Bu hayvanlar nasıl da güzel yaratıklar. Her zaman yanımda olmuşlardır. Onların büyük bir amacı yok. Büyük dertleri ya da kafalarında kurdukları karmaşık senaryolar yok. En azından ben öyle düşünüyorum. Bebek gibi saflar ve bir art niyetleri yok onların. En azından kedilerin. Kedileri küçüklüğümden beri çok sevmişimdir. Ama bir apartman dairesinde oturduğumuzdan kedi sahiplenememiştik. Aliem evin içinde kedi istemiyordu. Ben de nerden bu fikri edindiysem artık kedileri daha canlı olarak bile görmeden bağlanmıştım onlara. Etrafmızıda dağlar vardı,rüzgar esiyordu,yandaki gölete yakındık. Bu kadar güzel bir yerin bu kadar üzücü bir şeyi hatırlatması. Yıllardır gelmemiştim buraya. Kedileri neden mi seviyorum? Çünkü özgürler,bağımsızlar. Yaşamak için başkalarına ihtiyaç durmuyorlar. Sokağa atsan bile kendi başlarının çaresine bakabilme yeteneğine sahipler. Yani benim sahip olmak istediğim özelliklere sahipler. Yere çömeldim ,elimde çiçek vardı. Kumların altında yatan kedim balığı tercih ederdi sanırım. Ama elimde bu çiçek vardı. Bir insan değildi evet ama benim için çoğu insandan daha değerliydi.
Ailem yıllarca evin içine kedi almamıza izin vermemişti. Fakat kedim Reçel ile farklıydı. Adını reçel koymuştuk çünkü bir keresinde yere reçel dökülmüştü ve hepsini yalayıp yutmuştu. Çoğu insan bu adı neden koyduğumuzu anlamıyordu tabi,bir kedi adına benzemiyordu çünkü. Gözümden iki yaş döküldü,o günü hatırlamıştım,öldüğü günü. Bir kazaydı belki de ama beni çok etkilemişti. Neyse ki yalnız gelmiştim buraya çünkü bu sefer hıçkırmaya başlamıştım,ağlamam bitmiyordu. Onun annesi yine bizim kedimizdi,sürekli bahçemizde dururdu,beslerdik. O da diğer kedimizin yavrusuydu,büyümüştü ve bir anne olmuştu. Birde o annenin bir arkadaşı vardı,bembeyaz yeşil gözlü güzel bir kedi. İlk beyaz kedimizdi. O güzelliğine aşık olmuştum. Ama her güzel şeyin sonu vardı. O adam bir gün ağlayarak yanıma geldi. Belki kötü biriydi ama duygusaldı. Anne kedi yeni doğurmuştu,yavruları karton kutuda duruyordu. Neden kışın doğurmuştu ki yavrularını? O soğuk gece karlar kadar beyaz kedim yanında anne kedi,ağızlarında yeşil bir sıvı. Hayatın onlara sunduğu zehri içmişlerdi ve gitmişlerdi uzaklara. Üç küçük afacan annesi kalmıştı,bahçemiz beyaz tüy yumakları görmeyecekti bir daha. Düşündükçe ağlıyordum ,ağlamam durmuyordu ben de düşünmeyi bıraktım. Yeniden aklıma geleceğini biliyordum ama müzik belki şimdilik unuttururdu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Karanlık Oda #wattys2022
Non-FictionOdamın büyük olması onun git gide daha da küçüldüğünü hissetmeme engel olmuyordu. Dünya'nın büyük olması benim için yeterli alan olduğu anlamına gelmiyordu. Kötü şeyler yaşamamış olmanız onların var olmadığı anlamına gelmiyor. İstemeyeceğiniz kadar...