BOĞULMAK

23 4 0
                                    

Ve onların bir daha gelmeyeceği gerçeğiyle yüzleşmem gerekiyordu. En sevdiğim kitap. Daha okuyamamıştım bile,nasıl en sevdiğim kitap olabiliyordu. Ama Davinci 'nin biyografisiydi. Bir yıl boyunca arayıp hiçbir düzgün biyografisiyle karşılaşamamıştım. Hiçbir yazar Davinci' nin gerçek hislerini ortaya dökebilecek kadar yetenekli değildi. Ama bir gün, artık adını bile hatırlayamadığım o yazarın kitabıyla karşılaştım. Sevinçle kitabı almıştım. Çalışarak kazandığım ilk para ile. Hayatımda en çok değer verdiğim insanın hayatı hakkında önemli bilgiler artık elimdeydi. O an, o mutluluk, o heyecan her şeyim olmuştu. Odamdaki ışıklar kapalıydı,yerler perişan haldeydi. Klasik bir ergen odası dağınıklığı değildi bu. Bu kadar büyük bir odada bile yürüyebilmek için tek bir alan kalmamıştı. Dünya çok büyüktü ama kaçacak hiçbir yerim yoktu. Saklanamıyordum bile. Odamdan hâlâ ailemin sesini duyabiliyordum. Niye en değerli kitabım için o adama güvenmiştim. Ondan nefret etmiyor muydum? Gerçekten ilk defa dediğini zamanında yapacak mıydı ? Yapmamıştı. Eski ev arkadaşımdan kitaplarımı almamıştı. Eski ev arkadaşım farklı bir eve taşındığını bile haber vermeden en sevdiğim kitap ile beraber diğer değer verdiğim eşyaları eski evinde bırakmıştı. Bırakmakla kalmayıp başkalarına vermişti. Bu haberi patlatan annem oldu. Ondan sonra kendimi yine odamda buldum. Eşyalarımın geri dönüşü yoktu. Annem yine umursamaz bir tavırla kapıdan bana seslendi. Hiçbir şey olmamış gibi, parçalanmamışım gibi. Defalarca ve defalarca o adama güvenmiş olduğumdan dolayı kahrolmamışım gibi. Oysa söz verdiği gibi aileme geri taşındığım günün ertesi günü o eşyaları almış olsaydı şuan ben bu halde olmazdım. Odamdaki pislikler artmıştı. Bazılarının nerden geldiğini bile hatırlamıyordum. Kirli çamaşırlar, her yere yığılmış tonla kıyafet, pis mendiller, fotoğraf albümleri, torbalar ve içlerinde yine bir dolu eşya.... Toplayasım yoktu, bu pisliğin içine gömülmüştüm ve kendim de bir pislik haline gelmiştim. Zamanla daha da battım şimdi de her çıkmak için çabaladığımda bir bataklık gibi beni daha da içine çekiyordu. O adam öyle bir şey yazmış olucak ki eski ev arkadaşım anneme korkunç mesajlar atmıştı. O adam onu tehdit mi etmişti, mülküne taciz mi etmişti, nişanlısı buna sinirlenmiş miydi... Bunların hepsi artık başımı ağrıtıyor. Ayaklarımın üzerine basacak kadar sağlamdım şimdi bastığım zeminin çamur olduğunu anladım. Yorgundum, 5 gündür saçma sapan saatlerde uyanıp kalkıyordum. Çoğu zaman da uyuyamıyordum, uyumuyordum. Müzik belki yardımcı olabilirdi ama müziğin bile yapamayacağı şeyler vardı, gideni geri getirmek gibi.

Karanlık Oda #wattys2022Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin