Berika2013 kişisine ithafen..
"Taehyung'u elinden kaçırdığımıza inanamıyorum. Onunla daha çok işim vardı! Size kim o çocuğu hemen bırakın dedi?!"
"A-ama patron-"
"Kes sesini. Gerek kalmadı. Başka adamlar buldum. İşimizi onlar halledecek. Jongin'in işi bugün bitecek."
Genç adam kendinden makamca ve yaşca daha büyük olan adamın önünde saygı ile eğilip odadan çıktı.
Başka adamlar bulunmasına sevinmişti. Çünkü o sevimli küçük çocuğa yeniden zarar vermek istemiyordu. Artık Taehyung ve Jimin daha mutlu olmalıydı. Çünkü Taehyung ile işleri tamamen bitmişti. Kimse kötü şeyler yaşamayı hak etmezdi. Kötü bir insan olsa bile.
***
"Hani lunaparka gidecektik."
"Jimin tüm hafta çalışıyorum zaten. Bugün çok yorgunum bebeğim. Sadece uyusak beraber, olmaz mı?"
Jimin dudaklarını büzüp omuz silkti.
"O zaman telefonunu ver. Sen uyurken ben sünger bob izleyeceğim."
Taehyung odayı dolduracak kadar büyük bir kahkaha attı.
"Normal çiftler sevgilisinin mesajlarına bakmak için telefonunu ister. Bu sünger bob izlemek için istiyor."
"Ya! Bana ne sünger bob sünger bob!"
Taehyung telefonunu Jimin'e verirken söylenmeyi de ihmal etmedi.
"Bunun gömlek giyip beni delirten modeli daha güzeldi sanki."
"Anlamadım."
Taehyung gülümsedi.
"Hiç, hiçbir şey. Sen izle bebeğim."
O sırada Jimin'in elindeki telefon hafifçe titremeye başladı.
"Taehyung. Yorganın bir kısmını bana doğru uzatır mısın? Telefonunun üzerini örteceğim."
"Telefonun üzerini mi? Neden?"
"Telefonun soğuktan titriyor Taehyung üzerini örteceğim."
Taehyung Jimin'in elindeki telefonu alırken aynı zamanda da kahkaha atıyordu.
"Jimin hayır telefonum çalıyor."
Taehyung daha fazla bekletmeden gelen aramayı cevapladı.
"Efendim Jungkook?"
"İyiyim ya sen?"
"Ne! Yine mi Jungsan geldi?! Tanrım hayır hayır ciddi olamazsın."
"Onun hala senin kuzenin olduğuna inanmıyorum."
"Ya çok tuhaf beni aşırı korkutuyor."
"Ah pekala. Tamam gelin.. Ama biliyorsun evde Jimin var. Jimin'i korkutmasın."
"Tamam görüşürüz."
Taehyung telefonu kapattığında Jimin Taehyung'u dürtükledi.
"O kim Taehyung? Kimden bahsediyorsun?"
"Jungkook'un kuzeni Jungsan. Jungkook'u ziyarete gelir her yıl. Ama biraz tuhaf biri umarım korkmazsın."
Jimin gülümsedi.
"Sen yanımdayken hiçbir şeyden korkmuyorum."
Taehyung gülümsedi ve dudaklarını Jimin'in avucuna bastırdı. Öyle güzel öpmüştü ki Taehyung, Jimin o an ağlayabilirdi.
"Biz neden hep yatak odasındayız? Salondan daha çok burada oturuyoruz."
Jimin utanarak gülümsedi.
"Burayı salondan daha çok seviyorum. Çünkü bu oda senin kokunla dolu ve ben, senin kokunu seviyorum."
Taehyung ve Jimin gözlerini birbirlerine kenetledi. Birkaç dakika sessizce durduktan sonra, Jimin ürkekçe Taehyung'a yaklaşıp dudaklarını dudaklarına bastırdı.
Taehyung Jimin'in ürkekçe öpüşlerine karşılık verdiğinde Jimin'in kalbi göğüs kafesinden bağımsız atıyordu. Ne yapacağını ilk öptüğündeki gibi bilemiyordu, fakat o zaman durduğu için pişman olduğu gibi, şimdi de pişman olmak istemiyordu. Bu yüzden durmayacaktı.
Jimin Jungkook'un anlattığı şu "büyüklerin öpüşmesi"ni yapmak istiyordu. Nasıl yapabilirdi ki? Nasıl yapılıyordu? Jimin gözlerini kapattı ve Yoongi'nin yaptıklarını hatırlamaya çalıştı.
Dudaklar, sonra dil..
Jimin dili ile Taehyung'un dudaklarını dürttüğünde Taehyung dudaklarını Jimin'in dudaklarından ayırdı.
"Jimin hayır daha fazla-"
"Sadece. Devam. Et."
Jimin'in dolu gözlerle dura dura söylediği cümle Taehyung'un içindeki bağları koparmıştı sanki. Jimin'i omzundan iteleyerek yatağa uzattı ve üzerindeki konumunu aldı.
Dudaklarını altında daha da küçülen bedenin dudaklarıyla birleştirdiğinde ilk defa bu kadar tutkulu hissediyordu. Taehyung kontrolü kendine aldı ve Jimin'in dudaklarını ayırıp dilini diline değdirdi. Jimin ilk defa yaşadığı olaydan dolayı tir tir titriyordu. Korkuyordu, ama aynı zamanda Taehyung onun için en güvenli kişiydi.
Jimin bildiği kadarıyla Taehyung'a karşılık vermeye çalışırken düşüp bayılacak gibiydi sanki. Taehyung ve Jimin birbirlerine karşı büyük bir açlık hissediyorlardı. Sürekli yan yana olsalar bile Taehyung Jimin'e sanki yıllardır görmemiş kadar hasretti. Jimin kendini geri çektiğinde ikisi de nefes nefese kalmışlardı. Fakat bu, onlar için sorun değildi. İkisi de pamuk şeker yiyen bir çocuk kadar mutlu olmuştu. Taehyung nefesini düzene sokmaya çalışırken gülümsedi.
"Oldu mu istediğin?"
"Çok güzeldi. Ama, henüz istediğim tam olarak olmuş değil gibi. Bir şeyler eksik gibi."
"Ne gibi mesela bebeğim?"
Jimin Jungkook ve Hoseok'un öğrettiklerini hatırladı.
Baştan çıkarma adım 2 nefesini kontrol etme.
"Aahh, bilmiyorum sevgilim."
Taehyung dudaklarını ısırırken Jimin ise içten içe kıkırdıyordu. Taehyung'u etkilemek çok hoşuna gidiyordu. Bu sırada zil çaldığı için Taehyung tanrıya binlerce kez şükretti.
"Hadi aşağıya inelim. Jungkook ve kuzeni gelmiştir."
Jimin Taehyung'u onayladı ve beraber merdivenlerden aşağıya indiler. Taehyung kapıyı açarken Jimin de Taehyung'un yanında duruyordu.
"Hoşgeldiniz."
"Selam Taehyung görüşmeyeli nasılsın? Bu küçük adam da kim böyle?"
Jungkook, Jungsan'ı dürttü.
"O Jimin. Taehyung'un sevgilisi. Hadi içeri geçelim konuşuruz."
Jungsan Jimin'i dikkatli bir şekilde baştan aşağıya süzerken Jimin ve Taehyung birbirlerine baktılar.
"Biri bu çocuğa büyü yapmış."
Taehyung derin bir nefes alıp seslice geri verdi ve açık olan kapıyı kapattı.
"İşte, başlıyoruz.."
***