Yazar Notu: Bölümü 2'ye ayırınca neredeyse bütün chanbaek sahneleri 2.Partta kaldı ama yapacak bir şey yok :D Belki bir ihtimal double update yapar part 2'yi de yakın zamanda yollarım. Sırf iki partın birlikte okunması taraftarı olduğum için. Yorum atın lütfen, bana iyi geliyor <3
Chanyeol, prensin kapısının önünde beklediği zamanların sayısını artık unutmuştu.
Bu artık bir rutin haline gelmişti. Her sabah uyanıyordu, giyiniyordu, Kyungsoo zehirli uydurmasyon her ne yapıverdiyse yiyordu, sonra kendini burada buluyordu- prensin kapısının önünde endişeyle beklerken... (Nedense Chanyeol bundan utanç duysa da, gerginlik hali hiçbir gelişinde azalmıyordu.) Fakat bu sefer çok farklıydı. Şimdi gökyüzü yıldızları beraberince semaya çizmiş ve çoktan kararmıştı. Hava da daha soğuktu, rüzgâr Chanyeol'ün cüppesini sıvazlayıp geçerken hafif ve sakindi. Arka plandan boğuk davul sesleri geliyor, avluda yankılanarak törenin başlangıcına işaret veriyordu. Samimi, sıcak bir ortam yaratan lambalar avluyu aydınlatıyor, sarayın ana kapılarına kadar yolu devam ediyorlardı. Chanyeol durduğu yerden bile, saraya doğru neşeyle yürüyen gölge bedenleri görebiliyordu.
Nefes vererek Chanyeol tekrar dikkatini prensin kapısına verdi. Törende Eun'a refakat etmesi gerekiyordu. Kral birçok asili, soyluyu ve olası talipleri davet ettiği için şimdi sarayda normalden çok daha fazla insan olacaktı. Chanyeol çok daha ciddi bir şekilde gözünü prensten ayırmamalıydı. Bu gece, Eun'u gözünden kaçırmaya onun gücü yetmezdi. Bu düşünceyle Chanyeol sızlandı. Prens Eun gecenin sonunda kesinlikle onun davranışlarından nefret etmiş olacaktı.
Bir süre, Chanyeol bekledi –kapıyı çalmaya hazır değildi. Yükünü bir ayağından diğerine geçirip kıyafetinin kumaşıyla oynadı. Kumaş kaşındırıyordu ve inanılmaz derecede rahatsızdı. Chanyeol gecenin sonunda sadece isilik olursa kendini şanslı sayacaktı. Ne yazık ki tören onun resmi giyinmesini gerektirmişti –dizlerine kadar gelen uzun, siyah, ipekten cübbe. Her zamanki gibi cübbesi belinden kemerliydi ve Chanyeol'ün karnında sıkıca bağlanmıştı. Her zaman koyu renk kıyafetler giyiyordu. Kyungsoo'ya göre bunun nedeni çok basitti. Chanyeol fark edilmemeli ya da görünmemeliydi. O, prensin gölgesiydi –gerçekten ve mecazen.
Uzaktan, Chanyeol davul seslerinin hızlarını arttırdığını duyabiliyordu. Tören çok yakında başlayacaktı.
Boğazını temizleyerek Chanyeol kapıyı tıklattı ve bir adım geri gitti. Kapı kenara kaydırılıp tanıdık kız hizmetlinin dışarı çıkması için uzunca beklemek zorunda kalmamıştı.
Hala utangaçça, kız eğildi ve selam verdi. "İ-iyi akşamlar, Aegis."
Chanyeol gülümsedi. "Merhaba."
"Prens... O-o neredeyse hazır." Kız korkakça konuştu. Omzunun üstünden arkasına baktı ve irkildi. "O-oh, beni bağışlayın! O burada."
Genç hizmetli kenara çekildi ve o buradaydı.
Chanyeol inanamayarak prensi iki kere süzdü. Neredeyse onun prens olduğunu çıkaramamıştı. Eun... Prens, genç bir kadın gibi görünüyordu. Bir saniyeliğine Chanyeol onun prens olduğundan emin bile değildi ama daha çok genç asile baktıkça, daha çok anlıyordu. Bu, Prens Eun'du.
Chanyeol'e ilk vuran şey yasemin kokusuydu. Koku ağır olmasa da, Chanyeol kokunun prensin çevresinde hafif bir bulut gibi sürüklendiğini fark etmişti. Tatlıydı, rahatlatıcıydı fakat kesinlikle bir kadın kokusuydu. Sonra, Chanyeol gözlerini prense çevirdi ve neredeyse nefes almayı bıraktı.
Prensin hanboku her şekilde çok feminendi. Dantel, beyaz üst, prensin göğsünün altında bitiyor ve dikkatleri Eun'un ince beline çekiyordu. Kolları da danteldi ama aynı zaman da transparan bir kumaştı. Şeffaf kumaşın prensin kolundan doğruca ilerleyip Eun'un çıplak boynu ve omzuna uzandığını fark edince hastalıklı bir his Chanyeol'ün içini kemirmeye başlamıştı. Chanyeol bunun, onun baştan çıkarıcı olması için yapıldığını biliyordu. Kusmamak için direndi. Kıyafetin arkasında yatan niyet iğrenç bir şekilde gözler önündeydi. Transparan kumaş kışkırtıcı ve tahrik ediciyken, kıyafetin rengi –beyaz- prense bakireye özgü bir masumluk vermek için tasarlanmıştı. Bu hanboku kim tasarladıysa ne yaptığını çok iyi biliyordu. Prens Eun, minyon, lezzetli ve iğrendirircesine güzel görünüyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Saving The 10th Prince (Chanbaek)
FanfictionHer gece, Chanyeol aynı adamın onun kolları arasında can verdiğini görüyordu ve her sabah, Chanyeol gözlerinde yaşlar ve ağzında bilmediği bir isimle uyanıyordu. "Wang Eun" Hatırlayabildiği kadarıyla, Chanyeol Joseon Hanedanlığından Wang Eun adlı ge...