17

7.2K 414 382
                                    

Kafamı yastığa gömdüm. Yanağımı yumuşak kumaşa sürttükten sonra Calum'un elini bacağımda hissettim. Gözlerim aniden açıldı. Elini sertçe tutup yatak başlığa geçirdim. Acıyla bağırdığı anda üstüne çıkıp dirseğimi boğazına dayadım. Nefes alamadığını biliyordum fakat gülümsüyordu.

''Ne bok yiyorsun?''

Calum diğer eliyle dirseğimi boğazından çekti. ''Benden iğreniyor musun diye bakmak istedim.''

Gözlerimi devirip üstünden kalktım. Ayaklarımı yere bastığım anda ona tekrar döndüm. ''Mide bulandırıcısın.''

Kıkırdadı ve biraz doğrulup sırtını başlığa dayadı. ''Aramızda bir etkileşimin olması güzel.''

Gözlerinin içine baktım. ''Calum, senden nefret ediyorum.''

Calum gülümsedi. ''Nefret, sevgi kadar güçlüdür.''

Banyoya doğru giderken konuştum. ''Güzel. Sana karşı güçlü duygular besliyorum.''

Calum arkamdan bağırdı. ''Eh bir yerden başlamak lazım.''

Kapıyı kapatırken bağırdım. 'IH!''

&

Calum'un her daim cüretkar oluşundan nefret ediyordum. Bu kadar cesur olmasından nefret ediyordum. Benim dünya kadar korkum varken onun hiç korkusunun olmaması beni deli ediyordu. Ders programımı bürodan aldıktan sonra çantamı yerden aldım.

Sınıfıma girdiğimde amfinin en arkasına geçtim. Soluma çantayı bırakıp ayaklarımı masaya uzattım. Kulaklığımı taktım. Defterimi kalemimi çıkarttım. Tam o sırada öğretmen girdi. Tüm güzel sanatlar bu dersi aldığı için sınıf doluydu. Zorunlu bir ders değildi fakat vakti boş olan giriyordu. defterimin sayfasını açtım. Calum'un yüzünü çizmekten vazgeçmeliydim.

Fakat onun yüzü kadar zihnimi rahatlatan bir şey yoktu. Çizgileri hızla çekerken Calum'un yüzünün her hali gözlerimin önüne geliyordu. Dudaklarını kapattığında dudak çevresinin kırışması, alnın yukarı bükülmesi, mısır gevreği yerken yaşadığı mutlulukla gülümsemesi veya dalgın yüz hatları... Yüzünde en sevdiğim şey kızgın olsa bile dahi asla ele vermeyişiydi. Dudaklarını çizerken duraksadım. Beni öptüğü zaman aklımı kurcaladı.

Elimi dudağıma sürtmek istedim ama bu isteğe karşı gelip defteri kapattım.

Gözlerimi projeksiyona kızgınlıkla çevirdiğim sırada yanımda hissettiğim ağırlık ile tek kaşımı kaldırdım. Kafamı yavaşça sola çevirdim. Calum dirseklerini masaya koyup bana baktı. Biraz bana doğru eğildi ve neredeyse aramızdaki mesafeyi kapattı.

Fısıldadı. "Nasılsın?"

"Burada ne arıyorsun?"

Kaşlarını çattı. "Kızgın gibisin."

Nefes aldım. "Her yerden çıkmak zorunda mısın?"

Dudaklarını yaladı. "Doğum günümde bana ne alıyorsun?"

Beni dinlemiyordu. Nefes aldım. "Ne istiyorsun?"

Bu soruyu sorduğumda anında vazgeçtim. Gülümsemeye başladı. Etrafa baktı. Sonra tekrar bana döndü. "Kalbini."

Gülümsediğim anda dudağımı ısırdım. "Neden vazgeçmiyorsun Calum? Sen benim tekrar yapmak istedğim mükemmel bir hatamsın."

Omuz silkti. "Ben Reg değilim."

Onun gözlerine baktım. "Hata olduğun gerçeği değiştiremeyecek."

Nefes aldı. "En azından tekrar yapmak istediğin hata olduğunu söyledin."

Hot HandsHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin