↪️Sıla
Derin bir nefes alarak etrafı incelemeye başladım. Yaklaşık beş saattir aynı yerdeydim ayrıca ellerim bağlı olduğu için oturmaktan da sıkılmıştım.
Deponun demir kapısı da gürültüyle kapatılınca artık kimsenin olmadığını anladım, alayla güldüm. Bu koca depoda beni yalnız bırakmışlardı. Hiç bir şey yapamayacağımı sanıyorlardı.
Ellerimi biraz oynatarak açmaya çalıştım. Ellerimi ustalıkla hareket ettiriyor, açmaya çalışıyordum. Şanslı olmalıyım ki ellerimi bağlayan her kimse çok sıkı bağlamamıştı.
Ellerimi çözdükten sonra hızlıca ayaklarıma bağlanan iplerden kurtuldum. İpleri bir kenara atarak yerimden kalktım. Uzun süredir oturduğum için kalkınca biraz sedeledikten sonra dengemi topladım.
Nasıl bir yerde olduğuma bakmak için etrafıma göz gezdirdim. Buranın depo olduğuna dair şüphelerim vardı. Bir depo nasıl bir kattan daha fazla olur? diye düşünerek depoyu gezmeye başladım.
Bulunduğum katta bir şey bulamayınca üst kata çıktım. Üst katta bulduğum tek şey bir kaç eski eşya ve örümcek-böcekti. Kenarda duran variller ve bir kaç teneke kutu da buranın terk edilmiş, sadece ayyaşların gelip kaldığı bir yer olduğunu kanıtlıyordu.
Üst katta da bir şey bulamayınca alt kata indim. İlk olarak demir kapıya yürüdüm ve açmaya çalıştım. Bir kaç denemeden sonra başarısız oldum. Sinirle nefes vererek katı gezmeye başladım. Uzun bir koridordan geçtikten sonra bir odada loş bir ışık gözüme çarptı ama oraya gitmeden önce önümdeki odaya girdim. Bir sedye ve bir kaç dolap vardı. Dolaplara yaklaşıp içlerine bakınca ameliyatta kullanılan bazı ilaçlar ve malzemeler olduğunu gördüm. Artık buranın depo değil, eskimiş bir hastane veya acil sağlık merkezi olduğunu anlamıştım.
Odadan çıkarak loş ışık görünen yere doğru yürüdüm. Etrafımdaki odalardan da aynı şeyler çıkınca daha fazla bir yere uğramadan karşımdaki odaya doğru gitmeye başladım.
Odaya girince ilk dikkatimi çeken bir duvar dolusu bilgisayarlar olmuştu. Üstelik çalışıyordu! Şu an nasıl çalıştığını düşünmekten ziyade başka şeyler düşünüyordum. Aklıma gelen fikirle beraber hızla bilgisayarların başına geçtim.
Kaldığım yerde kamera olduğunu bilmemem, bu bilgisayarların karşısına geçinceye kadardı. Çünkü bilgisayarlar kaldığım yerin içini, kapının önünü ve her katı gösteriyordu. Kapı önünde kimse olmasa da bu kimsenin gelmeyeceği anlamına gelmiyordu. O yüzden acele etmeliydim.
Hızla önümdeki bir bilgisayara yöneldim. Polis olduğum için gerekli kodları biliyordum. Tek yapmam gereken kamera gözetiminden çıkıp kendi telefon IP'mi bağlamaktı. Uzaktan telefonumu yönetebilirdim.
Klavyenin üzerinde parmaklarımı gezdirerek hızla kodları yazdım. Sonunda kameralardan kurtulduktan sonra tekrar başka siteye girerek kendi telefon IP'mi yazdım. Diğer bilgisayarlara dönerek gelen var mı diye kontrol ettim. Şanslı olmalıyım ki şu an gelen kimse yoktu.
Telefonu kontrolüme aldıktan sonra ön flash ile mesaj vermeye başladım. Umarım anlarsınız. Tek çaremsiniz. Lütfen.
↪️Jungkook
Odanın önüne geldiğimizde kapıyı açtım ve kızlara döndüm. "Hadi, içeri."
Önce boş boş suratıma bakmış, ardından derin nefes alarak içeri girmişlerdi.
FLASHBACK
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BTS ; TRUST ME
Fanfiction»Hayatını değiştiren bir kız. »Hayatını değiştiren bir vaka. »Hayallerini,etrafındaki sevdiklerini paramparça eden bir katil. »Ona güvenmeyen aile. »Ona güven veren Bangtan♡. »Onları korumaya çalışan bir kız. -KORUYABİLECEK Mİ?-