kapımı çalmanı istiyorum leyla
o kadar evde yokum ki anlatamam
insan insana aşık olmaz güzelim
insan insanın yanında bile durmaz
bak hala görmedin mi yoksa mecnunu
sen sanıp çölün öpmedi mi kumunu
şundandır her dem kalbe yayılan sızı
neyi sevdiysek dolandı kanatarak
dikenli bir tel olup seven her tarafımızı
elbet her fani gibi ben de bir faniyim
sen de bir fanisin leyla jiletin varsa göstereyimSıkıntıyla kitabın bir sayfasını daha çevirirken saatine küçük bir bakış attı. Utku biraz daha geç kalırsa bu aptal kitabın hepsini bitirmesi işten bile değildi.
Eylül'ün söylediğine göre onun ders notları için uğrayacağını öğrenince buluşma yerlerini değiştirip kendisini orada beklemesini söylemişti Utku. Ne var ki o akşam Eylül'ün birkaç kız arkadaşıyla -daha doğrusu bir avuç kıkırdak kızla- toplaştığı akşamlardan biriydi. Nur'un onlara katılmadığını fark etmişti Asrın, eğer o da burada olsaydı en azından yüzüne bakarken ilginç sesler çıkarmadan durabilen biri olurdu. Üstelik Utku gelene kadar onunla bekleme kibarlığını göstereceğine de emindi. Gelmemesinin sebebi her neyse, bunun çok mantıklı bir karar olduğunu düşünüyordu adam.
Eylül'ün ilginç arkadaşlarıyla oturmaktansa onun odasında tıkılı kalmayı tercih etmişti. Kızın odasındaki okunabilen tek şeyin fazla gururlu ve afilli laflar eden bir adamla, zorluklara göğüs geren, her şeye rağmen masum kalan kızın aşkını anlatan oldukça sıkıcı, Asrın'a yapmacık gelen ama kolay okunabilen kitaplardan birisi olması adama yapılan küçük bir şaka olmalıydı. Eylül'ün kitaplarını ailecek kullandıkları ortak kitaplıkta tutuyor olduğunu biliyordu ama ne yazık ki o kitaplık hepsinin toplaştıkları ve Asrın kapının önünden geçince bile kıkırdamaya başladıkları odadaydı.
Geriye kitaptan daha ilginç kızın odası kalıyordu ki Asrın on beş dakikasını boş odaya bakarak harcamıştı bile. Kapı çalındığında neredeyse mutluluk gözyaşlarına boğulacakmış gibi hissederken oturduğu yerde toparlandı, alışkanlıkla kitabı kapatırken kaldığı yeri kaybetmemek için işaret parmağını araya soktu.
"Kendi odama kapıyı çalarak giriyorum." diyen Eylül'ü gördüğünde içinden Utku'ya güzel bir küfür savurmuş olsa da aslında kapının çaldığını duymadığı için onun geldiğini düşünerek aptallık yapan da kendisiydi.
Eylül küçük adımlarla adamın oturduğu tekli koltuğun önüne gelerek durakladı. Elindeki kitabı fark edince tek kaşını kaldırdı ve ekledi. "Pek senin tarzın olduğunu düşünmüyorum ama..." Cümlenin sonunda bıraktığı boşluğu geniş bir gülümsemeyle doldurdu.
Asrın da dudaklarını zorlayan gülümsemeyi bastırmaya çalışarak, çok fazla çaba da harcadığı söylenemezdi, yavaşça başını salladı. "Bana inanılmaz şeyler kattı, mükemmel bir kitap."
Kız oyunbaz bir ifadeyle üst dudağını yaladı ve abartılı bir şekilde "Ne gibi?" diye sordu. Onun bu hali adam da sırıtma isteğine yol açıyordu ama kendini zorlayarak ciddiyet oyununa devam etti.
Elindeki kitabı hafifçe kıza doğru sallarken yüzüne bilerek çok bilmiş bir ifade oturtmaktan geri kalmamıştı. "Kadınlar, her şeyi romantikleştirmeye bayılıyor." dedi, yazarın kadın olduğunu bildiği için. "Bütün duyularınızla insanın üstüne saldırıyorsunuz. Biz size baktığımızda sadece şeyi görüyoruz... Sizi."
Eylül adamın tespitine kıkırdayarak ve o boşluğun aslında çok daha farklı şeylerle doldurulabileceğini bilerek meraklı bakışlarını ona dikti. Başkası olsa bu söylediğinin kabaca ve erkeklere özgü bir anlayış kıtlığından ileri geldiğini düşünerek tartışırdı ama karşısındaki Asrın'dı. Şaka yapıyordu, neşeyle parlayan gözlerini ona dikmişti ve kızın bunu bozmaya hiç de niyeti yoktu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Yokluğundaki Sen
RomanceO gün, o balkonda Asrın cebinden bir yüzük çıkarıp kıza evlenme teklif ettiğinde Nur bir rüya görmekte olduğuna kanaat getirmişti. Bakışlarını yüzükten çekip adamın yüzüne baktığında, kendisini her defasında yeniden şaşırtan gözlerini gördüğünde bun...