Bölüm şarkısı; Camila Cabello- Crying in The Club
Medyadaki Fatih'in Melek'e götürdüğü ev olarak düşünebilirsiniz. Geçen bölümde fotoğrafı koymayı unutmuşum.
İyi Okumalar 😊😉🌺🌺🌺
Burkay'dan;
~ İki Gün Sonra ~
İki gündür Nergis'i aramadığım yer kalmamıştı. Hani bir söz vardır; Yer yarıldı içine girdi sanki diye şuan gerçektende o durumdaydım. Bir anda buhar olmuş gitmişti sanki Nergis. Ne telefonlarıma cevap veriyor ne de mesajlarıma.
Babası onu öptüğümde yakalamıştı. Nergis'i benim yüzümden bir şey yapmasından korkuyordum. Telefonumun çalmasıyla düşüncelerimden sıyrıldım. Özel numaraydı.
"Alo." Umarım Nergis'tir.
"Şuan kulağını aç ve beni ıyi dinle!" Dedi katı bir ses. Konuşan bir erkekti. Hem hayal kırıklığına uğramış hem de sinirlenmiştim. Adama bak ya kendine tanıtmadan bana emirler yağdırıyordu.
"Pardon ama sen kimsinde ben seni dinleyecekmişim?"
"Kim olduğumun bir önemi yok. Önemli olan Melek." dedi karşı taraf otoriter bir sesle.Melek mi? Meleki nerden tanıyordu bu adam? Tam bir şey söyleyecekken devam etti. "Melek tehlikede. Eğer onu kurtarmazsan bundan sonra onun yüzünü asla göremeyeceksin. Aramayı sonlandırdıktan sonra sana bir konum atacağım. Hemen oraya gel. Yoksa kendin kaybedersin."
Tehditleri benim ne kadar sinirlerimi bozsa da bozuntuya vermedim. Arayan her kimse söyledikleri doğru olabilirdi ya da yalanda. "Bu söylediklerine neden inanayım peki? Ya yalan söylüyorsan ne olacak?"
Öfkeyle bir küfür savurdu arayan kişi. "Bana bak Melek tehlike de diyorum sana. Anlamıyor musun be adam? Neden sana böyle bir yalanı söyleyeyim? Manyak mıyım ben. Yok sevgilim benim umrumda değil diyorsan o zaman sorun yok."
"Kimsin?"
"Şuan önemli olan kim olup olmamam mi yoksa Melek mi?" Öfkeyle nefes verdi. "Son kez söylüyorum. Eğer sevgilini önemsiyorsan bir saat hatta yarım saat içinde burda olman lazım. Yoksa kendin kaybedersin. Süren başladı bile."
Tam cevap verecekken telefonu yüzüme kapattı. Hay ben bu işin. Sakin ol Burkay. Adam doğruyu söylüyor olabilirdi. Melek tehlikede miydi gerçekten? Ayakkabılığa gidip ceketimi ve ayakkabılarımı giydim aceleyle. Bu sırada da telefonuma mesaj gelmişti. Mesaj özel numaradandı. Dediği gibi bir konum atmıştı. Fazla vakit kaybetmeden evden çıktım. Ne demişti? Tam oraya varmam için yarım saatim vardı. Hızlı olmalıydı.
Yola çıktığımda hiçbir araba geçmiyordu. Lanet olsun ya bir Allah'ın kulu arabayla geçmez miydi bu yoldan? Koşmaya başladım. Sürekli belki bir taksi geçer umuduyla sağa sola bakıyordum ama yoktu işte. Her gün her saat işleyen yol bu gün aksi gibi bomboştu.
Ne kadar korktuğumdan farkında bile değilim. Fakat bu böyle olmayacaktı. Oraya yarım saatte değil ancak üç dört saatte varırdım belki de saatler sonra. Allah'ım lütfen bir araba geçsin. Nergis'imi bir an önce kurtarayım. Nolur bir araba ya da taksi geçsin? Bir ümitle tekrar yola baktım. Yoktu. Yoktu. Yoktu işte. Telefonumu çıkarıp saate baktım. O kişiyle konuşmamızdan tam on dakika geçmişti ve ben hâlâ buralardaydım. Bu gidişle varamayacaktım oraya. Nergis'in başına da kim bilir neler gelecekti. Belki de öldüreceklerdi. Lanet olsun. Koşmayı bırakıp çaresizce yere çöktüm. Ellerime başıma koyup öfkeyle ağlamaya başladım. Neden? Neden bir şeyde doğru dürüst gitmezdi ya? Neden her şeyde bir aksilik çıkmak zorundaydı?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
NERGİS (TAMAMLANDI)
ActionO gece çığlık çığlığa bağırmıştı kız. Delicesine kurtarılmaya beklemişti. Fakat kimselere duyuramamıştı sesini. Sevdiği adam bile bu çığlığı, yalvarışı duymamıştı. Çaresizlikle teslim oldu. Artık onu kimse kurtaramazdı bu bataklıktan. Adam ona zorla...