1

1.3K 61 67
                                    

Bu kitabın ilk yirmi bölümü düzenlenmiştir🍷

Hepinize merhaba! Bu ilk kitabım umarım beğenirsiniz

----

↪️Sıla

"Sayın Yolcularımız! Atatürk Havaalanı'ndan kalkacak olan Güney Kore - İncheon Havaalanı'nda inişe geçecek olan uçağımız on beş dakika içinde kalkacaktır. İyi yolculuklar dileriz!"

Anonsu duyduğumda oturduğum yerden kalkıp uçağın olduğu yere doğru gitmeye başladım. Pasaport ve vize kontrolünden geçmiş, bir sorunla karşılaşmamıştım.

Uçağın önüne gelince derin bir nefes aldım ve yerime yerleştim. Cam kenarında oturuyordum. Uçağın kalkmasına beş dakika vardı. Olduğumdan daha mutlu ve rahat hissediyordum. Yedi yıl sonra hayalim olan Kore'ye gidiyordum. Ama bu sefer yanımda kimsem yoktu, en çok istediğim kişiler yoktu yanımda. Ailem yoktu...

Böyle düşününce gözlerim istemsizce dolmaya başladı. Ne olurdu hayallerimi gerçekleştirirken yanımda olsalardı? Ne olmuş sanki avukat yerine cerrah olduysam? Ben, hayallerimi gerçekleştirmiş ve cerrah olmuştum. Arkamda dursalardı ne kaybederlerdi? Düşüncelerimden sıyrılmama sebep olan şey yanıma birinin oturmasıydı. Çok güzel bir kız vardı yanımda. Başını çevirerek bana baktı ve gülümseyerek elini bana uzattı.

"Merhaba, ben Nida."

Eline karşılık vererek bende gülümsedim. "Merhaba, bende Sıla. Memun oldum."

Nida ile konuşmaya başladık. Bir kaç dakika sonunda uçak kalktı. Biraz daha konuştuktan sonra Nida uyuyakaldı. Bende kulaklığımı taktım ve dışarıyı izlemeye başladım.

Geçmişim peşimi bırakmıyordu. Daima aklımdaydı. Çok zor zamanlar geçirmiştim ve hala da geçiriyordum. Sekiz yaşındayken altıncı sınıftaydım. Garip değil mi? Yaşıtlarıma göre fazla zekiydim. Birinci ve ikinci sınıfı ailem özel hoca tutturarak okutmuştu. Ailem zengindi. Sayılarca holdinglerimiz vardı.

Direk üçüncü sınıfa gitmiştim. Lise sonu on dört yaşındayken okudum. Ailem avukat olmamı, ben ise cerrah olmayı istiyordum. Sürekli ailemle tartışıyordum. Lise üçte sayısal bölümü seçip bölümü derecelikle tamamladım. Lise sonda da çok çalışıp istediğim tıp fakültesini kazanmıştım. Fakat ailem kabul etmeyince ani sinirle bir daha dönmemek üzere evi terk etmiştim. Terk ettikten sonra Yağmur'un evine gittim.

Yağmur canımdan çok sevdiğim tek arkadaşımdı. Aynı yaştaydık ve tek yaşıyordu. Eğitim durumlarımız aynıydı. Yağmur da benim gibi üstün zekaydı ve tıp okuyacaktı. Durumumu anlatınca beraber yaşama kararı almıştık. Ailem zaten hiç aramadığı için kaçmak gibi bir durumum yoktu.

Her şey güzeldi. Fakat artık Yağmur yurt dışında okumak isteyip Kore'ye gidene kadar. O gidince tek kalmıştım ama yılmadım. Daha çok çalıştım. Üniversite okurken akademik alanda da başarı elde ettim. Bir yandan tıp okuyup bir yandan polislik sınavlarına girdim. Kazandım da, ama hala cerrahlık okuduğum için zor ve boş zamanlarda polislik yapma kararı alarak hayatıma devam ettim. Ama hala bir şeyler eksikti. Bu yüzden ben de Kore'ye gitmeye karar verdim. Ailem de yoktu artık, kimseye haber vermeme ve izin almama ihtiyacım yoktu. On sekiz yaşında evlatlıktan reddedilmiştim. Okulumu bitirmeye altı ay kala ani kararla Kore'ye bilet aldım. Yirmi iki yaşındaydım ve hayatımın kararlarını alabilirdim.

Evi sattım ve biriktirdiğim paraları da alarak hayallerimi gerçekleştirmeye devam ettim. Zamanı gelmişti ve şimdi uçaktaydım. Yeni bir hayata başlıyordum artık.

~

"Değerli yolcularımız! Uçağımız beş dakika sonra inişe geçecektir."

Anons yapan hostes yüzünden irkilerek uyandım. Ne zaman uyuduğumu bile bilmiyordum. Hemen toparlanmaya başladığımda Nida da hareketlenerek uyandı ve bana katıldı.

Beş dakika sonra uçak sorunsuz bir şekilde indi. Uçaktan çıktığımda etrafa göz gezdiriyordum. Önüme döndüğümde bana doğru gelmekte olan kişiye doğru koşarak yaklaştım ve sıkıca sarıldım. Bu kişi canımdan çok sevdiğim ve ölesiye özlediğim Yağmur'du.

~

Yağmur'un evine gittik ve yerleşmeye başladım. Ev dublexti ve oldukça büyüktü.

Yerleştikten sonra duş aldım ve yolculuğun da verdiği yorgunlukla uyudum. Yaklaşık üç saat uyumuştum. Saat kalktığımda on buçuk olmuştu. Aşağıdan güzel kokular geliyordu. Kalktım ve kokuyu takip ederek aşağı indim. Yağmur Türk-Kore karışık bir kahvaltı hazırlamıştı.

Yemek yedikten sonra üniversiteye kayıt olmak için dışarı çıktım. Bitirmeme altı ay vardı. Polislik okurken ara vermiş, şimdi hem okuyor hem asistanlık yapıyordum.

Bu ülkede zor olacağını biliyordum. Ama pek sorun etmemiştim. Zaten İngilizce ve Korece ana dilim gibiydi. Sabırlı değildim ama bekleyebilirdim.

Yonsei University

Üniversite tam karşımdaydı. Girdim ve doldurulması gereken belgeleri doldurarak okuldan ayrıldım. Kayıt işini de halletmiştim ve okulu bitirince asistanlığıma devam edecektim.

6 AY SONRA

"Doktor Sıla acilden bekleniyorsunuz! Doktor Sıla acilden bekleniyorsunuz!"

Duyduğum anonsla steteskobumu muayene ettiğim çocuktan uzaklaştırıp tekrar boynuma yerleştirerek annesine döndüm ve gülümseyerek konuştum.

"Durumu gayet iyi. Sabah taburcu olabilirsiniz, geçmiş olsun." diyerek hızlıca odadan çıktım ve acil kapısına koştum. Bir kaç hemşire - doktor ve Yağmur oradaydı.

Yağmur'un yanına ulaştığımda hızla konuştum. "Yağmur hasta nerede ve öğrendiğimiz bilgiler neler?"

"Hasta yirmi üç yaşında. Göğsünden ve böbreğinden vurulmuş. Kurşun çıkış izleri yokmuş yani kurşun hala içeride. Nabız ve tansiyon oldukça düşükmüş. Ayrıca da kalp ritmi bozukmuş. Bildiğimiz bu kadar." diyerek önüne döndüğünde siren sesleri daha yakından duyuldu.

"Yağmur, hasta bende. Sen ameliyathaneyi hazırlat çabuk ol ama!" dedim ve ambulansın yaklaşmasını bekledim.

Ambulansın arkasında siyah bir minibüs gördüğümde yanımdaki hemşireye dönerek "Ünlü olabilir, VİP odasını hazırlayın." dedim.

Hemşire gittikten sonra durmuş ve kapısı açılmış ambulansın yanına giderek hastaya bakmıştım. Ne yani, ameliyat edeceğim kişi Park Jimin miydi?

***
Bu arada kitapta bazı kısımlarda tıbbi kelimeler kullanacağım ♡

BTS ; TRUST MEHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin