Jimin ardı ardına akan göz yaşlarını sildi ve Yoongi hyung'unu takip etmeye devam etti.
"Hyung beni neden götürüyorsun? Neden onunla kalmıyorum?"
"Çünkü ikiniz de, kafayı sıyırmışsınız. Seni nasıl öpebilir. Aklımı çıldıracağım."
"Hyung öpen bendim, o istememişti.. Ben öptüm."
Yoongi sinirle Jimin'e baktı. Her an patlayacak bir bomba gibi duruyordu. Onun bu hali, Jimin'i korkutuyordu.
"Neden?! Nedeni neydi neden öptün onu?! Ne yapmaya çalışıyorsun Jimin?! Neden onun kafasını iyice karıştırıyorsun?"
Jimin kafasını yere eğdi.
"Mutluluğumu istiyor musun hyung?"
"Tabii ki de istiyorum. Sen benim kardeşimsin."
"O zaman, beni onun yanına geri götür hyung. Lütfen.."
Yoongi derin bir nefes aldı ve Jimin'in karşısında durup omuzlarından tuttu.
"Jimin, bak. Biliyorum, abinden ayrılmak zor olacak. Ama böyle olmak zorunda. İkiniz için de. Anladın mı? Bunu yaptığım için mutlu değilim. İkinizi de çok seviyorum ama böyle olmalı. En azından bir süre. Tamam mı?"
Jimin göz yaşlarını sildi ve kafasını salladı. Hem eğer Taehyung iyi olacaksa, o da iyi olmalıydı.
"Aferin sana. Hadi, geldik. Burası benim evim. İçeri girelim."
Jimin Yoongi'yi onayladı ve elinden tuttu. Neden Taehyung'un elini tuttuğunda daha farklı hissediyordu? Jimin Yoongi'nin kapıyı açmasını beklerken düşündü. Taehyung'dan ayrı kalmak, hiç kolay olmayacaktı. Tek tesellisi, kucağındaki ayıcık TaeTae'ydi. O da olmasa, kendini yapayalnız hissederdi.
"Geldin mi sevgilim?"
Jungkook gülümseyip Yoongi'nin beline sarıldı ve onun alt dudağını ısırıp öptü.
"Kaşınıyorsun Jeon Jungkook."
Jungkook Yoongi'nin dudaklarını öperken gözleri kapının girişinde duran Jimin'e kaydı. Dudaklarını öpmeyi bıraktı ve Yoongi'ye baktı.
"Jimin neden burada ve, neden elinde valiz gibi bir şey var? Yoongi, amacın ne senin?"
"Ah şey, sana söylemeyi unuttum, Jimin biraz bizimle kalacak. Taehyung'un işleri varmış. Benden rica etti. Ben de kıramadım."
"İşi mi varmış? Peki Jimin ile ne alakası var?"
Yoongi salona geçerken Jimin ve Jungkook da onun peşinden geldi.
"Tam olarak ben de bilmiyorum. Taehyung'a arar sorarsın daha sonra. Sadece rica etti ben de getirdim."
Jungkook kafasını salladı ve Jimin'e baktı. Gerçekten üzgün görünüyordu.
"İyi misin Jimin?"
"İyiyim hyung."
Yoongi gülümsedi.
"Odan çoktan hazır Jimin. Merdivenden çıkınca sağdaki oda. Seveceğinden eminim. Orayı bir sürü oyuncakla dolduracağım senin için."
Jimin gülümsedi.
"Teşekkür ederim hyung. Odama gidebilir miyim şimdi?
"Tabii. Yalnız, birazdan yemek yiyeceğiz. O zamana kadar aşağıda ol. Tamam mı?"
Jimin Yoongi'yi onayladı ve oyuncak ayısı TaeTae ile merdivenleri yavaş yavaş çıktı. Çok yorgun hissediyordu. Bir an önce hyungunun yanına gitmek istiyordu. Onu şimdiden özlemişti.
