Bölüm şarkısı ; Hyolyn - Love Like This. Keyifli okumalar dilerim...
🌺 🌺 🌺
Öylece dikilmeyi bırakıp Burkay'ın kalbinin durduğunu doktorlara haber vermem lazımdı. Fakat gelin görünki sanki yere çiviyle çakılmışım gibi hareket edemiyordum. Son kez hareket etmeyi denediğimde aniden kapı açılmasıyla irkilmiştim. İçeriye giren kişinin doktorla hemşire olduğunu gördüm. Doktor ilk Burkay'a sonra kaşlarını çatarak bana baktı. Yanıma gelerek "Neden bize haber vermiyorsun?" deyip hızla bir köşeye iktirdi beni. Normalde doktorun bu iktirişine bağırıp çağırmam gerekiyordu fakat sanki Burkay'ın kalbiyle bir benimde bedenim durmuştu. Hiç bir tepki veremiyordum. Neler oluyordu bana böyle?
Doktor, Burkay'a kalp masajı yapmadan önce "Kim bu kız? Onun ne işi var yoğun bakımda?"
Hemşire telaşlanarak bir bana bir de doktora bakmıştı. "Hastanın arkadaşıymış. Görmek... "
Doktor sözünü kesip sert bir sesle "Kızı hemen çıkar buradan ve diğer hemşireleri de çağır." Hemşire tamam anlamında kafasını sallayıp bana baktı.
"Hanımefendi gitmemiz lazım."
Benim hiçbir tepki vermediğimi görünce koluma girip yürümeye başladık. Şuan sanki ruhum bedenimden ayrılmış gibiydi. Bu duyguyu daha önce hiç yaşamamıştım.Yoğun bakımdan çıktığımızda karşımda gördüğüm kişi beni hem şaşırtmış hem de sinirlendirmişti. Serkan'ın burada ne işi vardı? Hemşirenin kolundan çıkıp Serkan'ın yakasına yapıştım. O da bu hareketine şaşırmış olacak ki uzun bir süre hiç bir tepki vermedi.
"Sen hangi yüzle buraya geliyorsun?" dedim sesimin yüksek çıkmasını umarak. Hâlâ ifadesizce yüzüme bakıyordu. Amacı neydi bu piskopatın? Elimi yakasından çekip "Söylesene, beni de mi vuracaksın? Babam sana bunu yapmanı mı emretti?" dedim sonra hızla ceketinin altında gizlenmiş silahı çıkardım. Sağ elini tutup tabancayı avuçlarının içine bıraktım. "Ne duruyorsun çeksene tetiği? Ona vurduğun gibi bana da vursana." Hâlâ hiçbir tepki vermediğini anlayınca devam ettim. "Haydi, çek şu lanet olası tetiği. Ne duruyorsun?" sıkıntıyla nefes verip etrafıma bakındım. Benim bağırmamla bir tüm hemşireler ve diğer insanlar başımıza toplanmıştı. Onlara bakıp "Bu adam varya, bu adam. Katil. Hem de masum bir kişi öldürecek kadar katil."
Akın amca yanıma gelip "Kızım ne diyorsun sen? Ne katili?"
"Akın amca bu adam Burkay'ı vurdu. Hem de hiç bir suçu yokken." benim bu sözlerim üzere Akın amca düşmemek için duvara tutundu. Akın amcayı çok seviyordum. Tanıştığımızdan beri bana hiçbir kötülüğü dokunmamıştı, aksine babamın bana gösteremediği o sevgiyi şevkati göstermişti. Ama artık tüm bu olanlara karşı sabrım taşmıştı. Akın amcanın yanına gitmeyip konuşmalarıma bağırarak devam ettim. "Herkes beni dinlesin! Bu adam bir kiralık katil. O masum..."
"Melek sus artık!" sonunde kendine gelebilmişti beyfendi.
"Neden gerçek yüzünü ortaya çıkarmak zoruna mı gitti?" dememle bana yaklaşıp sıkıca kolumu tuttu. Ben bırakması için kolumu çekiştirdikçe daha da çok sıkıyordu. Konuşacakken yüzünü yüzüme yaklaştırmasıyla korkudan bir müddet nefes almayı unutmuştum. Aslında korkmamam gerekiyordu fakat o sert bakışları ve gözlerindeki o ürkütücü ifadeyi ilk defa görüyordum. Şuan tıpki babamın bana övmeliyken baktığı gibi bakıyordu. Aramızda milimetrelik mesafeler kala kulağıma fısıldadı. "Seni öldürecek olsaydım emin ol şuan hayatta olmazdın, bende bunca zahmete girmezdim. Vicdan azabından burada olmazdım ve şunu da unutma; dünyadaki tüm herkes ölse bir tek sen kalsan yine de seni vurmam. Çünkü seni seviyorum Melek'im."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
NERGİS (TAMAMLANDI)
AzioneO gece çığlık çığlığa bağırmıştı kız. Delicesine kurtarılmaya beklemişti. Fakat kimselere duyuramamıştı sesini. Sevdiği adam bile bu çığlığı, yalvarışı duymamıştı. Çaresizlikle teslim oldu. Artık onu kimse kurtaramazdı bu bataklıktan. Adam ona zorla...