0.6
Beyaz Prensli At
🍭
Tam iki saatim Nisan'a olayları anlatmakla geçmişti. Abartısız iki saat boyunca kıza neler olduğunu anlatmıştım ve konuşmamız bittiğinde çoğu şeyi hala anlamadığını biliyordum. Karışık, pembe dizi kıvamında fakat benim için sıradışı sayılabilecek bir şeyin içindeydim. Anonim'le düzgün bir iletişim kuramadığımız için çoğu nokta hala eksikti. Yine de bazı şeyleri anlamaya çalışmayı bırakmıştım.
Ne olacaksa olsundu artık.
Perşembe sabahı okula gittiğimde herkes bana tuhaf tuhaf bakıyordu. Dört yıldır ilk defa beni fark edenlerin çoğunlukta olduğuna emindim. Bütün okul o fotoğrafı görmüştü galiba. Benim için zordu çünkü dikkat çekmekten hoşlanmıyordum. Cam kenarı en arka sıramda sessizce günün bitmesini bekleyen görünmez kız bendim. Tamam, Nisan'la güldük mü sesimiz sınıfı inletirdi fakat 27 kişilik sınıfta konuştuğum çok az insan vardı.
Hava kapalıydı. Perşembe'leri sevmezdim zaten. Nisan geldikten sonra biraz daha rahatlamıştım. Gözümün içine baka baka gıybetimi yapıyordu beyinsizler. Çatlayın, geberin. Yakışıklı sevgilim var benim. Oh canıma değsin. Hepiniz evde kalacaksınız, kedilerinizle yaşlanacaksınız.
Öğle arası olduğunda M.A lisesine gittik. Okulun adı Çamlıkaya bilmem ne olsa da tüm şehir bu okula Merkez Anadolu Lisesi derdi çünkü herkes bunu böyle bilirdi. İşte bu yüzden okula M.A diyordum. Hatta bazıları MAL diye kısaltıyordu ama konumuz bu değil. Nisan hemen Gizem'in sınıfını öğrenmişti. Kızın sınıfına baskın yapar gibi girdiğimizde ilk defa kendimi bu kadar kavgaya hazır hissediyordum. Elimde bir beyzbol sopası eksikti, düşünün nasıl bir havada olduğumu. Bizim çingene üç dört kızla birlikte sohbet ediyordu, bir grup erkek de diğer taraftaydı. Tabi sınıfta yabancı iki kız görenlerin dikkati bize yoğunlaşmıştı. Bilirsiniz, başka okula baskına giderken en az on adam olmakta fayda var fakat kimseyi mevzuya karıştıramazdım.
Kavgaya neden girdiğini bilmeyen, kaostan beslenen keneleri peşime takmak istemediğimden ve ikimizin de ego arşa çıktığından sınıfa öylece dalmıştık. Çingenenin bakışları bize döndü. Duraksamadan masasına ilerledim. Yüzünde bir boktan haberi yokmuş da bizi ilk defa görüyormuş gibi bir ifade vardı.
Eyy Gizem, sen kimsin ya?
Minicik, tatlı beyniyle beni kandıracaktı hani, cümlenin komikliğine bakın. Telefonda fotoğrafı açıp kızın suratına doğrulttum. "Bu ne lan?"dedim öfkeyle. Boş boş baktı. "Fotoğraf."dedi. Zeki kız. Arkadaşları kıkırdadı. Dörde iki, rahat alırdık bu kavgayı, diye düşünürken elimi öfkeyle sıraya vurdum.
Erkekler kız kavgası izlemenin keyfini çıkarıyordu. Adi piçler."Sinsice fotoğrafımı millete yollamak ne demek? Kimsin kızım sen? Derdin ne benimle?"
Şaşkın şaşkın gözlerini kırpıştırdı. "Anlamıyorum, ben senin fotoğrafını hiçbir yere yollamadım."
En nefret ettiğim insan tipleri sıralamasında ilk üçe rahat girerdi. Bir bok yediysen, arkasında duracaksın. Arkasında duramıyorsan o boku yemeyeceksin. Bu kadar basit. Yüzüme en kinlisinden bir gülümseme yerleştirdim. "Beni sınama. Numarandan adresine kadar bulduk kızım, kaçamazsın yediğin halttan."durup iyice sırıttım. Aslında yalan söylemiştim ama istesek bulurduk. Yüzündeki masum ifade parçalanmaya başlamıştı. Ha, şöyle."Ya da evine gidip ailene mi anlatsam ne boklar karıştırdığını?"
Rahatsız olmuştu. Arkadaşlarına bir bakış atıp yerinden kalktı. "Gel, dışarıda konuşalım."
Kötü kötü bakıp peşinden yürüdüm ve sınıfı terk ettik. Nisan da benimle gelmişti. Ah, şimdi bire ikiydik. Kızı parçalardık be. Koridorda kimse yoktu. "Ne istiyorsun?" dedi aptal gibi. Üç buçuk atmaya başlamıştı. Madem beni ifşa edeceksin, neden kendi hesabından yapıyorsun? Maldı işte.
![](https://img.wattpad.com/cover/108719652-288-k122438.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Rapunzel'in Dip Boyası Geldi
Ficção Adolescente"Sonra... Sen geldin. Her şey değişti." 🌹 Bu kitap, gerçek hayatta boşluğa düşmenizi sağlayabilir. Not:Etrafı toz pembe görmeye başlarsanız en yakın hastaneye gitmeniz şiddetle tavsiye edilir. 14.05.17