29. BÖLÜM

18.3K 1K 27
                                    

Medyada Burçin'imizin sinirli hali var  :(

Anahtarı kontağa yerleştirdim. Ellerimin titremesinden bunu üçüncü denememde başarmıştım ancak. Terleyen ellerimi eşofmanıma sildim ve anahtarı çevirdim. Araba çalışmıştı. Sevincim inanılmaz boyutlardaydı.

Dudaklarımı dişlerken elimi vitese götürmemle bana bakan Hasan’ı görmem bir oldu. Ne zaman gelmişti ki arkamdan. Son bir hızla buradan gideyim diye düşünürken vitesi bire taktım, debriyajdan ayağımı birden çekince araba durdu.

Panikle arabayı tekrar çalıştırdım ama Hasan çoktan yanıma gelmiş kapımı açmam için bağırıyordu. Neyse ki akıl edebilip kapıları kilitleyebilmiştim. Ben yeniden denerken yüzüme saçılan cam parçalarıyla çığlık attım ve lanet araba tekrar durdu. Hasan camı kırmış ve saçlarıma yapışmıştı yine. Acıdan kımıldayamıyordum bile. Ensemde artık saç olmayacağını düşündüğümde pes ettim. Kırık camdan içeriye uzanıp anahtarı aldı ve saçımı da bırakarak geri çekildi kapıyı açtığımda beni üzerimdeki badiden çekiştirerek dışarı çıkardı.

Ben daha yüzüne tam bakamadan attığı tokatla yere yapıştım. Alnımı yere çarpmam başımın ağrısını geri getirmişti. Ayağa kalkmak için bütün gücümü harcarken benden önce davranarak beni kollarımdan tutarak ayağa kaldırdı. Yüzüne bakmıyordum.

“ Yüzüme bak” diye bağırdığında boşlukta sesi yankılandı. Bakmıyordum bakmayacaktım. Gözlerimi kapattım ve kâbus görüyor olmayı diledim. Şu yaşadıklarım kâbus olsaydı da bir bardak suyla kendimi sakinleştirebilseydim. Kollarımdan tekrar sarstı beni

“ Sana yüzüme bak dedim” diye tısladı bu sefer dişlerinin arasından.

Ben ısrarla bakmayınca yanağımın acısıyla yüzüm savruldu. Gözlerim dolmuştu ama bu sefer acıdan değildi sinirdendi. Bir şey yapamamak tandandı.

Ben nasıl bir arabayı çalıştıramamıştım. Nasıl bu kadar beceriksizce hareket edebilmiştim. Bu şansı kaçırmıştım. Giden şansımaydı gözyaşlarım. Elleriyle çenemi tuttu ve yüzümü kaldırdı. Alnıma yapışmış kum ve toprak parçalarını elinin tersiyle temizledi. Gözlerime bakmıyor sadece alnıma bakıyordu. Gözyaşım akınca

“ Ağlama Burçin, sana bir daha ağlama demiştim”

O böyle söyleyince bir arabayı çalıştıramayışıma daha da sinir olarak ağlamaya daha çok ağlamaya başladım. Ellerini çekti ve saçlarının arasından soktu, hırsla karıştırdı. Ne yapacağını bilmiyor gibiydi. Gözlerimi kapatmıştım.

“ Sana bana bak diyorum” diye öyle bir bağırdı ki yankıdan dolayı sesler çoğaldıkça çoğaldı.

Ben hala bakmıyordum ama saçlarıma dolanan elini hissetmem çok ta uzun sürmedi.

“ Canını yakmak hoşuma gitmiyor. Beni buna zorlama” dedi.

Gözlerimi açıp ona baktığımda sinirden yüzü bile titreyen Hasan’ı gördüm. Gözlerinde öfkeden çok çaresizlik vardı. Saçlarımı doladığı elini çekince ona daha da yaklaştım. Artık aramızda hiç mesafe yoktu. Boyu Suat kadar uzun değildi ve yüzüne bakmam için başımı kaldırmam gerekmiyordu. Gözlerine baktım ve bütün nefretimi bakışlarımla anlatabilmeyi umdum.

“ Senin istediğini yapamam Hasan, ben seni sevemem. Ben kendi hayat çizgimi belirledim. Benim hayatımda sana yer olmayacak. Sen de bu yaptığın hatadan vazgeç. Kendine yeni bir yol çiz”

“ Benim kaderim sensin. Benim karım sen olacaksın. Sen hayat boyu benim olacaksın. Şimdi uslu ol. Ben sana kıyamıyorum. Senin canını her acıttığımda içim acıyor”

DİĞER YARIMHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin