minnagus kişisine ithafen ♡
"Garip varlıklar görüyor musun Jimin? Geceleri, gündüz de olabilir gerçi."
Taehyung sahte bir şekilde öksürdü.
"Senden başka garip varlık henüz kimse görmedi Jungsan."
Jungsan Taehyung'a göz devirdi ve Jungkook'a döndü.
"Kuzen, bu ev lanetli. Daha önce burada cinayet işlenmiş."
Jungkook yanında oturan Jungsan'ı dürtükledi.
"Daha önce işlenmedi ama biraz daha susmazsan Taehyung seni öldürüp buraya gömecek."
Jungsan oturduğu yerden kalkıp Jimin'in yanına gitti ve kulağına odadaki kimsenin duyamayacağı şekilde fısıldadı. Jimin, Jungsan'ın dediklerini duyduktan sonra yüzüne kocaman bir gülümseme yerleştirdi ve sevinçle ellerini çırptı.
"Evet evet lütfen!"
Jungkook ve Taehyung birbirlerine bakarken Jimin ve Jungsan da salondan çıkıp normalde Jimin'in odası olan ama kullanılmayan odaya girdiler. Taehyung ve Jungkook da merak edip peşlerinden gitti. Taehyung Jungsan'a güvenemiyordu ve Jimin'i onun yanında tek bırakamazdı.
"Hey hadi ama, bu Jimin ve benim aramda neden geliyorsunuz?"
"Evet Taehyung bu Jungsan hyung ve benim aramda. Gelmeyin gidin gidin!"
Taehyung sinirlense ve endişelense bile Jimin'i üzmek istemediği için Jungkook'u da alıp odadan çıktı. O sırada kapı çaldı ve Taehyung salona girerken Jungkook kapıyı açtı.
"Hoş geldin Hoseok"
"Şeytan savar nerde?"
"O ne be?"
"Ya kuzenin işte. Gelmedi mi?"
Jungkook kahkaha atarak Hoseok'un ensesine sertçe vurdu.
"Geri zekalı. İçeride Jimin ile bir şeyler yapıyorlar ama bizi odaya almadılar."
Hoseok koşarak Jimin'in odasına girdiğinde Jungkook derin bir nefes aldı. Jungsan ve Hoseok ne zaman bir araya gelseler, o ortam bambaşka bir havaya bürünüyordu. Ve şimdi Jimin'i de aralarına katacakları belliydi..
"Vay Jungsan Hoş geldin! Seni özlemişim."
"Ben de Hoseok."
Jimin Hoseok'a sarıldı ve gülümsedi.
"Hoş geldin hyung. Biz de sihirbazlık yapıyorduk. Sen de izlemek ister misin?"
"Kim istemez ki! Tabii ki isterim!"
Jungsan gülümsedi.
"Jimin bak kulağının arkasında ne var?"
Jungsan Jimin'in kulağına doğru uzandı ve kulağının arkasından para çıkarıp Jimin'e verdi.
"İnanmıyorum Jungsan hyung! Bunu nasıl yaptın?!"
"Herkesin kendine göre bir cazibesi var. Eh ne yapalım, benimki de bu işte."
Jimin şaşkınlıkla Jungsan'a baktı. Hoseok gülümsedi. Jimin'in bu şaşkın hallerini tıpkı küçük bir ördeğe benzetiyordu. Yoksa, şirin bir kedi yavrusu mu demeliydi?
"Jungsan hyung cazibe ne demek?"
"Cazibe, senin çekiciliğin demek. Yani, ah nasıl anlatsam ki, yani birisi senin bir özelliğinden etkileniyorsa bu senin cazibendir."
