2.3
Bazı Ballı Meseleler
💎
Uyumak istiyordum.
Yaprak kıpırdamayan sessiz hayatım, Bal geldikten sonra olağanüstü bir şekilde hareketlenmişti. Tuhaf romantik sahneler olsun, ekşınlı anlar olsun, yaz dizilerinden fırlama klişe sahneler olsun... Hepsinden Bal sorumluydu. Bal aşağı, Bal yukarı. Bal, Bal, Bal. Öyle ki çocuğa Bal diye diye adını unutacak seviyeye gelmiştim. Her şeyi kenara itip gerçeklikle rüyaları ayırt edemeyene kadar uyumak istiyordum.
Olası bir klişeyi daha kaldıramayacağım için duruma el atmalıydım. Gerçi Bal'a hesap vermek zorunda da değildim. Ey, Bal. Sen kimsin ya?
Bal'ın iri adımları yanıbaşımda sonlandı. Yüzünden ne hissettiğini anlamak güçtü. Hem öfkeli gibiydi, hem sakin gibiydi. Garip. "Ne diyorsun lan sen?" dedi Murat'a hitaben. Kavga çıkar mıydı? Yok artık, dedi sürtük nöronlar. Ne sıfatla, neden kavga çıksındı?
"Sanane lan?"diye diklendi Murat. Şu ergenlerin kuyruğu dik tutma çabaları beni öldürüyor. Ne bu atarlı haller, Bal? Altı üstü bir avuç ergeniz, neyin hıncı bu? Bal sinirle güldü. Ah, hayır. En son sinirle güldüğünde zavallı çöp kovası iki büklüm olmuştu. Murat'a da aynı sonu reva görmezsin değil mi, Bal?
"Bu piç az önce sana ne dedi Yağmur?!"diye bana yöneldi bu sefer. Küfretmesi hoş değildi ama bunu dile getirecek kadar aptal değildim. Sonumun çöp kovası gibi bitmesini istemiyordum. Evet, o çöp kovasını hala unutamadım. Rüyalarıma giriyor hala. "Bir şey demedi..."diye mırıldandım. Henüz aptallık aşamasındaydım.
İkimize inanamıyormuş gibi bakınca kendimi Bihter gibi hissetmiştim. Açıklayabilirim, Bal. Neden bu kadar öfkelisin? Sen Bal Ziyagilsin, aptallık etme.
"Dedi!" diye bağırınca gözlerimi kırpıştırıp bir adım geri gittim. Bana bağırmasından nefret ediyordum. Murat Bal'ın üstüne yürüdü. "Bağırma lan kıza şerefsiz."dedi Bal'a. Bal'a şerefsiz dedi, duydunuz mu? Gerçi o da Murat'a piç dedi. Yaşasın erkek kavgası!
Bal Murat'ı yakasından kavrayınca ellerim panikle onun omuzlarına tutundu. "Sanane lan Yağmur'dan pezevenk?!"
Beni görsün diye kolunu sıktım ama pek umrunda değildim. "Doğukan bırak çocuğu."dedim ürkekçe. Bana da şiddet uygular mıydı ki? Yok canım. O Bal bir kere, boşuna mı Bal dedik? Bana dönen gözlerinde yakıcı bir öfke parladı. "Onu mu koruyorsun şimdi de?!"
Of. Menopoza giren teyzelerin ruh hali senden daha makul, Bal. Ömrümü tükettin, yedin, bitirdin. "Hayır. Biraz sakin olur musun?" dedim soğukkanlı olmaya çalışarak. Biraz daha atar gider yaparsanız ikinize birden dalacağım, Bal. Öfkeyle bir küfür savurup Murat'ın yakasını bıraktı, bırakırken onu ileri itmişti. Murat yalpalasa da düşmedi. Bal'ın eli sinirle güzelim saçlarını çekiştirirken Murat ona ters ters baktı.
"Sana seni sevdiğini söyledi!"diye bağırdı küçük bir çocuk gibi. Gözlerimi devirdim. Sakin ol küçük enişte, ne bu asabiyet? Olayın aslını anlatmanın tam sırası, diye düşünürken Murat'ın sesi beni susturdu. "Evet!"dedi ben ondan yalanlamasını beklerken."O da beni seviyor! Sen de duydun!"diye yalanlarını saçtı ortaya. Donup kaldım.
Böyle durumlarda erkek gidene kadar aptal aptal kelimeler sarf edip olayı mahveden saf kızlardan değildim. Gerçi böyle bir durumu daha önce yaşamamıştım ama siz anladınız ne demek istediğimi. "Yuh!" diyerek tepkimi koydum ortaya. Bal'ın bakışları ikimizin arasında ölümcül bir sessizlikle gidip geldi. "Demek seviyorsun. O da seni seviyor. Güzel."kendi kendine konuşuyormuş gibiydi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Rapunzel'in Dip Boyası Geldi
Teen Fiction"Sonra... Sen geldin. Her şey değişti." 🌹 Bu kitap, gerçek hayatta boşluğa düşmenizi sağlayabilir. Not:Etrafı toz pembe görmeye başlarsanız en yakın hastaneye gitmeniz şiddetle tavsiye edilir. 14.05.17