Ne böcekler, ne ölmek ne de tanrı korkusu var bende. Beni korkutan asıl şey gerçekler. Hani yalan olmasını istediğimiz gerçekler . Gerçek olmasını istediğimiz yalanlar . İşte beni en çok korkutan şey bunlar. Odamın banyosundaydım, kulaklarım çınlıyordu. Herkesi rahatsız eden o tiz ses vardır ya, sessizliğin yarattığı o his. Dört duvar arasında yankılanıyordu. Elektrikler gitmişti ama beni korkutan karanlık değildi. Kapımın anahtarını bulamıyordum. Her yerde aramaya başlamıştım ama hiçbir şey göremiyordum. Yiğit'in bana söylediği şeyin ardından kendimi odamda bulmuştum. Ona olan bağlılığımın son zamanları yaşanıyordu. Başlarda her şey çok daha farklıydı. Bir ara gerçek bir şansımın olabileceğini bile düşünmüştüm. Ne saçma bir düşünceydi. Bizim sitede yazlıkları vardı ,bazen kışları da gelirdi. Adını daha öğrenememiştim bile. Sarı saçlı mavi gözlü. O yaştaki her kızın rüyası. Onu ilk gördüğümde daha evi yeni almıştık, ailemle arabadaydık. Onların evinin önünden geçtik. Gördüğüme inanamadım. Benim yaşlarımda sarışın mavi gözlü bir çocuk . Hayal gibiydi çünkü benim en hoşlandığım erkek tipi öyleydi ve hiç o tipe sahip arkadaşım olmamıştı en azından erkek. Ailem arabayı durdurmuştu,bahçede annesi olması büyük ihtimal olan kırk yaşlarında bir kadın vardı. Bahçe ile uğraşıyordu. O adam kadına çiçeklerin türünü sordu. Bahçemize o çiçeklerden almak istiyorduk ,isabet olmuştu. Kader mi? O zamanlar işte böyle salak bir romantiktim. O günden sonra amacım çocuğun adını öğrenmek olmuştu. Yaz mevsimiydi ve arkadaşlarla sürekli bisiklet sürerdik . Ben de her bisiklet sürdüğümde defalarca onların evinin önünden geçerdim. Arkadaşlarla sürdüğümüzde ise o sokaktan geçmek için ikna ederdim herkesi. Bütün arkadaşlarım biliyordu onu ne kadar sevdiğimi. Belki de bana o zamandan söyleyeceklerdi : Seni sevmez, o sana bakmaz! Sırf onu görebilmek için bisiklet sürmüşlüğüm de çok olmuştu. Tuhaf gelebilir ama emin olun o yaştaki bir çocuğun art niyeti olmaz. Saf saf dolaştım, üç yıl boyunca saf saf etrafında dolaştım. Beni fark etmesi ümidiyle hep. Kiloluydum hatta şişmandım,şu anki halimin tam aksine. Ben fark etmiyordum ama kilolu olduğumu ,herkes gibi normalim zannediyordum. Elektrikler geri gelmişti ama o çınlama sesi gitmemişti. Gittikçe daha da kötüleşiyordu. Kafayı mı yiyordum? Acaba Yiğit onun için yaptıklarımı bilseydi aramızda bir şey değişir miydi? Sevgilisinden ayrıldığını öğrendiğim gün deli gibi sevindiğim için bana kızar mıydı? Eğer ben olmasaydım sitede hiç kimsenin onu umursamayacağını öğrense bana bakış açısı değişir miydi. Ona çok değer veriyordum. Üç yıl az değil, bir çocuk içinse bir ömür gibi. Çocuk değildim ama ,onun yanında öyle değildim. Onun kalbini kazanabilmek için çok uğraşmıştım. Sonra zayıf kızları sevdiğini öğrendim. Ben zayıf değildim ,kesinlikle zayıf değildim. Kapımı açtım ,bilgisayarıma girdim ve aklımdan çıkmayan o şarkıyı açtım. Aynı Yiğit gibi o da aklımdan çıkmıyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Karanlık Oda #wattys2022
Non-FictionOdamın büyük olması onun git gide daha da küçüldüğünü hissetmeme engel olmuyordu. Dünya'nın büyük olması benim için yeterli alan olduğu anlamına gelmiyordu. Kötü şeyler yaşamamış olmanız onların var olmadığı anlamına gelmiyor. İstemeyeceğiniz kadar...