Bu bölüm biraz kısa çünkü önceki bölümün geri kalanıydı. Bir sonraki bölümü biraz daha uzun yazarak telafi edeceğim. Hepinize iyi okumalar ❤❤
"Jimin, hadi benimle gel. Sana burdan ne istersen alacağım."
Jimin saatlerdir baktığı oyuncak mağazasının vitrininden gözlerini alamıyordu. Ona seslenen Yoongi'nin peşinden paytak adımları ile ilerledi. İçeride çeşit çeşit bir sürü oyuncak vardı ve onlarla oynama düşüncesi bile Jimin'in kalp ritmini hızlandırmaya yetiyordu.
"Yoongi hyung, şimdi ben ne istersem alabilir miyim?"
"Evet. İstediğin her şey olabilir. Fiyat sınırı da yok. Kafana göre takıl."
Jimin'in gözleri ışıl ışıl parlıyordu. Hemen içeriye girdi ve her bir oyuncağa tek tek göz gezdirdi. Taehyung ise ağır adımlarla onların arkasından geliyordu.
"Jimin elimden tutman gerek. Takılıp düşebilirsin."
Jimin Yoongi'yi dinledi ve elinden tuttu. Taehyung garip hissediyordu. Jimin ondan başkasına dokunduğunda veya sarıldığında sanki kalbine bıçak saplanıyormuş gibiydi. Nedenine bir anlam verememişti, Jimin Taehyung'un bambaşka hisler tatmasına sebep oluyordu.
"Yoongi hyung bundan da alabilir miyim?"
"Ne istersen alabilirsin Jimin."
Jimin sevinçle bir oraya bir buraya koşturuyor ve Yoongi'yi de beraberinde sürüklüyordu. Bu alışveriş kolay kolay bitecek gibi gözükmüyordu.
***
Jimin oyuncaklarını almıştı ve market arabasının içinde usluca oturuyordu.
"Hoseok hala tuvalette mi? Bu kadar saattir ne yapıyor?"
Jungkook gülümsedi.
"Jimin var söylemek istemiyorum."
"Heh geldi işte."
Hoseok üzgün bir şekilde geldiğinde herkes onun için endişelenmişti.
"Ne oldu Hoseok? Hiç iyi gözükmüyorsun."
Hoseok derin bir nefes alıp alnına masaj yaparak ovdu.
"Bir tane kadını o zannettim."
Taehyung Hoseok'a sarıldı ve sırtına dostça vurdu.
"Üzülme artık Hoseok..."
Hoseok dolan gözlerini silip gülümsedi.
"Tabii canım. Sonuçta, ölenle ölünmüyor yani."
Jungkook burukca gülümsedi ve Hoseok'a sarıldı.
"Tamam yeter hadi. Duygusala bağlamayın hemen. İyiyim ben."
Yoongi ve Jimin ne olduğuna bir anlam veremiyorlardı. Taehyung Hoseok'a sarılmayı bırakıp Jimin'in içinde olduğu arabayı sürmeye devam etti.
"Hyung, ne olmuş?"
Taehyung derin bir nefes aldı ve Jimin'e yaklaşarak kısık bir sesle anlattı.
"Hoseok, yıllar önce bir kıza aşık oldu. Çok güzel ve çok sevimli bir kızdı. Kız da Hoseok'u deli gibi seviyordu. İkisi de birbirine aşıktı. Sevgili oldular. Aylar yıllar geçti, ayrılmadılar. Ama ölüm onların yolunu ayırdı.. Hoseok'un sevdiği kız trafik kazasında hayatını kaybetti. Hoseok da yıkıldı haliyle. Şuan daha iyi olsa da hala onu özlüyor."
Jimin etkilenmişti. Dinlediği hikaye onun gözlerinin dolmasına neden olmuştu.
"Hyung, peki aşık olmak nasıl bir şey?"
Taehyung gülümsedi.
"Bunu sana ben anlatamam. Anlamak için yaşaman, aşık olman gerek."
Jimin gülümsedi ve heyecanla elini çırptı.
"Bende birine aşık olmak istiyorum hyung."
Taehyung Jimin'in gülümsemesine karşılık verdi.
"Aşk çok da güzel bir şey değil Jimin. Can yakar bazen."
"Nasıl hyung? Aşk güzel değil mi?"
"Güzel tabii ki. Aşk bu dünyadaki görüp görebileceğin en güzel duygu. Hiçbir şeye benzemez. Bambaşkadır."
Jimin kafasını yere eğdi ve parmaklarıyla oynamaya başladı.
"Peki sen hiç aşık oldun mu hyung?"
"Hayır, olmadım."
"Peki ne zaman olacaksın hyung?"
Taehyung gülümsedi.
"Kime, nerede, ne zaman aşık olacağını bilemezsin. Sen karar veremezsin. Aşkı bulmak için çabalamazsın. Aşk seni en çaresiz zamanında bulur ve peşini bırakmaz."
"Yine de seninle aynı anda aşık olmak isterdim hyung. Birbirimize sevdiklerimizi anlatırdık. Güzel olmaz mıydı?"
Taehyung sol tarafında bir ağırlık hissediyordu. Sanki kalbi sıkışıyormuş gibiydi. Bu ağrı ona tanıdık geliyordu çünkü neredeyse aylardır aynı ağrıyı çekiyordu. Sanırım bir doktora gitse iyi olacaktı.
"Bu konuyu kapatalım mı Jimin? Boyama kitabı almaya ne dersin?"
Jimin kıkırdadı ve sevinçle ellerini çırptı.
"Çok severim."
Taehyung gülümsedi ve önlerinde ilerleyen Yoongi ve Jungkook çiftine seslendi.
"Boyama kitabı alıp geleceğiz. Bizi bekleyin."
Yoongi ve Jungkook Taehyung'u onayladı ve yavaş yavaş kasaya doğru ilerlediler. Hoseok ve Jungkook neredeyse tüm marketi satın almışlardı. Hoseok'un aldıklarını Taehyung ödeyeceği için Hoseok lavabo pompasından çay bardağı setine kadar her şeyi almıştı.
***
"Biz geldik. Ödediniz mi aldıklarınızı?"
Jungkook Taehyung'un sorusuna cevap verdi.
"Aldık biz sizi bekliyorduk."
Taehyung Jimin ve Hoseok'un aldıklarını kasadan geçirip poşetlere yerleştirdi ve hep beraber ellerinde poşetlerle alışveriş merkezinden ayrıldılar.
"Hoseok resmen lavabo açıçı bile almışsın batırdın lan çocuğu."
"Napayım Yoongi, o da beni çok kırmıştı ödeştik."
Taehyung Hoseok'a göz devirdi. Yoongi arabanın bagajını açtı ve ellerindeki poşeti bagaja yerleştirdi.
"Hadi hepiniz arabaya geçin. Şunları yerleştirip geliyorum."
Jungkook Yoongi'ye yaklaştı ve gülümsedi.
Taehyung ve Hoseok Jungkook'un yapmak istediğini anladılar ve aynı anda Jimin'in gözünü kapatıp bağırmaya başladılar.
"Jungkook çocuk var be ne yapıyorsun!"
"Ay sanane Hoseok sevgilimi öpmeyeyim mi."
Taehyung Jimin'in gözünü açtı.
"Burda yapmasaydınız daha iyi olurdu tabii."
Jimin gülümsedi.
"Ben Jungkook hyung'un ne yaptığını biliyorum. Yoongi hyung'un dudaklarına dudağını koydu."
Herkes Jimin'in söylediğine kahkaha attı ve arabaya binip eve doğru yola çıktılar. Herkes mutluydu ve gayet güzel eğlenmişlerdi. Jimin ise eve gidip yeni oyuncakları ile oynamak için sabırsızlanıyordu.
***