1. Bölüm |Birini Öptün Mü?|

2.7K 62 17
                                    

Bir klişeyi gerçekleştirelim
Başladığınız tarihi şuraya bırakın

İlk yazım tarihi 27.5.2017 | 18:18
Yayım tarihi     19.10.2017 |21:41


İyi okumalar ‹•.•›

~~~~~~~~~~~~~•

ALÇİN SOYKIRAN

Kapı kenarına sırtımı ve başımı yasladım. Deniz'i, yani beni evlatlık alan ailenin oğlunu bekliyordum. Kendisi öz abim sayılır. Ailenin soyadını kullanıyordum. Soykıran, Alçin Soykıran. Abim de, Yankı Deniz Soykıran.

Evde beklemek yerine dışarıda bekliyordum. On beş dakikada süslenememişti. Benden bile daha çok süsleniyordu ve bu sinirlerimi bozuyordu. Üzerimde kırmızı yırtık kot şortum, üstünde siyah yarım tişörtüm ve yüksek taban ayakkabılarım vardı.

Giydiklerime karışmadığı için onu seviyordum. Ama benim gibi agresif bir kişilik. Sinirlendiğinde kendini kaybediyor ve herkese saldırıyor. Onu anlayan bir tek bendim. Çünkü bende aynıydım.

Kapı sonunda açıldı. "Ceketimi de versene. Esiyor." güldü ve kapının arkasından hem kendi ceketini hemde benimkini aldı. Hızla giydim. "Kollarını kapatman bir işe yaramıyor, bunu ne zaman anlayacaksın?" göz devirdim.

"Kollarımda olan kesikleri gören insanlar bana hastaneden kaçmışım gibi bakıyor Yankı, rahatsız oluyorum." sırıttı. "Belinde olanlar, bacağında, şortun altından gözükenler? Onları görmüyorlar mı? Ya boyun girintinde olanı?" göz devirdim tekrar.

"Kapat çeneni de sahile gidelim. Önümüzde olan beş gün nefes alamayacağım da." bir kafede çalışıyordum. Sabah dokuz akşam on çalışmak öldürüyordu. Üst katı da vardı. Arada sırada ek masa da koyuyorduk.

"Yürüsene kısmet kapatan." güldüm. Sonra koluna girdim. "Cidden kısmetimi kapatıyorsun bücür." sırıttım. "Olsun, babam üniversitenin son yılında sevgili istemediğini söylemişti. Daha erken."

Güldü. Yolda konuşa konuşa sahile geldik. Sahilin başında olan masalara geçtik. "Bir soru soracağım sana Alçin. Bana doğru cevap vermeni istiyorum, biliyorsun ki yalan söylediğini anlıyorum." gerilmiştim.

"Sor, doğruyu söylerim." başını salladı. Derin bir nefes verdi. "Kafes dövüşlerini ne zaman söyleyecektin, Sadist?" gözlerimi kaçırdım. Bunu bilmiyordu. "Seni izledim, öfkeni rakibinden çıkarmanı, kazandığın zaman rakibine saygı göstermeni, kapşonunu kafana çekip gözlerini kapatmanı ve o kapıdan içeri girmeni. Bir hafta önce fark edip, bir hafta boyunca bütün maçlarını izledim."

Sandalyesinden kalkıp yanıma oturdu. "Bak, sen kardeşimsin," deyip elini koluma koydu. Devam etti. "Maçları bırakmanı istiyorum." elini hızla kolumdan ittim.
"Hayır, bırakmıyorum! Bunu benden isteyemezsin Deniz!"

Sinirle nefesini verdi ve burun kemerini sıktı. Gözlerini masaya indirirken konuştu. "Annem maçlara gittiğini ve eve girdiğinde dayak yediğini görse ne der Alçin?"
Ofladım. "Gece gittiğim maçlardan sen söylemediğin sürece haberi olmaz. Bir kaç yumruk yemek, dayak yemeye girmez!"

"Tamam, finaller bitene kadar süre veriyorum. Finaller bitince, kafes dövüşü hayatın da bitiyor, bu kadar. Tamam mı abicim?" sinirle inledim ve ayağa kalktım. "Bu benim hayatım Deniz. Kafes dövüşlerinde kendimi serbest bırakıyorum. Yoldan geçen birini dövsem nasıl olur peki? Daha mı iyi olur?"

YERALTI'NIN MAZOŞİST'İ Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin