Ama Ben Sana Küsüm

4.8K 501 541
                                    

Selam.

Uzun bir süre beklettiğim için hepinizden özür dilerim.

Pekala, bu fazla ciddi oldu shdsdşlf

Yazdığım bölümü yanlışlıkla silmem ve bir sinir krizi eşliğinde baştan yazmam neticesinde beni kesinlikle tatmin etmeyen bir bölüm ortaya çıktı fakat biraz daha bekletmek istemedim sizi. Hoşunuza gitmezse, anlayışla karşılarım yani. *yalan*

Bu arada... Cumartesi günleri yayımlayacağımı söylemiştim ama bana her gün Cumartesi ahahahah*durumu kurtarma çabaları*

Oy veren, yorum yapan herkese teşekkür ediyor ve devamının gelmesini temenni ediyorum.

Sizi seviyorum.

Kutsandınız.

4.3

Ama Ben Sana Küsüm

Ben müdüre baktım. Müdür bana baktı. Doğukan'a döndüm. Doğukan müdüre bakıyordu. Müdürle tekrar bakıştık.

"Aslında biz se-"

Doğukan'a dehşetle bakarken saçlarım ağır çekimde savruluyordu, kaostan beslenen sinsi müdür gözlerini kısmıştı. İşte buna nefeslerin tutulduğu an diyoruz arkadaşlar. Doğukan henüz cümlesini bitirmemişti ki kapı açıldı, içeriye giren babamdı.

Ah, şükürler olsun. Babam gel-

Baba!

Ah, hayır.

Eğer ruh halimi bir cümleyle özetleyecek olursam, kendimi ıslanmış çorap gibi hissettiğimi söylerdim. Az öncesine kadar yumuşatıcı kokan, temiz bir çoraptım ama kader beni ayağına geçirdiği gibi yanlışlıkla ıslak zemine basmıştı ve artık rahatsızlık hissi yüzünden temiz olmama rağmen çıkarılıp kirlilerin arasına atılmıştım.

Tansiyonum yerle yeksan olmuş vaziyette babama bakarken, donuk gözleri önce beni inceledi. Ardından Doğukan'a baktı, kaşları sertçe çatıldı. Yutkunamıyordum. Anlamıştı! Kesinlikle anlamıştı! Bittim. Bülent Ersoy gibi yere yavaşça uzanıp bayılmak istiyordum. Belki o zaman bana acıyıp bu mevzunun peşini bırakırdı.

Aklıma Feriha'nın bayıldığına inanmayan Emir gelince bu fikirden caydım.

Müdür, babamla tokalaştıktan sonra bizi dışarıya yollamıştı. Koridora çıktığımız an omuzlarım düştü. Bitmiştim. Haklı olsam bile olaya Doğukan'ın dahil olması ve Utku'nun elinin kırılması, haklılığımı geri plana itiyordu. Beni dinlemeyecekti. Biliyordum. Kendi doğrularıyla beni yargılayıp infaz edecekti yine. Bana sarf edeceği cümleler alt alta dizilmeye başlamıştı zihnimde.

Sadece... Bugün bir an önce bitse...

Karşı duvara yaslanıp kollarını göğsünde bağlayan Doğukan'a bakınca gözlerimi kıstım. Dişlerimi sıkarak yaralı yüzündeki rahat ifadeyi izlediğim saniyeleri bölen, yine oydu. "Ne? Niye öyle bakıyorsun bana?"dedi kaşlarını kaldırıp.

Hırsla "Az kalsın müdüre söylüyordun!"dedim.

Umursamazca omuz silkti. "Nereden biliyorsun ne diyeceğimi?"

Benimle oyun oynuyordu. "Cümlenin sonunu duymamış olmam başını duymadığım anlamına gelmez, Doğukan. Söyleyecektin!"

Başını hafifçe yana yatırıp gözlerini kıstı. "Yani?"

Gözlerimi belerttim. "Yani mi? Yani."güldüm."Sen bugün cidden kafayı yemiş gibi davranıyorsun."

Yüzündeki umursamaz tavrı yerini belirsiz bir soğukluğa bırakırken dişlerini sıktığını fark ettim."Öfke problemleri olan birisinden başka ne bekliyordun ki?"

Rapunzel'in Dip Boyası GeldiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin