Sadece bir hafta sonra Mali öldü.
Hepimiz evde oturup güzel anıları dinliyorduk. Samanah, Calum ve Mali ile geçirdiği güzel zamanları ailesi ile paylaşıyordu. Onu tanıyan herkes kafasında canlandırıyordu. Biri gittiği anda aklında sadece iyi yönleri kalırdı. Sürekli gözlerimin önüne gülüşü geliyor. Benimle konuştuğu o güzel şeyler kulağıma çalınıyordu. Elimdeki yemek tabağını kenara bıraktım ve oturduğum yerden kalktım. Mutfağa doğru yürüdüm.
Siyah elbisemi düzelttim. Calum mutfak tezgahına dayanmış bir şekilde duruyordu. Nefes alıp onun yanına doğru gittim. Onun yaptığı gibi mutfak tezgahına ellerimi koydum ve dışarıyı izledim. Calum'un elini tuttum.
Bana yaptığı gibi.
Mutfak tezgahında sessizce onun elini tutum ve yanında olduğumu söyledim. Kafasını yavaşça bana çevirdi ve saçlarımın arasına küçük bir öpücük koydu. Calum bana mırıldandı.
''Benim için mutfak kapasını kapatabilir misin?''
Kafamı hızlıca salladım ve elini bıraktım. Mutfak kapısını kapattıktan sadece birkaç saniye sonra ağlama seslerini duydum. Calum tezgahın altına doğru çökmüş ağlıyordu. Acı dolu bir şekilde onun yanına gittim. Onun ağlamasına ağladım. Tanrım, gerçekten acı çekiyordum.
Onun yanına gidip sıkıca sarıldım. Calum sinirle benim yanımdaki dolaplara vurdu. Onu tutmaya çalışıyordum. Ama o kadar güçlüydü ki, yetmiyordum. Sonunda savaşmayı kesti ve kollarımın arasına kendini bıraktı. Haykırıyordu. İsyan ederek ağlıyordu. Onu böyle gördükçe korkudan daha fazla ağlıyordum.
İkimiz de o mutfak zemininde sarılarak ağladık. Calum sonunda konuştu. ''Nefret ediyorum.''
Kafamı salladım. İkimiz de daha fazla bir şey söylemedik ve orada öylece yığılmış bir durumda durduk.
&
İki haftadır Calum ile beraber kalıyordum. Calum'un hali olduğundan daha iyiye gitmiyordu. Belki de gitmeyecekti. Ne yapacağımı bilemeden onun yanında dolanıyor veya sadece onunla konuşmaya çalışıyordum. Çantamı hazırladığımı gördüğünde kollarını göğüsüne bağladı.
''Demek ikinci dönem başladı ha?''
Kafamı salladım. Diğer kıyafetlerimi de çantama sıkıştırdım. Boğazımı temizledim. ''Hem zaten sen de geleceksin. Öyle demiştin sonuça grup işleri var Calum. Çocukların sana ihtiyacı var.''
Calum öylece suratıma baktı. Bir şey söyleyecek gibi oldu ama vazgeçti daha sonra yanıma geldi. ''Benim tişörtlerimden de birkaç tane koymamı ister misin?''
Yanımda durup kendi tişörtlerinden koymasını izlerken içten içten parçalandım. Eğer burada kalırsa ayağa kalkamayacağını biliyordum. ''Elbette.''
Calum'a baktım. Çantamı biraz itip yatağa oturdum. Onun gözlerinin içine baktım. ''Calum, senin için her şeyi yaparım.''
Kafasını salladı. Gitmek üzereyken elinden tuttum ve kendime doğru çektim. Yataktan kalkıp yüzünü avuçladım. Gözlerini benden kaçırdığında çenesinden tutup gözlerimin içine bakmasını sağladım. ''Her şeyi yaparım Calum.''
Calum dolu gözlerle bana baktığında dayanamadım ve ona sarıldım. Onun boynuna kollarımı sararken boğuk sesimle mırıldandım.
Halbuki ağlayamacağıma söz vermiştim. ''Hafta sonları geleceğim.''
Calum yanağımı öptü. ''Sana güzel bir yemek hazırlayacağım.''
Kafamı sallarken bir damla yaş süzüldü. ''Verdiğin sözü sakın unutma.''
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Hot Hands
Hayran KurguBir gün gelir içindeki her şey ölür. Canlı beden mezara yerleştirilmez.