Yazar Notu: Öncesinde 15.Bölüm Part-4'ü okumanız tavsiye edilir aylar olmuş malum unutulmuş olabilir :D
Kısa bir özet isteyenler için: En son bölümde Chanyeol, Prens Eun'u rüyasında gördüğü ölüm sahnesinden kurtardı. (Aslında prensin zırhı kurtardı da neyse :D) Daha sonra Chanyeol, Hoojun'un yanına gitti ve Seul'e geri dönemeyeceğini çünkü zaman çizelgesinde onun aşkının çizelgeyi değiştirdiğini gördü ve aslında Prens Eun'la yaşarken tarihi yeniden şekillendirdiğini ve bunu yaparken eski Prens Eun'la Hoojun'u tarihten sildiğini öğrendi. E tabi bir de Hoojun'dan Prens Eun'un bir sonraki yaş gününe kadar hamile kalacağını ve bu sırada prensin evli olacağını öğrendi...
Şimdi devam ediyoruz :)
----------
"Yakında burada olacaklar."
Chanyeol onu duymuştu ama bunun yerine sessizlik içinde yanağını prensin saçlarına yaslamayı tercih etmişti. Nefes aldığında kanın o bakırımsı kokusu Chanyeol'ün burun deliklerinden içeri girdi. Keskindi ve Eun'un kokusuyla karışmıştı ama en çok korkuyla harmanlanmıştı. Gecenin sakin ve rüzgârın yatıştırıcı olması önemsizdi. Tüm bunlara rağmen, havada asılı rahatsız edici bir şey vardı. Temkinli ve istikrarsız bir şeyin habercisi gibiydi, sanki her an bir başka asker çıkagelebilir gibi...
Bu büyük ihtimalle mümkün değildi fakat Chanyeol yine de diken üzerinde hissediyordu. Alan güvenli hissettirmiyordu. Ya da belki güvende olmayan tek kişi sadece Chanyeol'dü? Belki de tehlikeli olan şey, kendi sarsılmış duyguları ve çalkantılı kalbiydi? Ya da belki bu, Eun'u sıkıca belinden sarıp onu tutuş biçimi ve çenesini prensin kafasına koyuşuydu? Belki de Chanyeol'ün yaptığı her bir hareketin, burada kalmak için bir bahane olduğu gerçeğiydi. Belki...
Eun homurdanarak kollarını hareket ettirdi. "Hoojun."
"Hımm?" Chanyeol anlamsızca mırıldandı.
"Yakında burada olacaklar. Biz yapamayız... Hoojun." Eun fısıldadı. Neredeyse bir şey kanıtlamaya çalışır gibi prens kafasını Chanyeol'ün çenesinin altından kaydırıp başını yukarı çevirdi.
Chanyeol prense bakmak istemiyordu çünkü Eun'un ne demek istediğini büyük ölçüde biliyordu. Onlara bu şekilde görünemezlerdi. Chanyeol, prensin apaçık olan bir şeyi ima ettiğini biliyordu: statü ve pozisyon farkları tensel temasta bulunmalarına hatta Chanyeol'ün prensin olduğu tarafa nefes vermesine bile izin vermiyordu.
Bu tamamen mantıklı bir açıklamaydı. Peki, neden Chanyeol bu kadar perişan hissediyordu? Neden bu farklılıklar ona daha çok onları iki farklı sahil şeridine sürükleyen okyanus akıntılarıymış gibi hissettiriyordu?
"Hoojun," Eun kızarmış gözleri ve kanlı dudaklarıyla gönülsüzce tartışıyordu, iç çekti.
"Ne?" Chanyeol yüzünü prensin saçına gömerken mırıldandı.
Eun daha fazla tartışmak için hareketlendi ama sonra sessizleşti ve bunun yerine ofladı. Alnını Chanyeol'ün göğsünde yuvarlayıp köprücük kemiğine geldiğinde nihayet hareketsizleşerek durdu.
Bir içine çekiş. "Kokuyorsun."
Chanyeol homurtuyla güldü ve gözlerini devirdi. "Konuşana bak."
"En azından ben at gübresi gibi kokmaya çalışmıyorum." Eun güldü ve Chanyeol'den uzaklaşmak için arkaya çekindi.
Gözleri buluştu ve neredeyse hemen, Chanyeol gözlerini kaçırdı. Gerçekten aptalcaydı ama yapamıyordu. Prense her baktığında derisinin içine işleyen o rahatsız edici his oradaydı. Sanki Eun, onun düşüncelerini yalnızca gözlerinin içine bakarak duyabilirmiş gibiydi. Chanyeol baraj kapaklarını çoktan açmışken hislerini saklayamayacağını biliyordu. Gözlerinin prensle buluşmasını engellemek daha iyiydi. Bu uzaklık ikisi için de daha güvenliydi. Ve buna rağmen, Chanyeol güven istemiyordu. Daha fazlasını istiyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Saving The 10th Prince (Chanbaek)
FanfictionHer gece, Chanyeol aynı adamın onun kolları arasında can verdiğini görüyordu ve her sabah, Chanyeol gözlerinde yaşlar ve ağzında bilmediği bir isimle uyanıyordu. "Wang Eun" Hatırlayabildiği kadarıyla, Chanyeol Joseon Hanedanlığından Wang Eun adlı ge...