Bölüm şarkısı; Passenger - Home.
Sessiz bir yere geçin. Okumaya başlamadan önce şarkıyı açmayı unutmayın.
Keyifli okumalar dilerim canlarım😊🌺🌺🌺
Deniz'den;
Bu gün her zamankinden daha yoğun bir gündü. Hastaların biri gidiyor biri geliyordu. Hepsine ayrı ayrı bakıp, bir sonuç çıkarmak bazen zor oluyordu. Kimi zaman ise ne yapacağımı bile şaşırıyordum. Neyseki eve gitme vaktim gelmişti.
Tam koridordan sağa dönmüştüm ki biriyle çarpıştım. Çarptığım kişi kızdı. Çarpmamın etkisiyle kız dengesini kaybetmiş tam düşecekken onu tuttum. Bir an öylece birbirimize baktık. Kahverengiyle sarı karışımı uzun dalgalı saçları vardı. Yanakları pembeleşmeye başlamıştı. Belki de şuan bu durumda olduğumuz içindir, bilmiyorum. Gözleri badem ve daha önce hiç görmediğim yeşilin tonlarındaydı. Minicik burnu ve kırmızı dolgun dudakları vardı. Dudaklarının rengi acaba kendinden kırmızı mıydı? Peki ya tadı nasıldı? Off, kendine gel Deniz. Çapkınlığın sırası değil. Kızı hemen bırakıp geri adım attım. Yoksa kendimi tutamayıp... Kendine gel Deniz. Kendine gel.
"Özür dilerim. İyi misiniz?" dedim sesimin kibar çıkmasına özen göstererek. Bir dakika kız utanmış mıydı, yoksa bana mı öyle geliyordu? Kızaran yanaklarına ve titreyen ellerine bakılacak olusak gerçekten de utanmıştı. Hayatımda ilk defa benden utanan bir kızla karşılaşıyordum. Bu çok tuhaf ve bir o kadar da hoş bir duyguydu.
"Şey... Asıl ben özür dilerim. Aceleden seni... yani sizi farkına varamadım."
Yere doğru eğilip çarpmamın etkisiyle kızdan düşen eşyaları alıp ona verdim.
"Teşekkür ederim." dedi. Sesi insana huzur vericiydi.
"Rica ederim. Bu arada ben Deniz." dedim elimi uzatarak. Elimi tuttu. Elimi tutmasıyla bir sıcak bastı. Bu normal değildi. Burkay'a söylesem kesin benimle dalga geçerdi. Sanırım bu gün hastalara bakarken çok yorulmuştum. Evet, kesin bundan olmuştur. Başka neden olacaktı ki?
"Ben de Arzu. Tanıştığıma memnun oldum." dedi saatine baktıktan sonra. İsmi de kendi gibi çok güzeldi.
"Bende." Tam bir şey daha söylecekken Arzu araya girdi.
"Benim gitmem lazım. Tekrardan kusura bakmayın." dedi ve arkasına dönüp cevap bile vermemi beklemeden hızla yanımdan ayrıldı. Çok hızlı hareket ettiğinden cebinden düşen eşyayı bile fark etmemişti.
Yere eğilip cebinden düşeni aldım. Etrafı boncuklarla süslenmiş bir bileklikti. Bilekligi ceketimin cebine kattım. Belki bir gün yeniden karşılaşırdık. O zaman verirdim bende. Keşke şimşek hızıyla yanımdan ayrılmasaydı. Keşke onunla konuşacak biraz daha vaktim olsaydı. Ne diyorum ben ya? Kendine gel Deniz.
Tam ayağa kalmış bir adım atacakken. Telefonum çaldı. Cebimden çıkarıp arayan kişiye baktığımdaysa Akın Amca arıyordu.
- Efendim Akın Amca.
-- Oğlum yetiş. Nolur yetiş.
Dedi nefes nefese. Sesi telaşlı çıkmıştı.
- Noldu Akın amca? Sakın ol.
-- Soru sorma oğlum. Hastanenin çıkışına gel hemen. Seni bekliyorum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
NERGİS (TAMAMLANDI)
AçãoO gece çığlık çığlığa bağırmıştı kız. Delicesine kurtarılmaya beklemişti. Fakat kimselere duyuramamıştı sesini. Sevdiği adam bile bu çığlığı, yalvarışı duymamıştı. Çaresizlikle teslim oldu. Artık onu kimse kurtaramazdı bu bataklıktan. Adam ona zorla...