Çay Tiryakisi Panda

5.9K 894 458
                                    

2.0

Çay Tiryakisi Panda

🍍

Bundan üç ay önce birisi gelip eve erkek atacağımı ve aile bireylerinden birisine basılacağımızı söylese ona nadide organımla gülerdim. Ya da gülmezdim. Adamın ağzına sıçarım, ne demek eve erkek atacaksın? Sen kimsin, kim? Açık adres ver bana.

Tamam, sakinim.

Kapının çalınmasından üç saniye sonra nöronlarım paraşütle beynimin acil durum merkezine iniş yapmışlardı ve hep birlikte ufak bir değerlendirme yapmıştık. Şayet apartmanın girişindelerse Bal'ı evden çıkarıp çatı katına yollayabilirdim. Eğer evin kapısındalarsa Bal'ı camdan atmalıydım. Parmak uçlarımda yürüyerek kapıya yaklaştım ve delikten baktım. Ablamın tipsiz suratı kapının diğer tarafındaydı. En azından annemler yoktu.

Bal bana masum masum bakarken kendimi bordo bereli gibi hissetmeye başlamıştım. Bu operasyonun tüm aşamalarını tek başıma yürütecektim. Bal'a botlarını alması için işaret ettim, sorgulamadan botları eline aldı. Kapı bir kez daha çaldı. "Ne yapacağız?" diye fısıldadı Bal. Çok tatlısın, kes şunu.

Ablam Bal'ı evde görse annemler gibi tepki vermek yerine bana ölümüne şantaj yapardı ve ruhumu ele geçirene kadar durmazdı. Ayrıca hafızamı kaybettiğim ayrıntısı da hala günceldi. Yani Bal'ı evde görürse çift katlı şantaj uygulardı. Buna engel olabilmek için Bal'ı pencereden bile atabilirdim.

Elim sıcacık eline uzandı ve hızla elini kavradım. Şaşkın şaşkın birbirimize baktık ama bu çok kısa sürmüştü. İlk el ele tutuşmamız böyle olsun istemezdim, bebeğim. Fakat romantikliğin zamanı değil. Gerçi kavga ettiğimiz gece de elimi tutmuştun ama bu ayrıntıyı geçiyorum. Bal'ı peşimden çekiştirip koridora girdim ve odama girdiğimiz gibi "Burda bekle."diye fısıldayıp odanın kapısını örttüm. Geldiğim yolu depar atarak aştım, evin dış kapısını hızla açtım.

Ablam sinirle gözlerini devirdi."Sonunda açabildin. Neden bu kadar geciktin, ağaç oldum kök saldım resmen!" topuklu botlarını çıkarıp vestiyerin ayakkabılığına bıraktı. Koridora girecekken duraksadı, gözlerini sinsice kısıp derin bir nefes aldı. "Erkek kokusu alıyorum. Bu koku ne kız?"

E, yuh abla. Biraz daha zorlasan kokudan çocuğun fiziksel özelliklerini de bulacaksın. Sertçe yutkundum. "Bence saplık başına vurdu, ondan yani."ceketini çıkarıp dolaba astı ve sinsi bakışlarını yüzüme çevirdi. "Nerden biliyorsun? Hafızan yerine mi geldi yoksa?" sesinde öyle baskın bir ima vardı ki kalbim Bal'ı gördüğüm zamanlardan daha da hızlı atmaya başladı. "Ben,"dedim nefes nefese."Bir şeyler hatırlamaya başladım. Seninle ilgili."

Tek kaşı kalktı, külyutmaz ifadesiyle başını salladı. Beni sorguya alacağını sanırken koridora girdi, peşinden sessizce gidiyordum."İyi madem. Bir an önce düzel de evdeki dokunulmazlığın kalksın. Sıkıldım senin sorunlarından."sırtına bakarken dil çıkardım.

"Akşama dönerim, demiştin. Neden erken döndün?"aşırı adrenalin çenemin düşmesine neden olmuştu sanırım. Ablam oflandı. Yürümeyi kesmedi, odamın yanındaki odasının önüne geldiğinde arkasını dönüp boş boş baktı. "Sanane kızım? İstediğim zaman gelirim. Mal mısın nesin anlamadım ki."odaya girdi. Kapısını kapatmak yerine çantasını yatağın üstüne fırlattığı esnada aklıma düşen muhteşem fikirle kapının arkasındaki anahtarı hızla çıkardım. Kapıyı kapatırken ablam kapıya yetişmeye çalışsa da hızlıca kapıyı kilitledim.

"Lan! Aç kapıyı! Ne yapıyorsun beyinsiz?! Yağmur aç şu kapıyı!"kapıyı açmaya çalışıyordu ama asla açamayacaktı. Odamın kapısı sessizce aralandı, Bal kafasını usulca uzatıp bana baktı. Bakma şöyle tatlı tatlı. Acaba seni bırakmasam da evde mi beslesem? Benim koltuğu yatak yaparım sana, beleş Wi-Fi de var.

Rapunzel'in Dip Boyası GeldiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin