Multimedyada: Demir Barut
Zaman geçmiyordu neler döndüğünü merak etmekten tırnaklarımı kemirmemek elimde değildi
O güzel odanın camlarını bile kırmaya çalışmıştım sinirden ama camları bile kurşun geçirmezmiş Sadi adındaki koruma söyledi, ona da gıcık olmuştum, ne ağızdan laf ala bildim nede yardım ne bu anlamadım ki Arafın tüm adamları görev aşkıyla yanıyordu.
Bıkkınlıkla akşam için getirdikleri yemek tepsisine baktım yemekler güzel gözüküyordu ama hiç birine dokunmamıştım inat edip.
Sonra odaya görevli hizmetli geldi öğlenin ki gibi akşam tepsisininde boş olduğunu görünce bana tedirgince baktı.
"Aygün hanım hiçbir şey yemeyerek kendinize zarar veriyorsunuz lütfen birşeyler yiyin"
Kıza ters ters bakınca bakışlarını benden kaçırdı ve tepsiye yöneldi alıp çıkacak iken onu durdurdum.
"Bekle"
Kız tereddütle bana dönerken bakışları yerdeydi.
"Burda neler döndüğünü biliyor musun?"
Kız hıza bana bakıp kekeleyerek konuştu.
" be be- ben bilmiyorum"
Gözlerimi kısarak kıza baktım saçları sıkı at kuyruğu yapılmış eteği dizlerinin tam ortasında biten siyah bir hizmetli kıyafeti olan bir kızdı.
Kız ona baktığımı farkedince yerinde huzursuzca kıpırdandı.
Derin bir nefes alarak yataktan kalktım ve kızın yanına ilerlemeye başladım kız bir adım gerilerken haraketi beni nerdeyse güldürüyordu ama gülmemek için yanağımın içini ısırmaya başladım.
Kıza aynı Arafın bana yaptığı gibi kaşlarımı çatıp kafamı ona yaklaştırdım kızın nefes almayı unuttuğuna yemin edebilirim.
Gözlerimi gözlerine dikerek konuşmaya devam ettim
"bence sen bir şeyler biliyorsun ama"
Kız gözlerini irileştirerek bana baktı
"öyle değil mi?"
Kız geri adım atacakken kapıya çarptı birden korkup elindeki tepsiyi yere düşürdü.
Kız birden çığlığı basınca gözlerimi ağır ağır kapadım kafamı hiç kıpırdatmadan gözlerimi yerde dağılmış olan tepsiye diktim kız kekeleyerek konuşmaya başladı
"Be ben ço çok özür dilerim birden elimden kaydı"
Elimle sus işareti yaparak ona umutsuz vakaymış gibi baktım yatağa uzanıp ellerimi ensemde birleştirdim kız yerdekileri topluyordu, sese gelen korumalar bir bana birde yerde tepside döktüklerini toplayan hizmetli kıza baktı.
"bir şey mi oldu Aygün hanım "
Ben cevap bile vermeye tenezzül etmeden arkamı döndüm kız tepsiyi alıp gittiğini duydum topuklu seslerinden.
Ama sanırım koruma hala çıkmamıştı ona dönmeden konuştum.
"Çıka bilirsiniz"
Hala gitmediğini anlayınca ofladım tam arkamı dönecekken bir ses duydum 2 günde hayatıma çöken adamın sesi
"Ben daha yeni geldim ama."
Hızla ona döndüm onu görünce içimi tuhaf bir huzur kapladı sanırım onun için endişelenmiştim tabi bunu ona yansıtamazdım onun sinir olacağı şekilde konuştum.
"Ooo sonunda teşrif edebildiniz ne o buldunuz mu adamı öldürmüşsünüzdür de şimdi" dedim sinirle gülerek
Anlındaki damarı yine şiştiğini gark ettim kaşları çatılmıştı yutkundum.
"Yok ama az kaldı sen merak etme bulduğum gibi sıkacağım kafasına"
Dedikleri ile kanım dondu.
O bir katildi her halinden belliydi bakışlarından sesinden konuşmasından tavırlarından her şeyinden ve birde bu adam benim karım olacaksın diyordu.
"Sen nasıl bi manyaksın ya bu kadar kolay mı can almak senin için bu kadar mı basit?"
Araf hırsla kafasını bana çevirdi.
"Öyle itleri gebertmek kolaydan daha kolay benim için, ne olduğunu bilmiyorsun sus Aygün!"
Öyle bir bağırmıştı ki irkilmemek elde değildi.
Ve anlatmıyorsun ki bileyim anlatmıyorsun ki.!
Öfkeyle elimle anlım vurdum
"peki söylede bileyim söyle kafayı yedim artık yeter!"
Kafasını bana çevirerek yavaşça yatağın üzerine oturdu.
Bana dönerek
"Şimdi sana anlatayım hepsini ama anlatacaklarım hoşuna gitmeyecek biliyorum ve bildiğim halde bunları sana anlatıp neden seni sıkıntıya sokayım hı?"dedi kaşları çatık bir ifade ile.
Başımı yukarı kaldırıp derin bir soluk verdim ve konuştum
"merak etme kafamda kurup kafayı yemektense senden duymak daha cazip geliyor"
Bana yamukça gülüp yataktan kalktı.
Ellerini ceplerine sokup önümde durdu.
Başımı kaldırmadan gözlerimile ona batım.
"Peki anlatayım bakalım cazip gelen şey hoşuna gidecek mi?"
Söylediği ile dikkat kesildim.
"Benim zaaflarımdan yararlanmaya çalışan bir şerefsiz var oda adını duyduğun Demir iti, bu it sana aşık olduğumdan beri seni öğrenmiş ve biliyor şimdi kafayı sana taktı bildiğini bildiğini bildiğimden beri peşindeyim oda benden köşe bucak kaçıyor şimdi duyduğuma gör güçlenmiş ve ortaya çıkacak kadar götü kalkmış bende onu indireceğim bu gün dediğini yapıp gelseydi işi bitmişti ama nedense ortaya çıkmadı" dedi sinirle
Hiç zaman kaybetmeden aklıma takılan soruyu hemen ona yönelttim
"peki neden senin zaaflarını öğrenmek isteyecek kadar senden nefret ediyor" gözleri bir anda öfkeyle parladı.
"Bu günlük bu kadarı yeter küçüğüm seninle ilgili olan kısım bu kadar."
Ben anlamamış gibi ona baktım
"benden ne istiyor ki ben ona ne yaptım?"
Araf gözlerimin içini baktı ve konuştu
"sen ona bir şey yapmadın tabi"dedi soluk alarak ve devam etti
"ama bir şey var ki onun gözünde dünyada en nefret ettiği düşmanın aşık olduğu kadınsın"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bana ait!
Teen FictionDelirmiş gibi bağırıyordu, herkezin onu duyduğuna emin olmaya çalışırcasına tekrar ve tekrar bağırıyordu. BANA AİT! Bana anladınız mı lan!? Bana ait! BU KIZ BANA AİT!!!