Bölüm 25

8.4K 306 15
                                    


"Hadi güzelim başlıyoruz hazır mısın?"

Yüzüne bakarak gözlerimi gergince yere diktim.

Titrek nefesimi duymaması için içimden dualar ediyordum.

Ona dönerken bendeki tedirginliği hissetmiş olacak ki bana yaklaştı ellerini yanaklarıma yerleştirip gözlerime bakarak

"sorun yok istersen yapmaya bilirsin, ben uzunda sürse bir şekilde çaresine bakarım."dedi anlayışlı bir tondan

Başımı olumsuzca sallayıp " hayır yapacağım, tedirginliğim seni hayal kırıklığına uğratmak biliyorsun uzun zamandır denemedim bile."


Bana merhametli bir gülüş yollayıp ellerini yavaşça yanaklarımdan çekti  bir elini enseme yerleştirirken kulağıma yaklaşıp sesizce "sana güveniyorum küçüğüm"dedi


İçimi tuhaf bir huzur kaplıyordu ardından çekilmeden önce içimi ısıtan bir öpücük bıraktı anlıma, çekildiğinde başını olumlu anlamda salladığında gözlerim yavaşça kapadım.


İçimde şüphe yoktu tedirginlikte yoktu sadece his vardı yoğunluğun hissi.


Avuçlarımı yerleştirdiğim sandalyenin kolları hissizleşmeye başlamıştı odada olduğum hissi herşey farklı bir yoğunlukla değilmiştir sanki sudan daha hafif bir yoğunluğun içindeydim.

Arafın sesini duydum" Demir barut"


Bunu yapmaya başlamadan önce söylemesini ben istemiştim.

Ne kadar adını bile anmaktan nefret ettiğini bilsemde  buna mecburdu.


çünkü kendimden emin değildim, beni yönlendirirse belki daha netleştirebilirdim görülerimi.

Derin bir nefes alıp odaklandım.

Bulanık birşeyler vardı.

Sanki sulu boyanın fıçası siyah bir kağıda değiyor gibi.

Oluyordu görmeye başlamıştım.

Ve herşey netleşti işte ordayım Demirin olduğu yerde bir evde ve sanırım ilk kez bu kadar tuhaf ve gerçekçi görüyordum.

Her ayrıntıyı algılayacak kadar net.

Bu tahminlerimden yada olacakları önceden görmemden daha büyük bir şey ben şimdi olan ve uzakta olan birini görüyordum.


Bunu tuhaf bir şekilde biliyordum.


Ve bu ilkti tahminimi kesinleştirmek adına evde saatin olup olmadığına baktım gözlerimi kapamadan önce saat en sonr 21.43tü.


İşte orda büyük plazmanın yanında dijital bir saat vardı.

Saat 21:45 güzel tahminim doğru.


Arafın sesini yine duydum "görüyor musun?"

Sertçe yutkunarak başımı salladım.

Araf sesizce "güzel devam et"dedi

Evi sakince adımlıyordum, büyük ve görkemliydi.

Bunun yanı sıra Nerde olduğunu bulmam gerekti.

Her şeyi geçiyorum bir şey varki bu ev bana çok tanıdık geliyordu, kafamı solumda kanepede duran Demire çevirdim boş boş kapalı televizyona bakıyordu sanırım düşünceli idi.

Daha fazla ona takılmadan önünden geçip pencereye baktım.

Hava karanlık olduğu için pek bir şey gözükmüyordu.

Ama bir şey daha fark ettim.


Emin olmak adına etrafımda döndüm.

Çatık kaşlarımla bir kez daha göz gezdirdim.

Bu olamazdı?


Burası benim ve Ali'nin her yıl geldiği yazlığımızdı onun burda ne işi vardı?

Titremeye başlamıştım hızla Demir'e yaklaştım anlayamıyordum nasıl bu kadar içimize gire biliyordu.

Ardından Arafın sesini duydum.

"Sakin ol nefes alış verişin hızlanıyor sakin kal güzelim"

Ben korkuyla "ama, ama Araf o nun burda ne işi var?"dedim

Demir aniden yerinden kalkıp etrafına baktı eli hızla belindeki silahına gitti.

"Kim konuştu?"

Ben olanları idrak edince

Aniden gözlerimi açıp Arafa
Baktım.

"A-araf  O ama o beni duydu!"

Bana ait!Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin