve gelse cevaplar mıydı bilmiyorum?
Odaya giren hemşire dikişlerimin halini görünce dehşete uğrasada bir şekilde halletmişti ama ruhumdaki yaralarımın sızdırdığı kanları görmüyordu onları kimse görmüyordu aslında, bir tek Ali dışında ama oda gitti işte şimdi yeni yaralar ediniyordum ve birilerinin onları görmesi için yalvaran gözlerle bakıyordum etrafıma tamam kapatmasınlar isterlerse ama üzerinede basıp geçmesinler.
Duvardaki saatin tik tak sesine eşlik etmeye başlamıştım dalgın gözlerle daldığım yerse Arafın yumruk atarak kana buladığı duvardı.
Sanırım deliriyordum.
Araf sinir hastasıydı bu bariz bir konuydu ama onun sinirlenmesine sebebiyet olmak beni üzmesine engel olmuyordu hiç birşey.
Sinirlenince gözleri kararıyordu.
Kararan gözlerine ışık olamak ne çok isterdim oysa.
Ama ben ancak kararmasın vesile oluyordum işte.
Ne kadar ironik değil mi?
Kapı kolunun gıcırtısı benim ve saatin çıkardığı tik tak seslerinin üzerine odayı doldurmuştu.
Sesimi keserek gözlerimi tedirgin bir şekilde gıcırdayan kapıya çevirdim Araf olmasını beklerken içeri Fırat girdi.
Yorgun gibi görünüyordu.
Bakışlarımı umursamadan yanımda duran koltuğa bedenini bıraktı bıkkın bir hali vardı kollarını dizlerine koyup ellerini anlında birleştirdi.
Sorup sormamak arasında gelip giderken dayanamayarak sordum" o nasıl? Ve nerde?"
Fırat ellerini anlından Çekerek koltukta rahat bir pozisyon aldı.
Bana bakıp merhametle konuştu"onu zorlada olsa eve götürdüm tabi biraz iğnenin yardımı olmuş olabilir."dedi normal bir şey söylüyormuş gibi.
Anlamazca ona bakarak merakla sordum "iğne mi?"
Fırat usulca başını aşağı yukarı sallarken konuştu "onun sinir hastası olduğunu fark etmişsindir işte bu yüzden ona verdiğim birkaç sakinleştiricilerden biri."
Yüzünü buruşturarak devam etti"O kötü biri değil Aygün o sadece hayatta yaşamak için tutunduğu tek şeyin elinden kayıp gitmesinden korkuyor."
Fıratın lafı üzerine atıldım"biliyorum Fırat o kötü bir insan değil ama kafam çok karışık Demir denen o lanet herif sürekli kafamın içine çözemeyeceğim sorularla dolduruyor. Ben Arafı tanımıyorum,
Hem ne kadar oldu ki tanışalı?
Ondan kendini anlatmasını bekledim bir şeyleri net cevaplayacak şeyler söylemesini bunlardan kaçınırken nasıl ona güvenmemi sağlayabilir yada bekleye bilir?"Fırat söylediklerimin üzerine haklı olduğumu düşünüyor gibi başını salladı.
Sonra gözlerimin içine bakarak"orası öyle ama o şerefsize güvenip güvenmemekte senin elinde, hem sana ne anlattı o?"dedi kaşlarını çatarak.
Ben yüzümü buluşturarak ona bakarken cevapladım"aslında bir şey anlatmadı sadece bir sürü saçma sapan imada bulundu."
Fırat olumlu anlamda başını sallarken tekrar sordu "peki tam olarak nasıl imalarda bulundu"
Düşünerek hatırlamaya çalıştım sonra ona dönerek "sana Arafın gerçek yüzünü göstereceğim falan demişti" sonra düşünerek devam ettim " ah bir de plandan söz etti sanırım ağzından kaçırdı"
Fırat kaşını çatarak" ne planı sana tam olarak söyledi."
Bende kaşlarım çatık bir şekilde sorusunu cevapladım"sana bir şey olsaydı geçmişi yaptığım planları umursamadan Arafın canını ellerimle alırdım dedi" dedim
Fırat söylediğimin üzerine histerik bir şekilde gülerek başına olumlu anlamında salladı sonra yerinden hızla kalkarak kapıya yöneldi tam kapının kolunu tutacak iken bana döndü ve" biraz uyu dinlen birkaç saate eve gidiyoruz"dedi
Eve mi gidiyorduk?
Ben hızla "ev mi?"
Derken tekrar bana döndü"tedavin evde yani Arafın yanında devam edecek buraya kadar yine girdiğine göre korumalardan birkaçı hain onlarda temizledikten sonra rahat rahat uyuyabilirsin."
Dediği Şey beynimin içinde dolaşırken aklımda kalan soruyu gitmeden hızlı yönettim "sen ne iş yapıyorsun?"
Fırat bana çarpıkça gülümserken cevapladı"Bu gördüğün hastanenin ve Arafın doktoruyum"diyerek göz kırpıp odadan Çıktı.
Demek bunca şeyi bilmesinin nedeni doktor olmasıymış.
Peki Arafın doktoruyum derken ne demek istedi?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bana ait!
Teen FictionDelirmiş gibi bağırıyordu, herkezin onu duyduğuna emin olmaya çalışırcasına tekrar ve tekrar bağırıyordu. BANA AİT! Bana anladınız mı lan!? Bana ait! BU KIZ BANA AİT!!!