"Sonra birden birisi hayatınıza giriveriyor.
Onun sahip olduğu bir şey, belki kokusu, belki dokunuşu, belki gülüşü, belki zekası, belki hayata bakış tarzı, belki zevki, belki aldırmazlığı, belki ihtirası, belki de kötülüğü, içimizdeki boşluğun bütün girinti çıkıntılarını dolduruyor."
Bilincinin yavaşça açıldığını hissederken yanan tütünün pek de hoş olmayan kokusu ciğerlerine doldu. Uykudan kendini kurtaramıyormuş gibi hafifçe iç çekerek araladığı gözleriyle doğrulup oturur pozisyona geldi. Açık camdan içeri giren soğuk hava yüzünden üşüdüğünü hissedince yorganı kollarının altına sıkıştırıp gözlerini ovuşturdu.
Asrın yatağın kendi tarafında sırtı dönük olarak dirseklerini dizlerine dayamış bir şekilde duruyordu. Alnını birleştirdiği ellerine dayamıştı, Nur'un her zaman aşık olunası bulduğu düzgün, oval tırnakların tamamladığı zarif ve ince parmaklarının arasında yarısı içilmiş bir sigara vardı.
Uyandığını fark ederek ona yandan bir bakış attı adam."Günaydın."
Dudaklarındaki küçük bir tebessüm Nur'un da yüzüne geçerek gülümsemesini sağladı. "Günaydın."
Yeni uyandığı için sesindeki çirkin pürüzden hoşnut olmayarak yüzünü buruşturdu. Nasıl oluyordu da uyku Asrın'ın üzerinde bu kadar cezbedici dururken kendisi yeni doğmuş bir kurbağa gibi hissedebiliyordu?
Bu sırada adam elindeki sigarayı bırakmadan yatağa sırt üstü uzandı. Dudaklarının arasına sıkıştırdığı zehirden derin bir nefes çekerken yüzüne yayılan bariz haz ifadesini ve kapalı gözlerinin kenarına yerleşen küçük kırışıklıkları izliyordu genç kadın.
Nur'un sigarayla pek arası olmasa da Asrın'ın sabah sigarasını içerken keyif çatmasını izlemekten hoşlandığını biliyordu. Bunu onaylamamasına rağmen, adamın ciğerlerini doldurduğu zehirli havanın, her nasılsa, kendisini iyi hissetmesine sebep olduğunu görebiliyordu.
İçmediği zamanlarda kendisini aksi hissettiğini söylemişti Asrın ona bir keresinde. Bir bitki ve aptal kimyasal karışımların, Nur kanlı canlı bir duygu yığınıyken adamın üzerinde kendisinden daha fazla bağımlılık hissi oluşturmasını komik olmayan bir şaka olarak değerlendiriyordu bazen genç kadın.
Zihnindeki düşünceleri kovmak için başını hafifçe iki yana salladı ve memnuniyetsiz bir iniltiyle uykulu bedeninin adamın olduğu tarafa doğru devrilmesine izin verdi. Asrın'ın sessizce kendisine güldüğünü hissederken "Evden dışarı çıkmak istemiyorum." diyerek mızmızlandı.
"Niye?"
"Dışarısı soğuk ve insanlarla dolu. İçerisi sıcak. Sessiz."
"Hayat çok zalim, değil mi?"
Nur, kocasının yüzünü görebilmek için devrildiği yerden doğrulurak "Senin Koray'la görüşmen yok muydu bugün?" dedi, onun dalga geçen sesine karşılık yalandan tavır almış bir tonda.
Adamın dudaklarını küçük bir gülümseme ele geçirdi."Öğleden sonra. Bu arada..." Cümlesinin ortasında doğrularak komodinin üstünde duran kül tabağında söndürdü sigarasını. "Bana senaryoyu nasıl aldığını anlatmak istiyor musun?"
Sorunun kesinlikle cevaplandırılması beklendiğini fark ederek hafifçe boğazını temizledi Nur. Asrın'a doğru dönerek bağdaş kurdu ve ellerini yüzünde gezdirip bir süre yaptığı şeyi nasıl açıklayacağını düşünmeye çalıştı. Saçma bir şekile sahip olduğundan emin olduğu saçlarını eliyle toparlayıp sırtına bıraktı. Bu sırada Asrın'ın beklenti dolu bakışlarının üzerinde olduğunu hissediyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Yokluğundaki Sen
RomanceO gün, o balkonda Asrın cebinden bir yüzük çıkarıp kıza evlenme teklif ettiğinde Nur bir rüya görmekte olduğuna kanaat getirmişti. Bakışlarını yüzükten çekip adamın yüzüne baktığında, kendisini her defasında yeniden şaşırtan gözlerini gördüğünde bun...