1.6
Sürtükler Savaşı Ve Masum Prens
💫
Tüm kötülüklerin anası çakma sarışın Pelinsu, masum kız'ı köşede kıstırır ve usulca fısıldar:
"Meriç benim. Ondan uzak duracaksın." masum kız durur mu? Yapıştırır cevabı:
"Meriç kim amınakoyim?"
İşte yukarıdaki muhteşem diyaloğun ufak bir canlandırmasını yapmak üzere Gizem'le birlikte sakin bir köşeye geçmiştik. O zamanlar Gizem'in derdini bilmesem de elbette tahminlerim vardı. Bal'a aşık olabilirdi, Bal'ı kıskanıyor olabilirdi, Bal'ın platoniği olabilirdi. Görüyorsunuz ki tüm ihtimaller aynı kapıya çıkıyor. Üzgünüm, Gizem. Bal dün gece kapıma kadar geldi. Çatla, öl, geber.
"Konuş. Çok vaktim yok."sert sesimle birlikte bakışlarımla onu öldürecek kadar kötü bakıyordum. Kısaca inceleyince aşüftenin aslında güzel olduğunu farketmiştim ama önemli değildi. Siyah pantolon, siyah botlar, siyah deri ceketle ve upuzun düz saçlarımla gayet havalı olduğumu düşünüyordum. Evet, evet. Dünyanın en güzel kızı bendim. Hadi çatla, öl Gizem.
Keşke şu özgüvenim Doğukan'ın yanında da ortaya çıksaydı.
"Kim için konuşmaya geldiğimi biliyorsun, lafı uzatmayacağım Yağmur. Doğukan'ın sürekli peşinden koştuğunun farkındayım."nefes alamıyormuş gibi duraksadı. Söylediklerinin gerçekliği canını yakıyordu, bunu göstermek istemese de görebiliyordum. Yüzümde hiçbir duygu değişimi olmadı. "Fotoğrafınızı o sayfaya yolladığım için bana kızgınsın biliyorum ama Doğukan'ın iyiliğini senden çok düşündüğümü bil."durdu.
Acımasız bir şekilde sırıttım. Onu zor durumda bırakmak için mimiklerimi kullanmam yeterliydi. Yanlış kişiye çattın, Gizem. "Fark ettim. Sayende birbirimize daha da yakınlaştık, cidden onu önemsiyor olmalısın."dalga geçsem de söylediklerim kısmen doğruydu. Belki de o fotoğrafı millete yaymasaydı Bal'la bu kadar çok kavga etmeyecektik.
Her kavgada birbirimize yaklaşmıştık.
Gözlerinden saklamaya gerek duymadığı bir nefret geçti. Senin gözlerini oyar, odama süs niyetine koyarım be! "Neyse ne. Doğukan senin yüzünden bütün vaktini boşa harcıyor artık."benim için boş vakit demişti. Bana demişti, duydunuz mu? "Bilmem farkında mısın ama önümüzde Ygs var ve Doğukan senin yüzünden ders çalışmayı bıraktı."gözlerimi devirip küçümser bir şekilde tipsiz suratına baktım.
Daha inandırıcı konuşabilirsin, Gizem. Böyle bahanelerin ardına saklanma, azıcık mert ol."Sadede gel. Yeterince boş konuştun."
Derin bir nefes aldı. "Doğukan'ın hayalleri var ve seninle konuşmaya devam ederse bu hayallerine veda etmek zorunda kalacak. O başarılı birisi, sen karşısına çıkana kadar öyleydi. Artık dersleri umursamıyor, sınavı umursamıyor."dişlerimi sıktım. Bunları söylemeye hakkı yoktu, hiçbiri benim tercihim değildi.
"İyi de benden ne istiyorsun?!"
"Ondan uzak dur!"
Bunu söyleyeceğini bekliyordum ama nöronlarım uzak durma konusuna tuhaf tepkiler vermeye başlamıştı. Yüzümdeki yapay gülümseme silindi, karşımdaki aşüftenin kızarmış gözlerine baktım. Onu seviyordu, belliydi yani. Fakat bilmediği bir şey vardı. Ben basit entrikaların insanı değildim, birisi canımı yakmak istiyorsa beklemeden canını yakardım. İntikam soğuk yenen bir yemek olabilirdi ama ben yemeğimi sıcak yemeyi tercih ederim.
Tekrar güldüm. "Bunu bana değil, dostuna söyleyeceksin."derken 'dost' kelimesini sertçe vurgulamıştım. Hayretle güldü. "Defalarca söyledim ama fayda etmedi. Onu sevmiyorsun, bari sen durdur onu."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Rapunzel'in Dip Boyası Geldi
Novela Juvenil"Sonra... Sen geldin. Her şey değişti." 🌹 Bu kitap, gerçek hayatta boşluğa düşmenizi sağlayabilir. Not:Etrafı toz pembe görmeye başlarsanız en yakın hastaneye gitmeniz şiddetle tavsiye edilir. 14.05.17