Bal'ın Kırk Dokuz Tonu

6K 752 407
                                    

2.2

Bal'ın Kırk Dokuz Tonu

👽

Bal: Anlatırım ama

Bal: Çok dalga geçmeyeceksin

Bal: Söz ver

Yerde oturmaktan yassılaşmış nadide organımın üstünde rahatsızca kıpırdandım. Bal yüzünden bir haftadır şarj aletine bağlı olarak yaşıyordum çünkü sürekli ve sürekli mesajlaşıyorduk. Takdir edersiniz ki yatağımın yanında priz yoktu çünkü ben kutsanmış üstün bir varlık değildim.

Bal'ın bana çıkma teklifi ettiği günün üstünden yaklaşık bir hafta geçmişti, kırmızı bere vakasını kafamdan silip atamıyordum. Kafam her şeyle dolu dolu olduğundan Bal'a daha sakin davranıyordum fakat günde en az iki kere sözlü ya da fiziksel olarak saldırıyordum. Saldırganlık benim doğamda var, ne diyebilirim ki...

Ben: Tamam hadi anlat

Elbette dalga geçecektim. Bunu o da biliyordu ama itiraz etmekten vazgeçmiş olacak ki yazmaya başladı. Heyecanla mesajını beklerken gözüm saate kaydı. Gece yarısını çoktan geçmişti. Sahi, kaç saattir konuşuyorduk? Bal'la aldığımız nefes hakkında bile konuşacak kadar çok vakit geçiriyorduk ama bundan pek rahatsız değildim. Mesela sadece yemek yerken ve tuvalete gideceğimiz zamanlar konuşamıyorduk, nasıl rahatsız olabilirdim ki?

Şimdi de onca konunun ardından sıra beni takip ettiği zamanlara gelmişti. Bu konuda hala nasıl davranacağımı bilmediğim için her şeyi boşvermiştim.

Bal: Hani demiştim ya

Bal: Seni çok aradım ama bulamadım diye

Bal: İşte yaz tatilinde sırf seni görebilirim diye İstanbul'a gitmemiştim

Duydunuz mu? Benim için İstanbul'a gitmek yerine tatilini heba etmiş. Ben buna değmem, Bal. Yol yakınken vazgeç artık.

Bal: Çarşıda bizim çocuklarla buluşmuştuk bir gün

Bal: Geziyoruz öyle boş boş

Bal: Sonra bir kız gördüm karşı kaldırımda

Bal: Saçları duruşu sana çok benziyordu

Bal: Sadece sırtını görüyorum ama donup kaldım işte

Bal: Bir ihtimal deyip fırladım yola geçtim karşı kaldırıma

Bal: Kızın kolundan tutup çektim yüzünü görmek için

Bal: Sen değildin tabi

Bal: Kız çığlığı bastı doğal olarak, yabancı birisi kolundan çekiştiriyor falan korktu galiba

Bal: Yoldan geçen bir teyze grubu olayı yanlış anladı kız çığlığı basınca

Bal: Lan hepsi birden üstüme geldi hepsi gülle gibi çantalarını kafama geçiriyor

Bal: Ne sapıklığım kaldı ne pezevenkliğim

Elimde olmadan kahkaha attım. İyi olmuş sana Bal. Başkasını ben sanamazsın, ben tekim Bal.

Bal: Ulan çarşı bir anda karıştı o köşelerde kız kesen kekolar bile ahlak bekçisi kesildi bir anda

Bal: Ben durumu anlatana kadar kızın abisi çıktı yandaki dükkandan

Rapunzel'in Dip Boyası GeldiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin