1

33.2K 1.1K 147
                                    


Ve sen bir gökkuşağı kadar güzelsin.


Kemanlara eşlik eden bir piyano ve kadının seslerinden ne olduklarını çıkaramadığı birkaç enstrüman büyük salona yumuşak, zarif ezgiler sunuyordu. İnsanlar gruplar halinde toplanmış sohbet ediyorlar, yardım kampanyasının başlamasını bekliyorlardı. Kadınlar, siyahlar, pembeler, lacivertler içinde göz alıcı kıyafetlerle dolanıp dişiliklerini yarıştırıyorlardı. Onun ise gözü birkaç metre ilerisinde arkadaşlarıyla konuşan kocasındaydı. Tek eli cebinde diğer elinde bir bardakla gülüyor, güldükçe bardağın içindeki sıvı çalkalanıyordu. Asrın güldükçe kadınında gülesi geliyor, gidip ona sarılmak, boynunu öpmek istiyordu. Nur, bu adamda kendini kaybediyordu.

"Nur, hayatım?"

Nur'un düşünceleri cam parçaları gibi dağılırken karşısındaki kadına odaklanmaya çalıştı. Kadın ellili yaşlarını geçtiğinden dolayı göz kenarındaki kırışıklıklar konuşurken Nur'un dikkatini çekiyordu. Bu yaşına rağmen yaptığı ağır makyaj ise onu mezardan çıkarmışlarda yüzüne renk gelsin diye yapılmış gibi duruyordu.

"Efendim, ne dediğinizi duyamadım?" Elini kulağının yanında kısa bir hareketle sallayarak müziği ve insanların uğultusunu bahane etti. Kadının aşırı parlak, pembeye boyanmış dudakları Nur'u rahatsız edip kendisini kötü hissetmesini sağlayacak biçimde büzüştü.

"Geçen hafta verilen davete gelmiş miydin?"

Nur gitmediğine emindi ama kadını memnun etmek için bir süre kaşlarını çatarak düşünüyormuş gibi yaptı.

"Hayır, gelmedim. Üşütmüştüm."

Son cümlesinin yalan olması yanaklarının kızarmasına sebep olmuştu ama bu kadının yargılamalarına maruz kalmaktansa ejderhalara yem olmayı tercih ederdi. Üstelik kadının bir ejderhadan daha yaşlı olduğuna bahse bile girebilirdi.

"Orada olmalıydın hayatım. Uzun zamandır yapılmış en güzel davetti. Üstelik-"

Kadının sözünü mikrofondan gelen tiz ses kesti. İnsanlar rahatsız olduklarını belirten bir uğultu çıkardı.

"Affedersiniz, affedersiniz." Sahnede Nur'un daha önce gördüğü ama adını hatırlayamadığı çok çekici bir kadın duruyordu. Biraz önceki olaydan dolayı utanmış, mahcup bir ifadeyle insanlara gülümsüyordu.

"Sokak çocuklarına yardım amaçlı düzenlenmiş gecemize katıldığınız için hepinize teşekkür ederiz. Beş dakika içinde açık artırmamız başlayacak. Lütfen yerlerimizi alalım ve unutmayalım, sokak çocuklarına yardım etmek en büyük amacımız."

Nur diğer insanlarla beraber alkışlarken gözleriyle salonun içinde Asrın'ı aradı. Bu gece büyük bir bağış yapmayı planlıyordu ve Asrın'ın bu işi üstlenmesi gerekecekti. İnsanlar hızlı adımlarla ilerleyerek ve büyük bir uğultu çıkararak sahnenin önünde toplanıyorlardı. Nur topuklu ayakkabılarının izin verdiği ölçüde parmaklarının ucunda yükselerek Asrın'ı görmeye çalıştı ama adam ortalarda yoktu.

"Ne alıyoruz?"

Sesi duyduğunda hafifçe sıçrayarak arkasını dönmüştü. Asrın hala elinde tuttuğu bardakla ve ona eşlik eden küçük bir gülümsemeyle karşısında duruyordu. Kadın on aydır evini paylaştığı bu adamın kendisi için hala böyle nefes kesici olabilmesine şaşırıyordu. Kalbi gerektiğinden daha hızlı atıyordu.

Asrın'ın ne alacaklarını bildiğini biliyordu. Adam sadece kızın tepkisini görebilmek için yanına geliyor, onu heyecanlandırıyordu. Nur bu yüzden hayatın adil olmadığını düşünüyordu; biri sizde böyle değişiklikler yapabilirken sizin aciz olmanız adil değildi.

Yokluğundaki SenHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin