SAHİL

21 4 0
                                    

Bir erkek olsaydım acaba nasıl olurdum? Muhtemelen yakışıklı olurdum böyle bütün kızlar peşimde koşardı falan. Dalga geçiyordum tabi muhtemelen sürekli bilgisayar başında, akşam eve döndüğünde de iş başında olan bir tip olurdum. Düşünmesi bile çok eğlenceli geliyor. Bu Dünya'ya nasıl veya neden geldiğimizi bilmiyorum, bir sürü olasılık var. Zaten kimse bilmiyor ne yaptığımızı burada. Teorilerin sayısı bitmiyor. Herkesten her şeyi duyabilirsiniz. Örneğin biri hayatın sadece bir döngü olduğuna inanır ve bizim o döngülerden biri olduğumuza. Topraktan doğup toprakta çürüdüğümüze. Sahilde oturuyordum, oturduğum kumlar serindi,hafif içim ürpermişti ama hoşuma gitmişti. Erim ile gün batımını izliyorduk, tüm eski romantik filmlerin en büyük klişesi. Ama bu bir film değildi ne de aramızda romantik bir şey vardı, sadece iki arkadaş bir birayı paylaşıyorduk. Erim ile komik bir hikayemiz var aslında. Onu ilk kız olarak tanımıştım. Benimle internetten yazışmaya başladığında adının İrem olduğunu söylemişti ve profili de kızdı. Aslında sadece beni değil bütün arkadaşlarımızı kandırmıştı. İnternet grubumuzda herkes onu kız olarak biliyordu. Belki bu yüzden daha inandırıcı gelmişti. Gerçeği de sonradan bana kendisi söylemişti. Biz çok yakınlaşmıştık onunla, en iyi kız arkadaşlar gibiydik. Tabi o zamanlar hâlâ kız olarak biliyordum onu . Tanıştıktan çok geçmeden bunun bir şaka olduğunu ve gruptan sadece bir kişinin daha onun aslında erkek olduğunu bildiğini ve gerçeği herkese açıklayacağını söylemişti. İlk önce ne düşüneceğimi bilememişim tabi çok sinirim bozulmuştu, aptal yerine konuştum. Ama niyeti kötü değildi. Daha sonra hep kız olarak doğmak istediğini açıklamıştı. Çok duygusaldı. Diğerlerine de çok geçmeden gerçeği anlatmıştı. Hatta gruptan bir arkadaşımız ondan hoşlanmaya başlamıştı. Aslında baya komikti, sonradan onunla baya dalgamızı geçmiştik. Harbi ben niye kızım, o niye erkek?
Hayatı boyunca hep kız olmak isteyen o, bilgisayar oynayan basketbol seven,boks yapan benim. Bunlar toplum olarak "erkek" şeyleri olarak görünen şeyler. Toplumun başka bir saçmalığı daha sadece. Ben niye kızım. Belki de erkek olsaydım çirkin olurdum ve ilk okulda herkes kusurlarımla alay ederdi buna çok üzülüp her gün eve ağlayarak dönerdim. Çirkin diye bir şey olmasa da çocuklar bazen çok sert olabiliyor arkadaşlarına karşı. Ya da bunların hiçbiri olmazdı ve Erim gibi olabilirdim, kız olmak isteyebilirdim. Güneş tamamen batmıştı, rüzgarla kumlar ayaklarımdan saçıma doğru uçmaya başlamıştı. Yinede rahatsız etmiyordu beni. Erim birasından yudum aldı yüzü buruştu. Erim'i seviyordum onun yanında durabiliyordum. Sigara içmeyen nadir arkadaşlarımdandı. Ama bir gün elinde onu sigarayla yakaladım, o da başlamıştı ve herkesten daha çok içiyordu,günde iki paket bitiriyordu. Sigara içtiğinde ona bakıyorum rahatsız olsun diye. O da pişman aslında içtiğine. O da sevmiyor bu yaptığını . Keşke o pis şeyi hiç eline bile sürmemiş olsaydı. Ama sanırım o da hayat girdabında bir sağa bir sola savrulmuş kurtuluş yolunu da bu olarak düşünmüş. Oysa şimdi daha da savrulcak. Birasını bana uzattı ben de bir yudum aldım. Sevdiğim marka değildi, bana hafif geliyordu bu bira. Ama olsun, arkadaş, bira ve sahil üçlüsü çok güzel bir üçlüydü. Mutluydum gerçekten. Son yurdumunu bana bırakmıştı. Gerçekten sevmiyordum biranın son yudumunu. Ağızda iğrenç bir tat bırakıyordu. Nedense bu sefer içmiştim. Ağzımda o hiç sevmediğim tat kalmıştı. İçer içmez pişman olmuştum bile. Telefon kabıma sıkıştırdığım parayı alıp sahile en yakın olan bakkala gitmeye karar verdim. Bu tada cidden dayanamıyordum. Erim üşengecin teki olduğu için direkt bakkala gidiyorum en yakındaki bakkala doğru yürüdüm. Bakkalda çok tatlı bir amca vardı. Kırklı yaşlarına daha yeni girmişti belli ki ama işten güçten saçları hep bembeyazdı. En alttaki raflarda duran naneli sakızlardan iki tane aldım. Adama parayı uzattım. Adam nazikçe teşekkür etti ve çay ikram etti ama arkadaşım beni bekliyordu ben de reddetmek zorunda kalmıştım. Yine bekleriz dedi gülümseyerek ben de el salladım. Zaten gecikmiş bir şekilde koşarak Erim'in yanına gittim ve oturdum. Müzik dinliyordu. Normalde pek benim tarzım değildi ama bu rüzgarlı havaya çok güzel uyum sağlıyordu.

Karanlık Oda #wattys2022Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin