32. BÖLÜM

22.8K 1.1K 33
                                    

Gelmişti…

Canım sevgilim gelmişti işte…

Arkasını dönen Hasan şok olmuştu. Kendini çabuk toparlasa da ne yapacağını bilmiyormuş gibi bir hale girmişti. İki adımda ona yaklaşan Suat sert yumruğunu indirmişti yüzüne. Geri geri düşen Hasan’dan gözlerini ayırdı ve bana baktı gözlerinde gördüğüm duygu sevinçten çok kahır gibiydi.

“ Ne yaptın lan kadınıma? Seni öldüreceğim” diye bağırıp daha çok vurmaya başladı. İçeriye giren insanlara baktım. Rüya koşarak yanıma geldi ve ağlayarak sarıldı bana

“ Canım arkadaşım, güzel kardeşim bulduk ya seni artık hiçbir şey istemiyorum Allahtan. Çok özledim seni”

Deyip hem ağladı hem sarıldı canım. Göz yaşlarından sesi kısık kısık geliyordu. Durdum azıcık kendimden uzaklaştırarak tekrardan yüzüne baktım

“ Geldin, geldiniz beni bırakmayacağınızı biliyordum.”

Daha çok ağlamaya daha sıkı sarılmaya başladı canım dostum. Öyle sıkı sarıldı ki inledim bir an sırtım çok acıyordu. Ben inleyince dondu kaldı

“ Özür dilerim bebeğim, özür dilerim canın çok acıyor mu? Bu hayvan sana ne yaptı?”

Rüya’ya cevap verecekken durup bize bakan Suat’a kilitlendi gözlerim. Hasan’ı öyle dövmüştü ki göğsü hızla inip kalkıyordu. Oda durdu ve olanca heybetiyle bana baktı. Bir adım attı bana doğru hipnotize edilmiş gibi ben de ona doğru bir adım attım. Rüya’nın ellerini tutan elimi çekip Suat’a doğru uzattım. Aramızdaki mesafeyi hemen kapattı. Karşımda duruyor sadece bakıyordu. Yüzüme gözüme, her yerime.

 İki elini de uzatıp yanaklarımı okşadı. Elinin sıcağına, avucunun yumuşaklığına bıraktım kendimi gözlerimi kapatarak. Gözlerimi açtığımda onun da gözlerini kapattığını gördüm. Uzanıp yanağını öptüm hafifçe hemen açtı gözlerini.

Keşke açmasaydı. Gözlerini açtığında bir damla gözyaşı yanaklarına doğru süzüldü. O an ölmüş olmayı diledim. Bu acı çok tarifsizdi. Parmaklarımla sildim acelece yenisi gelmesin diye gözünü de sildim. Ama bir damla daha aktı diğer gözünden. İçim acıyordu.

Hasan bana vurduğunda bile böyle canım yanmamıştı. Uzanıp gözünü de öptüm. Geri çekildi. Ellerini de çekti benden. O ellerini çekince üşümüştüm. Sahipsiz kalmıştım sanki. Boşluklara düşmüştüm. Çıkmaz sokak gibiydi ellerinin yokluğu. Çok emindim artık onun nefes almadığı bir hayatta ben de nefes alamazdım. Arkasını döndü ve onun kaldığı yerden devam eden Emre’yi çekti. Hala karşılık vermeye çalışan Hasan’a öyle hızlı bir yumruk attı ki burnundan kan fışkırmaya başladı. Ben hemen gözlerimi kapattım ama öyle değişik öyle sert bir kemik kırılma sesi geldi ki hemen açtım gözlerimi.

Suat bağırıyordu “ Hangi elinle vurdun lan? Söyle hangi elinle?”

Hasan’ın cevap verecek gücü kalmamış gibi cevap vermiyordu. Bir kolu kırık halde hala ayakta durmaya çalışıyordu. Ani bir hareketle diğer kolunu da kırdı Suat. Arkadan orta yaşlı bir adam gözüme ilişti. Suat’a engel olmak isteyen özel giysili ellerinde silah tutan insanlar vardı. Orta yaşlı olan adamın tek bir hareketiyle tekrardan dışları çıktılar. Hasan tanınmaz hale gelmiş. Vücudu kanla kaplanmıştı. Kolları boşlukta sallanıyor gibiydi. Acımadım ona hem de hiç acımadım. Tamam, biraz acıdım ama umursamadım. Beni sevdiğimden ayırmaya çalışmış yavrumla arama mesafe koymuştu. Yanımıza gelen Emre de nefes nefese kalmıştı. Yaklaştı ve başıma bir öpücük bıraktı. Çok duygulanmıştım. Yanıma gelmelerine hem de Suat’la gelmelerine. Benim gözlerim dolunca sıkıca sarıldı bana Emre

DİĞER YARIMHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin