Hot Hands

31

Bir hafta geçmişti. Paramı dün almıştım.

Nefes alarak yatağa iyice sindim. Dün gece eve geldiğimden beri yatakta çıkmıyordum. Luke içeri girdi ve aynı hızda yatağıma atladı.

''Yorucu bir haftaydı ha?''

Kafamı sallayarak kafamı yorgana gömdüm. Luke yanıma sokuldu. ''Calum'un aramalarına neden geri dönmüyorsun?''

''Çünkü müsait değildim.''

Luke derin nefes aldı. ''Bu hafta sonu belki Calum gelebilirmiş.''

Hızla Luke'a doğru döndüm. ''Ciddi misin?''

Luke durumumun ani ve heyecanlı haline gülümsedi. ''Evet Mike'ı aradığında öyle söylemiş.''

Gözlerimi etrafta gezdirdim. Luke hızla bana sarıldı. "Neden onunla konuşmuyorsun?"

Omuz silktim. "Özlediğimi ona göstermek istemiyorum."

Yüzünü buruşturdu. Luke saçlarımı karıştırıp nefes aldı. "Dersin öğleden sonra mı?"

Kafamı salladım. Luke ellerini birbirine vurdu. "Harika, benim de. Gel seni kahvaltıya götüreyim."

Yatağa çivilenmek istedim. Ona kalçamı döndüm. "İstemiyorum."

Luke beni dinlemedi. Dolabımdan birkaç parça kıyafet çıkarttı. Yatakta öylece durmuş hayaller kuruyordum. Calum gelirse eğer giderdik. Onu alırdım. Luke iç sesim ile olan huzurlu konuşmamı kesti. "Denise gelirse sıkıntı olmaz değil mi?"

Kafamı 'hayır' anlamında salladım. Luke bana güzel bir pantolon çıkardı. Daha sonrasında mırıldandı. "Bu tişört sana oluyor mu?"

Uyuşuklukla kafamı kaldırdım. Calum'un tişörtüydü. Yüzümü buruşturdum. "Calum'un tişörtü o."

Rafa katlanmamış bir şekilde tişörtü koyduğunda bedenimi dolaba çevirdim. Birkaç saniye o tişörtü izledim. Gözlerimi yavaşça kapatırken Luke bağırdı.

"KALK ŞU YATAKTAN!"

&

Calum'un çalıştığı mekana gittik. Calum'un çilek yemediğimi bildiği için çilekli pasta söyleyesim geldi. Denise korkuyla etrafa baktı.

"Birkaç serseri burayı gelip tavan etmişti."

Reg'in yaptığını biliyordum. Geldiğini, beni korkutarak göstermişti. Belki Calum o gün Mali'nin yanına gitmek yerine çalışıyor olsaydı ona zarar vermiş olabilirdi. En azından böyle bir şey yaşanmadı.

"Böyle şeyler olmaz genelde çok ilginç."

Tabağıma öylece baktım. Yumurtamın yanındaki pastırmaya baktım. Kahveme baktım. Hiçbir şeyin tadı yok gibiydi. Sanki hiçbir şey istediğim şeyi vermeyecek gibiydi. Zorla bir çatal aldım. Daha sonra derin nefes alarak arkama yaslandım. Denise ve Luke birbirlerine gülümsüyor ve tatlı sözcükler söylüyorlardı.

Calum kalbime düştü. Acaba şu an ne yapıyordu? Beraber olmak için bu kadar çabaladığı kızın gidişi onu üzecek miydi?

Telefonumun ekranını açtım. Calum'dan gelen mesajlara baktım. Hiçbirini cevaplamamıştım.

Calum geleceğini yazmamıştı. Calum'un her kelimesini öpmek istiyordum ama onu da yormak istemiyordum. Derin nefes alarak tüm mesajları yeniden okudum tam o sırada Samanah aradı. Yerimde ürperdim. 

Acele etmeyerek telefonu açtım. Samanah açar açmaz konuştu. ''Aurelia, Adam adında biri geldi bugün görüşeceğinizi söyledi.''

Bir anda kalbim çırpındı. Reg benim evime gelmeye nasıl cüret edebilirdi? ''Adam mı?''