"Taehyung, seninle konuşmam gereken birkaç şey var."
Taehyung sandalyesini masaya daha da yaklaştırdı ve konuşmak için boğazını temizledi.
"Dinliyorum hyung."
"Şey, Taehyung bak. Ben, seninle Jimin hakkında konuşacağım."
Taehyung gülümsedi. İsmini duyunca bile kalbi sanki yerinden fırlayacak gibi oluyordu. Jimin'in ona yaşattığı hisler, tarif edilemezdi.
"Söylemene gerek yok Yoongi hyung. Ben, Jimin'e aşık olduğumu zaten biliyorum."
Yoongi derin bir nefes aldı.
"Ben de seninle o konuda konuşmaya geldim zaten. Taehyung, dinle lütfen. Jimin'e aşık olman çok yanlış ve-"
"Aşk zaten yanlış olduğunu bile bile sevmek demek hyung. Ben de biliyorum yanlış olduğunu, ama en doğru kişiymiş gibi hissettiriyor."
"Lütfen inkar etmeden önce beni dinle Taehyung. Jimin daha küçücük bir çocuk. Aşkın ne anlama geldiğini bile bilmiyor. Canın yanacak. Onun da kafası karışacak. Sen ona ağabeylik yapıyorsun. O seni yalnızca hyung'u olarak görüyor. Siz abi kardeşsiniz. Daha fazlası olamaz. İkiniz için doğru olan bu. Biliyorsun, ikinizin de asla üzülmenize izin vermem."
Taehyung tepkisiz bir şekilde Yoongi'nin anlattıklarını dinliyordu.
"Jungkook ve Hoseok senin aklını karıştırdı. Aynı şekilde Jimin'e de psikolojik baskı uyguluyorlar. Jimin'e karşı tuhaf hisler beslemenin nedeni aşk değil. Jimin çok saf ve bebek gibi, bu yüzden onu korumak istiyorsun. Hepsi bu.."
Taehyung derin bir nefes alıp sesli bir şekilde geri verdi.
"Sanırım haklısın hyung. Belki de, birkaç gün ondan uzak kalmam bana iyi gelebilir."
"Ne yapmayı düşünüyorsun?"
Taehyung iç çekti.
"Bir süre, sen ve Jungkook Jimin'e bakabilir misiniz? Ben kafamı toparlayana kadar."
Yoongi gülümsedi.
"Tabii ki, sorman hata. Jimin senin olduğu kadar bizim de küçük kardeşimiz."
Taehyung gülümsedi ve içinden geçirdi.
"Evet. Tabii. Küçük kardeşim.."
"Teşekkür ederim Yoongi hyung."
Yoongi "önemsiz" anlamında kafasını salladı.
"Ee ne içersin?"
"Yok hyung, ben eve gideyim. Jimin'e sizde kalacağını falan söylemem gerek."
"Jimin şu an nerede?"
"Evde. Jungkook ve Hoseok bakıyor. İşe gittiğim için.."
"Taehyung, dikkatli ol. Jungkook ve Hoseok Jimin'in aklına girmeye çalışıyor. İzin verme. Tamam mı?"
Taehyung derin bir nefes aldı ve seslice geri verdi.
"Peki hyung, deneyeceğim. Teşekkür ederim."
"Ve bana hyung demeyi bırak lütfen. Yaşlı hissediyorum. Sadece Yoongi."
Taehyung gülümsedi. Oturduğu yerden kalktı ve eve doğru yola koyuldu. Ehliyeti olmasına rağmen arabası yoktu ve işe yürüyerek gidip gelmek zorunda kalıyordu. Şirket evden uzak olduğu ve hiçbir otobüs oradan geçmediği için, saatlerce yürümek zorundaydı..
***
"Yuh Jungkook. Çocuğa neler öğretmişsin."