16.Bölüm Part-3

1.6K 145 144
                                    




"Onları eğitmek için bölüğünle haftada üç kez görüşeceksin."

Chanyeol, Kral'ın kumandanı olan iri yarı, sert görünüşlü, Ijinashi adındaki adamı talim alanında takip ediyordu. Alan, canlı ve yeşil olan her şeyden arındırılmışçasına kurak ve sertti. Dolaştıkları yer en az Chanyeol'ün ayağının altında yürüdükçe çıtırdayan sert taşlar kadar çetin, başına geçen güneş kadar acımasızdı.

"Adamların becerikli ama çelimsiz bir alay." Ijinashi soluna, ona doğru döndü. "Senin rehberliğine ihtiyaçları olacak, Naip Park."

Chanyeol sertçe yutkunurken adamı onayladı ve yaşlı adam alanı detaylarıyla anlatırken onu takip etmeye devam etti. Dehşete düşmekle o kadar meşguldü ki bir süre sonra adamı dinlemeyi bıraktı.

Bunu yapabilmesinin hiçbir yolu yoktu. Bir grup askere önderlik etmek mi? Rehberlik etmek mi? Chanyeol daha düz yolda kendi ayağına takılmadan zorla yürüyebiliyordu ve şimdi ondan önderlik etmesi istenmişti... Chanyeol hangisinin daha kötü olduğunu bilmiyordu –yeni bir pozisyona terfi etmek mi yoksa buna hayır deme hakkının olmaması mı? Prensle olan zamanının kıymetini bilememişti. Her zaman prensin yanında olacağını sanmıştı. Şimdi, bundan çok da emin değildi.

"Ijinashi," Chanyeol istemeyerek adamı böldü. İri yarı adam sert ama yaşının verdiği nazik bir bakışla ona döndü. Bu naziklik, Chanyeol'ü konuşmaya sevk etti. "Benim... Benim bir sorum var ama emin değilim..."

Ijinashi kollarını bağladı, kasları formasının altında genişledi. "Endişelerin var. Konuşabilirsin."

Chanyeol nefesini tuttu ve konuşmadan önce biraz cesaret diledi. "Naiplik şerefine yükseldiğimi biliyorum ama... Peki ya prens?"

"Ne olmuş ona?" yaşlı adam tekrar yürümeye başlarken sordu.

Chanyeol aceleyle onu takip etti. "Ö-önceden onu ben koruyordum. Artık bu benim işim değil mi? Ona... Kral ona yeni bir Aegis mi verecek?"

Her nedense Ijinashi kıkırdadı. "Güçlüsün ama gençsin... Bu yüzden de bu işlerde tecrübesizsin." Chanyeol ne demek istediğini sormak üzereydi ki Ijinashi durdu ve ona döndü. "Sadece unvanın değişti, görevin değil. Hala prensin korumasısın yalnızca artık başka sorumlulukların da var."

"Yani hala onun Aegis'i miyim?" Chanyeol mutluluğunu zapt etmeye çalışarak sordu.

Ijinashi onun ta içini görüyordu. "10.Prensle iyi geçinmeyi başardın. Akıllıca olmasa da bunun hakkında bir yorumda bulunmalıyım. Duyduğuma göre bunu başarabilmek kolay iş değilmiş."

Chanyeol'ün kaşları havalandı. "Gerçekten mi?"

Yaşlı adam açıkça onun cevabını eğlenceli bulmuştu, sırıttı. "Kraliyet ailesine hizmet ettiğimden beri 10. Prensi her zaman... çetrefilli bulmuşumdur. Gençliğin verdiği canlılığa sahip fakat karmaşık..."

"Zor demek istiyorsun," Chanyeol onu anlamıştı.

"Diline dikkat et, Naip Park." Kumandan homurdanarak yürümeye başladı. Chanyeol'ün onu takip edeceğini biliyor olmalıydı ki konuşmaya devam etti. "Eğer prens atalarımız tarafından seçilmeseydi, mükemmel bir asker olurdu. Muharebe esnasında ayakları üstünde bir tilki kadar kurnazdır. Kolayca öğretilemeyen bir beceri."

"Seni uyarmalıyım, prensle olan geçimin alayınla olan ilişkinde sana yardımcı olmayacak. Onların saygısını kendi başına kazanmalısın." Ijinashi iki kasa zırh ve kılıçlarla dolu bir sandığın arasında durdu. Omzunun üstünden Chanyeol'e baktı ve sırıtırken onu baştan aşağı süzdü. "Fakat itiraf etmeliyim ki, bunun için çok zorlamana gerek kalmayabilir."

Saving The 10th Prince (Chanbaek)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin