4. Bölüm

27.2K 1.6K 13
                                    

 Duyduğum sözlerle olduğum yerde donup kalmıştım. Çok yavaş bir şekilde geriye döndüm. Ona yaklaştım ama yine de aramızda en az üç adımlık mesafe vardı. Gözlerine baktım sadece ve içinde hiçbir anlam göremedim.

“ Bakın Suat Bey, beni tanıyor musunuz? Benim nasıl bir karakterim oluğunu biliyor musunuz? Sizinle karşılaşalı daha yarım saat olmadı bu öfke niye? Benim yaşamımı bilmeden Arda’ ya olan sevgimi bilmeden bana bu kadar sert davranmanız normal mi? Daha ağır konuşurdum ama kalbim titriyordu. Daha geldiğimin ilk saati beni Arda’dan ayırmakla tehdit etmişti. “ Ayrıca az evvel söylediğiniz de neydi öyle? Tokamı odanızda düşürmüşüm falan !” Yok, bu adamda kesin bir sorun vardı; konuşmadan bana bakıyordu öyle. Ama bende inatçıydım hiç istifimi bozmadan baktım gözlerine. Bana çok uzun bir süreymiş gibi geldi ama galiba bir dakika kadar baktı bana öyle sonunda

“ Bakın Burçin Hanım, sizi hiç araştırmadan mı buraya getirdiğimizi düşünüyorsunuz ?” 

“ Ama ben gerçekten anlamıyorum sizi tamam diyelim ki araştırdınız. Benim bir yanlışımı mı gördünüz? Arda’ ya iyi bakmadığımı mı ima ediyorsunuz? Bana bir açıklama yapın artık” Artık sesimi iyice yükseltmiştim. Kanım damarlarlarımda deli gibi atıyordu. O tok sesiyle konuşmaya devam etti

“ Arda’nın iyi bakıldığını görebiliyorum ama sizin zaten bir sevgiliniz var öyle değil mi?   Ondan uzun süre ayrı kalmak istemezsiniz herhalde ?” 

   Birden ne diyeceğimi bilemedim ona biraz daha yanaştım ve aradaki mesafeyi kapattım yüzüne dik dik bakarak 

“ Varsa ne olmuş? Bu kimi ilgilendirir, ayrıca benim Arda’ nın yanından ayrılacağımı nasıl düşünürsünüz ?”   Kalbim boğazımda atıyordu kendimi sakinleştirmeye ihtiyacım vardı. Bütün bunları sindirmeye ihtiyacım vardı. Neden ya neden bu saçmalık ?       

Oda çok sıcak olmuştu sanki yerler dönüyor muydu bana mı öyle geliyordu!  Etrafıma baktım bir şeylere tutunursam daha iyi hissedecektim. Ellerimi havada boşluğa doğru uzattım ama bir yeri tutabildiysem bile hatırlamıyorum tek hatırladığım başımın çok acıması……

Gözlerimi açtığımda oda karanlık sayılırdı sadece yatağımın yanında duran komodinin üzerinde gece lambası loş bir ışık yayıyordu odaya.  Işığın açık olmasına sevindim çünkü karanlıktan hiç hoşlanmazdım. Tam olarak kendime geldiğimde aklıma Arda geldi. Nerede olduğumu maalesef çok iyi hatırlıyordum. Yataktan önce ayaklarımı sarkıttım. Kalktım odanın kapısını açtığımda holünde aydınlatmalarının açık olmasına çok sevindim.

 Evde hiç ses yoktu. Yavaş adımlarla aşağıya indim. Mutfak olduğunu düşündüğüm yerden daha çok aydınlık yayılıyordu etrafa. Sessizce kapısının önüne geldiğimde Nilüfer’ in tek başına masanın başında oturduğunu gördüm. İlk başta fark etmedi ama ben bir adım daha atınca beni fark etmesiyle koşar adımlarla gelip sarıldı çok şaşırmıştım. Ama bunca şeyden sonra sarılması o kadar iyi gelmişti ki.

“ Ah Burçin Hanım, iyisiniz değil mi ?”  Bu tepkisi o kadar hoştu ki gülümsedim. 

" Evet, iyiyim teşekkür ederim. Ama bana ismimle seslenirsen ben daha rahat hissederim” dedim. O da kocaman gülümsedi. Kanım kaynamıştı ona. 

 “ Doktor bir iki gün dinlenmeni söylemişti”  Gözlerim kocaman açıldı

“ Ne doktoru” diye sordum şaşırmıştım.

“ Siz Suat Bey ile konuşurken bayılmışsınız ve başınızı yere çarpmışsınız ( o söyleyince başımdaki ince sızı dikkatimi çekmişti ama o kadar sadece bir sızı )Hepimiz o kadar endişelendik ki. Suat Bey hemen doktor çağırdı. Başında küçük ( ki bunu derken yüzünü buruşturarak söyledi) yani iki tane dikişin var. Elim ister istemez başıma gitti, canım yanmıyordu. Nilüfer bu hareketimi görünce elimi eline alarak sağ kaşımın üstüne yavaşça götürdü. Sargı bezi vardı.

“Arda’nın yanında annem kalıyor sakın merak etme dedi. Haluk Bey küçük çaplı bir kıyamet kopardı. Suat Bey’i ilk defa böyle gördüm. Çok üzgündü. Haluk Bey ona ısrarla ne olduğunu sordu ama hiçbir cevap alamadı.”  

Sonra birden iki elimi de tutup “aç mısın” dedi.“ Hem de nasıl” dedim.   Bana “sen şöyle geç otur ben sana hemen bir sandviç hazırlayayım”  Sonra bir yandan “ bana kendinden bahsetsene biraz” dedi.

Bende onu seyrederken başladım anlatmaya

“ Ben 21 yaşındayım, yakında 22 olacağım dedim. Babam ben küçükken ölmüş. Annemle yaşıyordum.  Canım anneciğimi 6 ay önce kaybettim. Rize’ de yaşadım hep o kadar güzeldir ki oralar. Sonra Hülya abla ve Kemal abi taşındılar bizim sokağa. Öyle iyi insanlardı ki, çok uzun zaman çocukları olmamıştı ama onlar kadar birbirlerine düşkün olanı daha görmemiştim. En sonunda Arda doğdu. Ben her gün onu sevmek için muhakkak uğrardım. Bir gün Hülya abla bana bakıcılık yapmamı teklif etti ve ben de seve seve kabul ettim.

Böylece benim minik kuzumla sabahtan öğlene kadar ben vakit geçirdim öğleden sonra da Hülya abla okuldan gelmiş oluyordu. O kaza olduğunda annemde bende yıkıldık resmen. Ama yapacak bir şey yoktu artık. Biz de Arda ile yaşamaya başladık. Ama 1 hafta sonra sosyal hizmetler geldi. Arda’yı almak istediler. Çok yalvardım her şeyi anlattım, ona zaten bakıcılık yaptığımı ve evimizi göstererek ona bakabileceğimizi kanıtlamaya çalıştım. Sonra onu isteyecek bir aile bulana kadar bende kalmasına izin verdiler. Bu arada annem aniden öldü. Arda ile Tam altı aydır baş başayız. İşten de çıktım ona bakmak için …”   

“ Aaa çalıştığını bilmiyordum” dedi.  

“ Bir mağazada çalışıyordum, satış bölümünde ama Arda’yı bırakacak kimsem yoktu ve bende bıraktım. İşte ondan sonrasını biliyorsun” dedim gülümseyerek.  

Bu arada sandviçimi getirmişti bir bardak kolayla “ bu çok lezzetli ellerine sağlık, hadi sıra sende sen anlat bakalım” dedim.    

 “ Bende 23 yaşındayım. Rehberlik öğretmeniyim. Okulum buraya çok yakın. Annemle babamı dün görmüşsündür; yıllardır burada çalışırlar. Bende burada büyüdüm ve daha iki hafta önce nişanlandım” dedi.    

“ Tebrik ederim inşallah çok mutlu olursun”

“ Biliyor musun geldiğine o kadar memnunum ki hem Arda’ya beraber bakarız hem de arkadaşlık ederiz” deyince bu sefer ben onun ellerini tutarak

“ seni tanıdığıma bende çok sevindim ve seninle arkadaş olmak beni de çok mutlu eder. Gerçi burada kalacak mıyım bilmiyorum ama Arda’yı bırakamam ben” der demez tekrar sarıldı bana.           

 “ Sakın bırakma senden daha iyi kimse bakamaz ona”            

“ şimdi o hangi odada bir görsem de içim rahat etse”              

“ tabi odası üst katta ilk kapı, aslında yanındaki oda da senin içindi ama sen bayıldığında Suat Beyin yanındaki odadaydın biz de şaşırdık. Ama Suat Bey bu odada kalacak dedi. Hadi gel seni çıkarayım” dedi. 

“ Hayır, sen de gidip dinlen ben bakarım tekrar teşekkür ederim ” dedim ve yukarı yöneldim.        Kapının kolunu yavaşça tutup açtım. Oda da Arda için özel bir yatak vardı. İlk baktığımda yoktu bu yatak. Yavaş  yavaş  yaklaştım, melekler gibi uyuyordu. Üzerindeki pikesini düzeltirken bana bakan bir çift yeşil gözle karşılaştım.

  Öylece hareketsiz kalakalmıştım…

DİĞER YARIMHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin