Ön not: Bu bölüm için gerçekten düşüncelerinizi bilmek istiyorum lütfen yorum yazın :D Bu arada hikayenin 900 yıllarında geçtiğini unutmayalım, iyi okumalar.
"10.Prens yakınlarda gökler tarafından kutsandı." Kralın sesi odanın içinde gürlerken tahtta doğruldu. Chanyeol'ün gözleri prense döndü.
Prens şimdi doğrulmuş, düz duruyordu. Elleriyse hala iki tarafında elbisesini tutuyor, kumaşı parmaklarının arasında dolaştırıyordu. Prensin çenesi kasılıydı ve Chanyeol'e bakmayı reddetmişti.
"Joseon'da insanların sadece hayal edebileceği bir onura layık görüldü." Kral övgüyle devam etti ama Chanyeol'e göre sesi takdir eder gibi çıkmıyordu. Kralın sesi düz, sert ve bir nedenden dolayı sıkkın çıkıyordu. Sanki başka birinin kelimelerini basitçe tekrarlıyor gibiydi. Konuşmasında ne sevgi ne de bir duygu vardı.
"Bildiğin gibi, Joseon'un asillerinin ruhları bu toprakları yüzyıllardır ziyaret ediyor. Atalarımız Joseon'u diğer tüm topraklardan önde tuttu ve yönetti, buna sonsuza kadar minnettarız," Kral bir ders kitabı okur gibi sayıp döküyordu. Chanyeol Kral'ın nereye varmaya çalıştığını anlayamadı.
"Her yetmiş yılda bir, bir... Kişi bu toprakların bolluk ve bereketini temsil etmek için atalarımız tarafından seçiliyor." Kral devam etti. Kişi derken sanki başka bir kelime demek ister gibi tereddüt ederek söylemişti. "Seçilen kişi gelişen nüfusumuzu da temsil ediyor. Onlar topraklarımızın cinsel gücünün de yaşayan kanıtları."
Chanyeol somurttu. Kral'ın demek istediklerinden en ufak bir şey anlamamıştı, onun neden Chanyeol'e tarih dersi verdiğini anlamadığı gibi.
Kral'ın gözleri kısa bir süreliğine 10.Prense döndü ve daha sonra güçlü bir sesle açıkladı. "Bu yıl yetmişinci yıl ve biz... Atalarımızın, 10.Prensi Joseon'u temsil etmesi için onurlandırdığını kabul ediyoruz."
Chanyeol nefesini tuttu ve gözlerini prense çevirdi. Genç asil yerden kafasını kaldırıp bakmıyordu. Prens Eun'un parmakları o kadar sıkıca kıyafetini kavramıştı ki el boğumları beyazlamıştı. Parmakları elbisesinin yanında hafifçe titriyordu.
"Binlerce yıl önce gelenek başladığından beri ilk defa atalarımız bir erkeği, bir prensi seçti." Kral durdu ve dramatik bir sessizliğin geçmesine izin verdi. "10.Prens çocuk doğurabilme yeteneğiyle kutsandı."
Chanyeol kağıt gibi beyazladı. Kralın söyledikleri kafasının içinde dönerken hızla gözlerini kırpıştırıyordu. Prens Eun... Ne yapabiliyor dedi? Bu imkânsızdı. Erkekler hamile kalamazdı. Bu imkânsızdı yine de Chanyeol'ün prense bir bakış atması Kral'ın sözlerini doğruluyordu.
Prens görünebilecek şekilde titriyordu. Ellerini giysisine siliyor, bir bağlıyor bir salıyordu. Hala kafası eğikti, Prens Eun dudaklarını ısırıyordu ama bir kere bile yukarı bakmamıştı.
Chanyeol buna inanamadı... Bu olamazdı. Bunların hepsi nasıl gerçek olabilirdi? Hoojun hiçbir zaman prensin yeteneğinden... Onu yapabildiğinden bahsetmemişti.
Chanyeol'un sessizliğini Kral kabulleniş olarak anlamış olmalı ki Chanyeol'ü olduğu yerde felç eden bir takım haberlerden bahsetmeye devam etti.
"Joseon'un bir sonraki yazından önce 10.Prens evlendirilecek."
Evlilik? Ama Hoojun hiç bahsetmemişti... Adam prensin evlendirilmek üzere olduğundan hiç bahsetmemişti. Chanyeol'ün kalbi hızlanmıştı. Bunun basitçe şoktan olduğunu söylemek isterdi ama bundan daha fazlasıydı. Kendisine asla itiraf edemezdi ama Chanyeol, Prens Eun'un evlenmesini istemiyordu. Prensin başka birine verildiğini göremezdi. Sadece bunun düşüncesi bile Chanyeol'ü hasta hissettirmişti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Saving The 10th Prince (Chanbaek)
FanfictionHer gece, Chanyeol aynı adamın onun kolları arasında can verdiğini görüyordu ve her sabah, Chanyeol gözlerinde yaşlar ve ağzında bilmediği bir isimle uyanıyordu. "Wang Eun" Hatırlayabildiği kadarıyla, Chanyeol Joseon Hanedanlığından Wang Eun adlı ge...