17. BÖLÜM

25.9K 1.2K 26
                                    

Odaya girdim kapıyı kapatıp ışığı açmadan koltuğa bıraktım kendimi. Daha erkendi uyumam için gündüzde fazladan uyumuş olduğum için yatağa girsemde sadece dönüp dururdum. Gözlerim karanlığa alıştığında bende sakinleşmiştim

Kafamda hiçbir şey yoktu içim bomboştu. Bir süre içeriye kulak kesildim ama hiç ses yoktu. Tam ben bunu düşünürken kapının açılıp kapanma sesini duydum. Kalkıp hemen tülün arkasından baktım. Suat gidiyordu ama arabasına binmemişti. Yürüyerek sokağın sonunda gözden kayboldu. Ne düşüneceğimi bilmiyordum nereye gitmiş olabilirdi ki…

Hala oturuyordum ışığı açmamıştım. Onun neden gittiğini merak etmekten kendimi alamıyordum. Zaten her seferinde ya kırıcı ya da emredici bir şekilde konuşmuyor muydu benimle şimdide öyle yapmıştı. Bozulması, kırılması gereken ben değil miydim?. Kapının sesini duydum yine daha on beş dakika olmadan geri gelmişti. Nereye gittiğini çok merak etsemde yerimden kıpırdamadım; soramazdım ki zaten hem ben ona çok kırgındım ve gereksiz yere olan bütün konuşmalardan bundan sonra kaçınacaktım. Ben böyle kendi kendime karar alırken odamın kapısı açıldı beni otururken görünce bir an baktı sadece ve ışığı yaktı

“ Ne yapıyorsun böyle karanlıkta?”

“ Sence oradan bakınca ne yapıyormuş gibi görünüyorum”

Kaşlarını kaldırarak baktı birkaç saniye ve dudakları yukarı doğru kıvrıldı

“ Ben de seni merak ediyordum. Bizim hazırcevap Burçin’i özlemiştim” dedi benim ona söylediğim sözlere imada bulunarak, istemeden bende gülümsedim bu sözlerine

“ Hadi gel yiyecek atıştırmalıklar abur cuburlar aldım. Film izleyelim”

 Yerimden kımıldamadım. Ben daha demin ona bulunduğun ortamlardan uzak duracağım dememişmiydim. Oda beni benimseyemediğini söylemişti şimdi niye çağırıyordu ki. Rahat rahat yesin filmini izlesindi işte beni niye çağırıyordu ki.

“ İstemiyorum teşekkür ederim. Burada oturacağım”

Hiç istifini bozmadan bakışlarını sürdürdü

“ Burçin geliyor musun yoksa ben gelip elinden tutarak mı götüreyim”

“ Sen izle filmini ben gelmiyorum” dedim en inatçı sesimle yavaş yavaş hareketlendi önüme geldi. Gözlerimi ayırmıyordum üzerinden bakışlarım onun ki gibi belirsizdir umarım çünkü şu an çok havalı görünmüştü gözüme ve anlamasını istemiyordum. Elini aynı yavaşlıkta uzatıp “ hadi” dedi ama tek yaptığım gözlerine bakmaktı.

Birden elimi o kadar hızlı tutup kaldırdı ki deminki yavaşlığından hangi ara sıyrıldı diye düşünebildim sadece. Parmaklarımın arasından geçirmişti parmaklarını elleri alev gibi yanıyordu sıcaklığı içime işlemişti. Deminki yalnızlığımı unutturacak bir sıcaklıktı bu vazgeçilmek istenilmeyecek bir sıcaklık…

Gözlerimin içine baktı

“ Filmi seninle izlemek istiyorum” dedi.

Bende onun gibi baktım gözlerine bir şey dememi beklemeden beni de peşi sıra içeriye götürdü. Yerdeki bilgisayar çantasına takıldı gözüm arabada olduğunu biliyordum bilgisayarının da eve niye çıkarmıştı ki. Beni üçlü koltuğa oturtturdu karşımıza bilgisayarı açıp mutfağa yöneldi sesler geliyordu ama yerimden kalkmadım. Elinde iki kase patlamış mısır vardı. Önümüzdeki sehpaya bırakıp geri gitti bu sefer elinde bir şişe kola ve iki büyük bardak vardı. Bana bakıp gülümseyerek

“ Filmi sen seçmek ister misin?” dedi ama gözlerindeki parıltı seçme der gibiydi. Uğraşacak halim yoktu omuz silktim sadece onunda hoşuna gitmiş olacak ki büyük bir gülümsemeyle gelip yanıma oturdu.

DİĞER YARIMHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin