Üniversitenin dışında bekliyordum. Dudaklarımı yaladım. Calum gözlüğünü takarak kapıdan çıktı. Deri ceketinin cebinden sigarasını çıkartırken sadece onu izledim.
Bazı kızlar bakıyor, Calum'un yanından geçerken gülümsemeye çalışıyorlardı. Calum bana doğru geliyordu. Kafasını yavaşça eğip dudaklarını arasındaki sigarayı yaktı.
Hızlanan şarkın duran o çekci ritmi gibi ilk dumanını yukarıya doğru verdi. Kalçamı onun kamyonetine dayadım. Benim karşımda durdu.
"Ne oldu?"
Calum derin nefes aldı. "Üniversite kaydımı sildirdim."
Tekrar donduramazdı. Kafamı salladım. "Bunu gerçekten yapacaksan, böyle olacağını biliyorduk."
Kafasını salladı. "Mali ile vakit geçirmek istiyorum."
İkimiz de sussak da, geri kalan hikayeyi biliyoruk. Mali bundan sonra daha iyi olamayacaktı. Görebileceği bu kadar olacaktı. Sigarasını parmaklarının arasına aldı.
"Seninle geleceğim. En azından evin taşınmasına yardım edeceğim."
Calum gülümsedi. "Bunu yapmak zorunda değilsin."
Gülümsedim. "Yapmak istiyorum."
Bitmemiş sigarasını fırlattı. Bana bir adım attı. Gözlerini yumdu ve sadece derin bir nefes aldı. Saçlarımı okşadı. Onu öpmek istiyordum ama yapamadım.
Kafasını salladı ve yanağımı öptü.
&
Sadece bir notla evden ayrıldık.
Sebep: Ev taşınmasına yardım edecek olmam.
Sabahın erken saatlerinde evi terk etmiştik. Yüzümü buruşturarak koltuktan yavaşça kaydım. Bacaklarımı kolduktan indirip kollarımı ileriye ittim. Gözlerimi Calum'a çevirdim. Calum, kısa bir bakış atıp bacağımı okşadı. Dudaklarımı yalayarak aşağıda duran suyu aldım.
Ağzım kurumuştu. Sanırım nefesimde kokuyordu. En nefret ettiğim olaylardan sadece bir tanesi. Suyu içerken camdan dışarı baktım.
"Yaklaştık."
Tabelalar, marketler, giyim mağazaları, çamaşırhane her şey gözümün önüne yavaşça gelirken nefesim kesilir bir şekilde suyun ağzını kapattım. Yere tekrar bırakırken, nefesim kaburgalarımın arasından en zor geçişini gerçekleştirdi.
Burası benim kasabamdı.
"Annenler buraya mı taşındı?"
Calum sert nefes verdi. "Evet, buradaki evlerin daha ucuz olduğunu ayrıca merkezdeki hastaneye daha yakın olduğunu söyledi."
Kafamı salladım. Bunu Calum'a söyleyemezdim. Hem de böyle bir zamanda. Eve yaklaştığımızda taşıma aracını gördük. Etrafa baktım. Fazla ev yoktu.
Bu güzel. Beni birilerinin görme ihtimali azalıyordu. Ferah bir nefes vermeye çalıştım. Arabayı durdurduğunda çekingen bir şekilde Calum'a döndüm.
Calum nefes aldı ve elini yanaklarımın yana koyup dudaklarıma bastırdı. Narin ve güzeldi. "Teşekkür ederim."
Dudaklarımı ondan çekerken tekrar dudağını öptüm. "Bunu söylemeyi kes."
Ondan gülümseyerek ayrıldım ve inanılnaz bir hızla arabadan indim. Eve yaklaştım. Kapı ardına kadar açıktı. Hızla kendimi içeri attım.
Geçmişim ile yüzleşmeye hazır değildim. Joy derin bir nefes alıp beni görür görmez sarılmak için yaklaştı. Gözlerinin altı ağlamaktan şişmişti. "Merhaba."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Hot Hands
FanfictionBir gün gelir içindeki her şey ölür. Canlı beden mezara yerleştirilmez.