8. Bölüm

28.6K 1.4K 49
                                    

Medyada Doktorumuz Tamer :)

Yanımıza yaklaşırken düz bir sesle “ Günaydın” dedi ikimize de.

Biz Haluk amca ile her şey hazır olana kadar sohbet ettik. Sofrada hepimizin neşe kaynağı oldu Arda…

Onun en küçük hareketi bile çok güzel gülüşmelere neden oluyordu Hanife abla benim yedirmeme izin vermeyip birazda biz sevelim diyerek Arda’yı bırakmadı kucağından. Sohbetimizi bölen Suat Bey’ in telefonu oldu. Telefonu kapattıktan sonra bana bakarak

“ Arkadaşım Tamer, pansuman için buraya geliyor.  Birkaç dakikaya burada olur” dedi.

Sofradan izin isteyerek kalktım odama geçip üstüme başıma çeki düzen verdim. Dişlerimi fırçalarken aynadaki görüntümü beğenmeyip saçlarımı atkuyruğu yapmaya karar verdim. Hazırlanmıştım ki odamın kapısı çaldı.

Gidip kapıyı açtım. Karşımda Suat Bey ve arkadaşı Tamer Bey vardı. Birbirlerine çok benziyorlardı. Akraba sanılabilirlerdi. Aralarında ki en belirgin fark Tamer Beyin gözleri siyaha yakın bir renkti. Gülümseyerek elimi uzatırken

“ Tamer Bey” dedim. O da öyle bir gülümsedi ki gözlerimi ondan almak için bayağı direndim.

“ Sadece Tamer lütfen” dedi.

“Hoş geldiniz buraya kadar zahmet ettiniz. Ben bir hastaneye gidebilirdim. Ama ..”  

“ Aması falan yok, hem seni dün öyle gördükten sonra gelip görmeden duramazdım”

Off şimdi beni merak mı etmişti, ayyy çok hoşuma gitti.. Sadece Tamer’ e bakıyordum.

“ Burçin, pansumana başlayalım mı?” 

“ Tabi buyurun” dedim hala Suat Bey’ e bakmıyordum.

Tamer, odanın ortasına doğru ilerleyince ben de bir adım atıyordum ki belime dokunan elle birden irkildim. Yavaşça başımı döndürdüm o an kalbim mi tekledi, zaman mı durdu bilmiyorum. Gözleri yeşilin en koyu rengiydi…

Ben durup ta ilerlemeyince belimdeki elinin baskısını daha çok hissettim. Başımı çevirip yürüdüm ve pencerenin önündeki koltuğa oturdum. Dün akşam burada “ o” bana pansuman yapmıştı. Şimdi bu neden aklıma geldi ki…

Tamer, diğer koltuğu karşıma çekip kendi yanında getirdiği çantasından bir şeyler çıkarırken gözüm Suat Bey’ e kaydı. Ayakta durmuş son derece ciddi bir yüzle bizi izliyordu.

Tamer “ Burçin, resmen tanışmadık ama seni tanımak çok güzel. Sen çok cesur bir hanımsın” Gülümsedim ama biraz imalıydı bu gülümsemem çünkü bazıları benim yaşımı bu sorumluluk için küçük görüyordu.

“ Teşekkür ederim” dedim ve pamuğu yüzüme yaklaştırırken yine ellerim buz kesti. Çok korkuyordum.  Ellerimi birbirine kenetleyip gözlerimi kapattım. Pansuman devam ederken Tamer ben baygın bir şekilde yatarken Arda ile nasıl oynadığını anlatıyordu beni rahatlatmak için.

“ Dün bir daha mı kanadı” dedi. Evet dercesine başımı salladım hala gözlerim kapalıydı.

“ Bu hiç iyi olmamış Dikişin bir tanesi kaynamadan atmış gibi, nasıl oldu bu ?”

Gözlerimi açtım Suat bana bakıyordu. Gülümsemeye çalışarak bilmiyorum anlamında omuzlarımı kaldırdım. Tekrar Suat’a baktığımda kaşları çatık bir şekilde bana bakıyordu. Off şimdi de söylemedim diye mi kızmıştı..Hem ben niye onun kızıp kızmadığını umursuyordum ki…

Tamer, Suat’a bakarak “ dikişleri yenilemem gerekecek yoksa iyileşmesi uzun sürebilir. Şimdi benimle hastaneye gelin bir an önce müdahale edeyim.”

DİĞER YARIMHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin