2.1
Pandalar Da Sever
🍒
Ben, dilimle lanetlenmiş bir mahluktum.
"Hesabı sana mı kitlediler?"
Durdum, durdu. Fenomen olduğunu sanınca hemen kitap ya da film çıkaran şahısları görmekten bile daha utanç veric bir an yaşanıyordu. Nöronlarım bana isyan edip greve girerken Bal hala bakıyordu. O mu beni hipnoz etmişti; ben mi onu, belli değildi. Gözlerini kırpıştırıp hafifçe geri çekildi. Baktı, baktı, baktı.
Ve kahkaha attı.
Çok güzeldi.
O an anladım ki Bal yanımdayken nefes almasam da olurdu. O yanımda olsundu, fotosentezle geçinip giderdim ben. Gözleri kısılmış, dudakları sonuna kadar kıvrılmıştı. Çok güzeldi. Benim nöronlara da ihtiyacım yoktu. Onun yanındayken beynim kısa devre yapıyordu zaten.
"Sen," biraz daha güldü."İnanılmazsın."
Ne sandın, bebeğim? Beni ben yapan şey bu.
"Öyle miyim?"dedim saf saf. Hala algılamada sıkıntı yaşıyordum çünkü nöronlar grev konusunda ısrarcıydı. Bal yanımdayken kalbim hızlanıyor, diğer tüm organlarım işlevsiz hale geliyordu. Bir de o gözleri yok muydu... Kahkahası küçük kız çocuğunun kaburgalarına işlemişti, nasıl normal halime dönecektim şimdi? Dudaklarını birbirine bastırıp parıldayan gözleriyle gözlerimi kendine hapsetti. "Öylesin."
Eh, iyi madem. Sen öyle diyorsan öyle olsun, Bal.
Garsonu çağırıp hesabı isterken sessizce onu izliyordum. Babasının zengin olduğunu unutmuştum. Yine de arkadaşın zengin diye onun sırtından geçinmek doğru değildi."Hadi, seni eve bırakayım."deyip yanımdan kalktı. Beraber kafeden çıktığımızda önüme geçip tebessüm etti. Eli sabahtan beri kafamdan çıkarmadığım kırmızı bereye gitti, nazikçe bereyi kaşlarıma kadar çekti.
"Hava soğuk, üşürsün sen."
Eridim Bal, ne üşümesi?
"Hesabı sana kitlediler."dedim hipnoz olmuş gibi. Bu kadar aptallık bana fazla geliyordu cidden. Bozuk plak gibi sürekli hesabı Bal'a yıkmalarından bahsetmemdeki amaç neydi, ben de bilmiyordum. Sanırım ruhumun fakirliği dilime vurmuştu.
Bir kahkaha daha attı. Sıcacık elleri yüzümü kavradı, onun yanında minyon kaldığım için yüzüm de ufalmıştı. "Başka zaman da onlar öder. Sorun değil, güzelim." eriyen nöronlarım anahtar kelimeyle eski hallerine dönerlerken irkilip kendimi geri çektim. Kaşlarım çatıldı. "Bana güzelim demesene. Sana kaç defa söyledim!" yanından sıyrılıp yürümeye başladım.
Ruh halimin bu kadar hızlı değişmesi normal miydi, bilmiyordum. Belki de Bal dengemi bozduğu için böyleydim. "Güzelim diyorum çünkü güzelsin." dediğinde bana yetişmişti. Kime göre, neye göre, Bal?
Ayağımı hırçınca yere vurup yürümeyi kestim. Birileri iltifat edince küfür gibi algıladığımı daha önce söylemiş miydim? "Değilim. Güzel falan değilim. Olsam da senin güzelin değilim."derin bir nefes alıp elini saçlarına götürdü. "Güzelsin. Sadece farkında değilsin."kendinden emin duruşu beni sürekli kendimle çelişmeye itiyordu.
Güzel değildim, çirkin de değildim. Güzellik göreceli bir kavram olsa da güzel sıfatına yakışmadığım kesindi. Ağzımı açtığımda işaret parmağı dudağıma kapandı."Ayrıca biz sevgili olduğumuza göre benim güzelim oluyorsun. Bunda kızacak bir şey yok ki."
Şoktan apışıp kalmıştım. Parmağını ittim. Sürekli aynı şeyleri yapıyordu, beni sinirlendireceğini bile bile. Caddede olduğumuzdan rahatça bağıramayacağım için ara sokağa girene kadar sessiz kaldım. Kötü Çocuk filmi gibi saçma bir şey çekmiyorduk, böyle şeyler beni sinirlendirmekten öteye gidemezdi. Ne demek sevgiliyiz? Sokağın tenha olduğundan emin olunca aniden durdum. Bal da mecburen durdu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Rapunzel'in Dip Boyası Geldi
Teen Fiction"Sonra... Sen geldin. Her şey değişti." 🌹 Bu kitap, gerçek hayatta boşluğa düşmenizi sağlayabilir. Not:Etrafı toz pembe görmeye başlarsanız en yakın hastaneye gitmeniz şiddetle tavsiye edilir. 14.05.17