Mandalina Krallığı

5.2K 719 414
                                    

*bölüm sonundaki notu okumayan bizden değildir shzhwjjze*

3.0

Mandalina Krallığı

💞

Günlerden yine bir okul günü ve ben yine uykusuzum.

Doğukan'ın dün gece yaptığı iğrenç espri -tuzak desek daha doğru olur- yüzünden utancımın üstüne bir de öfke eklenmişti ve uykularım kaçmıştı. Bana tartışmamızın ardından "Ne dedim ki ben?" demişti ve ben de asla düşmeyeceğim bir tuzağa düşüp "Sevgilim."diye cevap vermiştim.

Bilin bakalım o bana ne demişti?

"Efendim güzelim?"demişti.

Halbuki "Dedin ya."diye ikinci bir mesaj atacaktım. Bu adil değildi. Bu yaptığı alenen pisliğe girerdi.

Ve bir Yağmur kuralı der ki; canın istediği an Bal'a engel at. Çünkü Bal bunun için yaratıldı. Yani... Canım Bal bilmem kaçıncı engelini yemişti benden. Bunun uzun sürmeyeceğini bilsem de şimdilik kafam rahattı. En azından bir süreliğine beni utandıramayacaktı, bu da bir şeydir.

Gece boyu yatakta kıvranıp telefonumla oynamıştım ve sabah 5 gibi kalkıp banyo yapmıştım, saçlarımı kurutmaya bile üşendiğim için tenim hala buz gibiydi. Saçlarımı da taramadığım için uçları kıvır kıvır olmuştu. Aynadaki yansımama umutsuzca baktım. Okulda rahat uyumak için gri, üstünde minik pandalar olan bir eşofman giymiştim. Üstünde de her zamanki yumuşacık gri kazaklarımdan biri vardı. Tamam, daha çok pijamalarımla dolanıyormuşum gibi görünüyordu ama öyle değil. Valla değil.

Aynada çuvalımsı şeyler giyinmiş küçük suratlı, uzun saçlı bir yaratık görüyordum.

Ve maalesef o yaratık bendim.

Dünden kalma çantamı açıp param var mı diye kontrol ettikten sonra telefonumu ve şarj aletini alıp odamdan çıktım. Ultra havalı montumu giyip evden çıkacakken anne radarına yakalandım.

"Yağmur! Nereye kızım?"

Arkamı dönüp kızılötesi ışınlar yayan gözlerine baktım.

"Okula."dedim korkarak. Bu aralar annemin gözüne çok batıyordum. Hepsi Bal yüzündendi. Telefona bakarken sırıtmalarım, durduk yere delirip oraya buraya saldırmalarım... Bir annenin gözünden kaçar mı hiç? Bir gece Doğukan'ın adını sayıklamaktan öyle korkuyordum ki bilinçaltıma sürekli Bal diyeti yapar hale gelmiştim.

Ah, Yağmur... Neler çekiyorsun. Yazık sana.

Suratını asıp "Gel kahvaltı yap, sonra git. Sen aç karna gidince içim rahat etmiyor. Hadi gel." dedi.

Dünyayı anneler yönetsin, demiş miydim?

Kahvaltı güzel fikir de o sofraya oturursam konu yine babama gelirdi de iştahımız kaçardı. Aman, ağzımızın tadı kaçmasın anne. Her zamanki mevzular, gereksiz hepsi. "Yok, geç kalırım. Gideyim ben."cümlelerimi bile sanki çok acelem varmış gibi sıralıyordum. Yalan. Külliyen yalan. Bu dünyada benden daha işsiz, boş vakti olan bir insan olamaz.

Annem 'Bu kız olmamış.'bakışını atıp mutfağa yönelirken "Bekle, bari mandalina getireyim de onu ye okulda."demişti.

Canım annem. Sanki normal bir öğrencinin bir günlük harçlığından çok daha fazlası cebimde yokmuş gibi çantama mandalina tıkıştırmaya çalışıyordu. İşte buna annelik içgüdüsü deniliyordu sanırım. Tabi mandalina işin içine girince gıkımı çıkartmadan annemin buzdolabı poşetine doldurduğu mandalinaları alıp çantama koydum. Sonra anneme sarıldım.

Rapunzel'in Dip Boyası GeldiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin