Luke arabasını yana çekti. Ona gülümseyerek arabasının kapısını açtım ve içeriye sert bir giriş yaptım. Eşyalarımı arka koltuğa fırlattım. ''Naber?''
''İyi sen?''
''İyi, bugün Denise'in doğum gününü kutlayacağız.''
Kafamı salladım. ''Harika. Bir şey yapmamı ister misin?''
''Hayır, sadece tam zamanında ol yeter.''
Kafamı salladım. ''Zaten öyle büyük bir şey yapmayacağız bir kutlama gibi. Biliyorsun Mali yeni öldü bu yüzden dikkat çekmek istemeyiz.''
Gülümsedim. Çok ince bir fikirdi. Okulun yolunu tutarken telefonum titredi. Luke araya girdi. ''Bu arada arkadaşını çağırabilirsin.''
''Hangi arkadaşım?''
''Şu markette tanıştığım.''
Şerefsizden bahsediyordu. ''Hayır, kendi aramızda yapalım.''
''Tamam sen bilirsin. Fakat arkadaşının olmasına çok sevindim.''
Gülümseyerek ona döndüm. ''Denise'de benim arkadaşımdı. Sen gittin sevgili oldun.''
Luke gülerek bana döndü. ''Kıskandın mı sen? Ayrıca bu konuda sen ödül alabilirsin.''
Kaşlarımı çattım. ''Ne?''
Luke toparlanarak sola doğru döndü. ''Biliyorsun ya, grubu birbirine düşürdün sonra Calum'u seçtin falan yasak aşk maceraları. Tanrım nefes kesici bir hafta geçirdik senin sayende.''
Ona şaşkınca baktım. ''Teşekkür ederim yeterince üzülmemiştim.''
Luke kahkaha attı. Daha sonra bana döndü. ''Üzül diye söylemedim yani ot gibi yaşarken bunları yapman mükemmel bir olay.''
Saçlarımı arkaya atıp iç çektim. ''Değil mi hiçbir suçum yok benim. Ben sadece olayların ortasında kaldım.''
Luke gözlerini muzipçe çevirdi. ''Şey gibisin herkesin onun için savaştığı kız! Çok hoş!''
Onun koluna vurdum. ''Öyle bir şey yok. Saçmalamayı kes.''
Luke kafasını salladı. ''Tabii ki, Ashton'ın geçici bir heves olduğunu hepimiz biliyorduk. Şimdi başka bir bölümden bir kızı beğeniyor.''
Beğenmişlikle mırıldandım. ''Hoş, yeni dedikodu doğuyor.''
Titreyen telefonum aklıma geldi ve mesaja baktım. Reg'den gelmişti.
Nerdesin?
Kaşlarımı çattım.
Siktir git sanane nerde olduğumdan pislik herif.
Birkaç saniye sonra mesaj yine geldi.
Şanslıyız ki küçük bir kasabada yaşıyoruz.
Mutsuzluktan arabanın kapısını açıp yolda yuvarlanmak hatta bir arabanın kafamın üzerinden geçmesini diledim. Luke yeniden konuştu.
''Yeni açılan kafeye tuvallerini satacak mısın gerçekten?''
Kafamı salladım. ''Paramın son demlerindeyim.''
Luke ile bir daha konuşmadık.
&
Kafeye elimde 4 tuval ile geldim. Kafe sahibi dudaklarını büzdü ve yaptıklarıma baktı. ''Çok güzel. Bu eskitme kara kalemlerinde çok güzel. Bunların insan yüzlerini de yapabilir misin? Mesela ünlülerin.''
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Hot Hands
FanfictionBir gün gelir içindeki her şey ölür. Canlı beden mezara yerleştirilmez.