Bekletmek istemediğim için kontrol
etmeden attım----
↪️Jimin
Sinirle yattığım yerden doğrularak yatakta oturur pozisyona geldim. Uyuyamıyordum, deli gibi uykum vardı fakat uyumama bir şey engel oluyordu. Düşünmek.
Yastığa başımı koyduğumdan beri düşünceler beynimi rahat bırakmıyor, uyumama izin vermiyordu. Kafayı yiyecek gibi hissediyordum.
Her boku en ince ayrıntısına kadar düşünen beyin nöronlarımı aldırmak istiyordum. Belki düşünme yeteneğimi kaybederdim değil mi?
Derin bir nefes alarak yatağın başlığına yasladım sırtımı. Başımı geriye atarak gözlerimi kapattım. Ne kadar düşünmek istemesem de, düşünürken buluyordum kendimi.
Ben hareketlerimi ve davranışlarımı değiştirmiştim. Ancak benimle birlikte Sıla da değişmişti. Bana, benim ona davrandığım gibi davranıyordu.
Farkındaydım, ona pek de iyi davranmamıştım. Hastanede yatarken daha beter olmasını söylemiştim, ünlü bir doktor olmak için beni kurtardığını düşünmüştüm. Bunların hepsi ona duyduğum kin ve nefretim yüzündendi. Nefret, tüm duygularımın önüne geçiyor, ona üzülmeme bile izin vermiyordu. Duyduğum en saf nefreti ona karşı duymuştum. Ve evet, yine farkındayım ki ona asla iyi şeyler söylememiştim.
Pişman mıydım? Kesinlikle.
Pişman olup ona iyi davranmaya başladığım anda ise bana böyle öfkeli olması ister istemez beni ürkütüyordu. Öyle ki gözlerinde o öfkeyi görüyordum. Bana bakarken irislerinden kıvılcım çıkıyordu adeta.
Saçmalamayı boş vererek başımı iki yana salladım. Bu gece uyuyamayacaktım. Yattığım yataktan kalkarak kenardaki koltuğun üzerinden hırkamı aldım.
Odasını inceleme fırsatım olmuştu. Büyük olmasada küçük denebilecek bir oda da değildi. Çift kişilik yatağı, komodini, dolabı, çalışma masası, kitaplığı ve kenardaki küçük koltuğu ile hala ferah bir odası vardı. Mora boyattığı duvarlarından bahsetmiyordum bile. Odası morla bütünleşmiş gibiydi. Çoğu şeyi mordu, sadece mobilyası beyazlık, yatağı ise hafif bir kahverengilik katıyordu odaya. Duvarlarındaki tabloların anlamını bilmesemde, güzeldi. (Y/N: Bakınız bu benim odamın betimlemesi ↖️)
Sahi anlamaları neydi? Hele şu yatağının başucundaki duvarda bulunan tablo? Siyah beyaz renkli, büyük bir Kartal ve şekilli bir amblem. Bunu öğrenmem lazımdı, belki bende odama böyle bir şey alabilirdim?
Odayı süzmeyi keserek kitaplığına yürüdüm. Komodinin üzerindeki abajur açık olduğu için oda birazda olsa aydınlıktı.
Baştan sona dolu olan raflar ile kitap okumayı çok sevdiğini anlamıştım. Ufak bir göz gezdirdiğimde çoğunun tıp kitapları, gerilim ve polisiye olduğunu gördüm. Hiç biri ilgimi çekmezken sadece en üst raftaki sırayla dizilmiş olanlar ilgimi çekmişti. Tanrım, onlar bizim albümlerimiz değil miydi?
Biraz kurcalamaktan zarar gelmez diyerek elimi uzatıp rastgele birini aldım. Resmen hepsini tarihine göre sıralamıştı. İlk albümümüz bile vardı!
Kapağını açarak karşıma çıkan görsel ve yazılara bakmaya başladım. Ne kadar geliştiğimizi, çalıştığımızı düşünürken bunları nasıl böyle hala yeni gibi sakladığını merak ediyordum. Kenarı bile kırışmamıştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BTS ; TRUST ME
Fanfiction»Hayatını değiştiren bir kız. »Hayatını değiştiren bir vaka. »Hayallerini,etrafındaki sevdiklerini paramparça eden bir katil. »Ona güvenmeyen aile. »Ona güven veren Bangtan♡. »Onları korumaya çalışan bir kız. -KORUYABİLECEK Mİ?-