Geç gelen yeni bölüm için sizlerden çok özür dilerim canlarım. Bu aralar çok yoğunum. Fırsat buldukça yazabiliyorum sadece. Neyse sizi daha fazla tutmayacağım keyifli okumalar dinlerim canlarım...
Bu arada oy vermeyi ve yorup yapmayı unutmayın.~ Bir Hafta Sonra ~
"Her şey hazır mı?" diye sordum Serkan'a.
Bu gün büyük gündü. Biz çiçekçi olarak ilk defa düğün siparişi almıştık ve her şeyin dört dörtlük olması gerekiyordu. Serkan'dan bir ses gelmeyince arkama döndüm. Meğer gelen kişi Serkan değil Burkay'mış. Bir hafta önce o mektubu okuduktan sonra aramızdaki her şeyi bitirmiş ve telefonda ayrılmak istediğimi söyleyip kapatmıştım. İtiraz bile etmemişti. Gerçi şaşırmamak gerek. Sonuçta onun gözünde bir sürtüktüm. Şimdi ise işler değişmiş beyfendi hazretleri yaptıklarından pişman olmuş ve kaç gündür peşimi bırakmıyordu. Sürekli özür diliyor, benimle barışmanın peşindeydi. Fakat bilmiyordu ki ben onunla asla barışmayacsktım. Tam hızla önünden geçecekken Burkay engel oldu.
"Ne olur barış benimle Melek. Ne kadar pişman olduğumu görmüyor musun ve masumum da. Bize tuzak kurmuşlar. Birileri ayrılmamız için elinden geleni yapıyor. Bunu neden anlamiyorsun? Böyle yaparak bize daha çok zarar veriyorsun."
Sertçe kolumu ellerinden çektim. Ondan bir iki adım uzaklaşıp cevap verdim. "Orta da biz diye bir şey kaldı mı sence? Cevap veriyorum; HAYIR. Biz olmak nedir bilir misin sen? Biz olmak, iki insanın kim ne derse desin onlara inanmamak bir birlerine güvenmek demektir, sadık olmak demektir, yalan söylememek demektir, bir şeyi başarırken bile sen ben değil biz başaracağız demektir ve en önemlisi de bir birlerinin kusurlarına rağmen ölümüne kadar sevmektir. Şimdi soruyorum sana bu özelliklerin hepsi senin içinde var mı?"
"Öz..."
"Sakın Burkay. Özür dileme. Kızdığım, kırıklığım nokta o bir kızla sarmaş dolaş olan fotoğrafların değil. Haklısın birileri senle beni ayırmayı çalışıyor. Belki de bu fotograflar bundan dolayı çekilmiştir.Bu yüzden bir birimize daha bağlanmalıydık ama sen ne yaptığın başkalarının söylediklerine inanıp beni sürtük yerine koydun. Bir kere olsun beni dinledin mi? Gerçekleri bir de benim ağzımdan öğrendin mi? Sen sadece çekip gittin Burkay. Arkandaki bıraktığın kişiyi düşünmeden çekip gittin. Peki gerçekten seven insan böyle yapar mı?"
Elimi tuttu. Üzüntüyle gözlerime baktı. "Haklısın, seven insan böyle yapmaz. Fakat bir şans daha ver bize. Söz veriyorum bundan sonra her şey istediğin gibi olacak. Başkalarını değil ilk seni dinleyeceğim. Yeterki barış benimle."
O kadar zor durumdaydım ki ne yapacağımı bilmiyorum. Kalbim affet, bir şans daha ver diyordu. Aklım ise sakın affetme yine aynısını yapıp seni üzecek diyordu. Bakışlarımı yüzüne çevirdim.
O mavi gözleri adeta bana yalvarırcasına bana bakıyordu. Gözlerinin altındaki o morluklar kaç gündür uyuyamadığını işaret ediyordu. Şuan hafif uzamaya başlamış saçlarını okşamak ve onu sarılmak için nelerimi vermezdim. Hayır, Melek kendine gel. Burkay senin için artık bitti. Bunu unutma. Tekrar sertçe elimi ondan çektim. "Asla seninle barışmam." deyip cevap bile vermesini izin vermeden dışarı çıktım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
NERGİS (TAMAMLANDI)
AksiO gece çığlık çığlığa bağırmıştı kız. Delicesine kurtarılmaya beklemişti. Fakat kimselere duyuramamıştı sesini. Sevdiği adam bile bu çığlığı, yalvarışı duymamıştı. Çaresizlikle teslim oldu. Artık onu kimse kurtaramazdı bu bataklıktan. Adam ona zorla...