1.8
Muzlu Hasta Ziyareti
✌
İkinci sınıftayken annem bir gün "Bugün okulda sakın bahçeye çıkma."demişti. Sanıyorum ki hava soğuk olduğu içindi bu uyarısı. Okulda annemin sözünü çiğnemiş, kızlarla birlikte oyun oynamaya çıkmıştım. Zil çalıp içeri girmemiz gerektiğinde merdivenlerde takılıp düşmüştüm. Yüzüm kan içinde kalmıştı, kollarımda ve bacaklarımda kanayan yaralar vardı.
O gün anlamıştım ki ne zaman annemden gizli bir iş çevirsem başıma bir bela geliyordu.
Paslı bir çivinin çıkarttığı gıcırtıyı andıran tiz ses beynimin içinde durmaksızın çınlarken ensemden omurgama yayılan korkunç bir ağrı hissettim. Gözlerimi açmak istesem de bunu yapmak için fazla güçsüzdüm, şakaklarımdan çıkıp tüm zihnimi ele geçiren keskin acı gücümü kesiyordu. Anlamsız görüntüler yavaş yavaş kaybolurken derin ve sessiz bir karanlık gördüm. Ardından sesler doluştu kulağıma.
"Hala uyanmadı."diyordu tanıdık bir ses. "Tamam, tamam. Hayır. Sonra gelirim. Evet, onu bekleyeceğim. Kapat hadi. "
Sessizlik. Sol avucumda hissettiğim sıcaklık, içimdeki huzursuzluğu sindirmeye yetmişti. Gözlerim hafifçe açıldığında kirpiklerimin arasından gördüklerimi anlamaya çalıştım. Bembeyaz duvarlar, ciğerleri gıcık eden ilaç kokusu. Gözlerimi biraz daha açıp başımı soluma çevirmeye çalıştım. Gördüğüm manzara içimdeki kargaşayı yatıştırmıştı. Bal, elimi avuçlarının arasına almıştı, gözleri bana değil ileriye bakıyordu. Uyandığımı fark etmemişti, üstünde hala maçtan kalma forma duruyordu. Üşümüyor muydu?
İstemsizce elini sıktım. Bal gözleri hızla bana döndü, ona öylece bakmakla yetindim. "Uyandın!" dedi heyecanla. Uyandım, Bal. Kör müsün? Yutkunup ağzımdaki kuruluğu gidermeye çalışırken sol koluma bağlı serumu görünce ağlamak istedim. Serumdan nefret ediyordum.
"Nerdeyim ben?"diye mırıldanırken hastanede olduğumuzun farkındaydım fakat neler olduğunu sormak yerine bunu sorasım gelmişti. "Hastanedeyiz. Başına sandalye düştü, bayıldın."dişlerini sıkarken gözlerinden pişmanlık geçti. "Hayvan herifler seyirci koltuklarını söküp birbirlerine atarken oldu. Seni koruyamadım, özür dilerim."
Yorgun gözlerle formasındaki lekelere baktım. Kan mıydı o? Ah, benim kanım olmalıydı. Boştaki elim başıma gitti fakat Bal elimi engelledi."Dokunma. Beş dikiş attılar kafana."öfkesi sesine sinmişti. Kime öfkeliydi? Kafamı yaran hayvana mı yoksa kendine mi? Ağlamak istiyordum. Damarıma temas eden bir serum iğnesi vardı, kafamda beş dikiş vardı ve kimsem yoktu. Bal dışında yanımda kimse yoktu.
Annemler neredeydi?
Yerinden kalktı."Ben doktora haber vereyim, sen yat."sanki başka bir şey yapabilirmişim gibi. Bir anda aklıma düşen zeka parıltısı fikirle konuştum. "Sen kimsin?"derken sahte bir yabancılık takındım. Her şey senin yüzünden, Bal. Biraz da ben oynayayım yani.
Donup kalmıştı."Ne? Ne diyorsun Yağmur?" şaşkınca gözlerimi kırpıştırdım. "Seni tanımıyorum, kimsin sen?" gözleri irileşti. "B-beni tanımıyor musun?" derken yüzündeki dehşete kahkaha atmak istedim ama anlamamış gibi yüzümü buruşturmakla yetindim. "Tanımıyorum. Kimsin sen? Beni nasıl buldun?" etrafıma kısaca baktım. "Hangi şehirdeyiz biz?"
Yutkundu. Eliyle yüzünü ovalarken küfrediyordu. "Allah belamı versin ya, kız hatırlamıyor."dedi kendi kendine. Çok mahsun bir halin var, Bal. Yapma, dayanamam. Başımdaki ağrı berbattı fakat görüyorsunuz ki ölüm döşeğinde de olsam oyunbaz halimden vazgeçmezdim."Hiçbir şey hatırlamıyorsun yani? Şaka yapmıyorsun değil mi?"inanamıyordu tabi. Kaşlarımı çattım. "Şaka yapar gibi bir halim mi var? Hiçbir şey hatırlamıyorum."
![](https://img.wattpad.com/cover/108719652-288-k122438.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Rapunzel'in Dip Boyası Geldi
Novela Juvenil"Sonra... Sen geldin. Her şey değişti." 🌹 Bu kitap, gerçek hayatta boşluğa düşmenizi sağlayabilir. Not:Etrafı toz pembe görmeye başlarsanız en yakın hastaneye gitmeniz şiddetle tavsiye edilir. 14.05.17