Otobüs Fantezisi Vs Sakız Tanrıçası

6.3K 811 226
                                    

1.2

Otobüs Fantezisi Vs Sakız Tanrıçası
🍃

Sakız Tanrıçası ben oluyorum elbette.

Bugün sigaranın zararlarından bahsedeceğim. Lisede sigara içenleri sabaha kadar eleştirebilirim. Açıkçası 9.sınıfa giden bıyığı henüz çıkmamış ergenlerin efkarlı efkarlı sigara tüketmesi itici ve acınası görünüyor gözüme. Hepsi babasının parasını cool görünmek için harcayan asalaklar. Elbette derdinden içenlere lafım yok ama yine de onca yol varken sigaraya başvurmak... Tercih meselesi.

Son zamanlarda sigaraya olan sempatim arttı. Bahsetmek istediğim tam olarak bu. Okulun sikik idaresi, kurallar, sokuk Ygs, sıçmık Lys, babam, annem, hatta marketteki kasiyer abi... Herkes üstüme geliyor. Zaten ağır bunalım geçiriyorum, bir de Bal çıktı başıma. Hayır yani sen beni nerde gördün de buldun da fotoğraf çektin? Sokuk Tumblr.

Tamam, Bal kafamı dağıtıyor fakat konuşma bittiği an geride bir enkaz bıraktığının farkında değil. Onunla konuştukça kendime olan güvensizliğim artıyor, hayatı sorgulamaya başlıyorum ister istemez. Model olacak çocuk, ne işin var benim gibi paspal, tipsiz bir kızla? Kız mı yok oğlum sana? Hayır, arkadaş olmak istiyorsan ciğerimi ye. Benimsin, bilmem nesin gibisinden laflar söyledikten nasıl arkadaş kalalım seninle? Bana bunu neden yapıyorsun, Bal?

Sigaraya para verecek kadar cömert olmadığım için çareyi sakızda buldum ve tıpkı bir bağımlı gibi sürekli sakız tüketiyorum. Özellikle karpuzlu sakız bittiği an ellerim titremeye başlıyor. Yakında müptela olacağım yemin ederim. El birliğiyle ruhumu sömürdüler, çürüttüler beni. Bittim, tükendim, yıldım.

Bugün Pazartesi.

Aslında bu, bütün isyanlarımın temel sebebi olabilir.

Bal da kimmiş, bugün koskoca Pazartesi be!

Sabah yüzümü yıkayıp evden çıktım. Üç paragraf nasıl hazırlandığımı yazacak değilim; dümdüz normal insanım işte. Bunun için bana teşekkür etmelisiniz. Başkası olsa ojesinin rengine kadar yazardı, ne kadar da vicdanlıyım. Yine de üstümü başımı özet geçecek olursam siyah dar pantolon, mor kazak ve siyah kot ceket giymiştim. Botlarımı giymemiş olsaydım eşofmanı çeker giderdim de benim bile estetik kaygısı yaşadığım zamanlar oluyordu işte.

Gece saçlarımı ıslak ıslak örüp yattığım için başımda sinsi bir sızı vardı, öğlene doğru bu sızının feci bir ağrıya döneceğini biliyordum. Çantam, çoğuna el bile sürmeyeceğim Ygs kitaplarıyla doluydu ve hava feci soğuktu. Hava iyi olduğunda okul uzak olsa da yürüyerek gidiyordum fakat şimdi otobüse binmem gerekiyordu. Hani şu Doğukan'ın beni gafil avladığı tatlı toplu taşıma aracı.

İtiraf etmeliyim ki kıyafetime azıcık fazla özenmemin nedeni de Bal'ı görme ihtimalimdi. Ders çıkışı aniden karşıma çıktığında uykudan yeni uyanmış gibi uğursuz bir tiple görmüştü beni. Gerçi markette de öyle görmüştü. Otobüste de öyle görmüştü. Düşündüm de Allah benim belamı versin ya. Utanç verici bir insanım.

Bir yanım diyor ki boşver Yağmur doğal takıl, diğer yanım da diyor ki senin doğallığına sıçarım.

Ben böyle devlet meselesi kadar mühim konular üzerine iç sesim ve nöronlarımla tartışırken benim tatlı ulaşım aracım gelmişti, sabahları garip bir şekilde kalabalık olmuyordu. Sanırım oturduğum mahalledeki herkesin para sıçmasından kaynaklanıyordu. Herkesin arabası var tabi, bir elit takılma çabaları falan. Ve evet, zengin olduğumu vurguladım. Pis fakirler, geberin.

Şaka şaka. Ben de halktanım, elit takılan burjuvamsı tiplerden değilim. Hakiki Anadolu çocuğuyum lan.

Gözüm ilk defa dikkatlice etrafta dolandı. Nerdesin Bal?

Rapunzel'in Dip Boyası GeldiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin