***
Kenan kapının ağzında durmuş abi-kardeşin sarılmasını izlerken kendisini oldukca suçlu hiss ediyordu.En büyük suçu da yaşadığı şehirde ve onun adetlerinde buluyordu.
Kenan Mardinde doğup büyüsü de okumak için gittiği İstanbulda kendisini daha rahat hiss ediyordu.Sanki oraya aitmiş gibi bir hiss vardı üzerinde.Bu lanet olasıca adetlere,töreye hiç alışamamıştı.
Biliyordu ki,abileri ve kardeşi de sevmiyordu,ama buraya mahkum olduklarını biliyordu.Belki de Adar abisini ikna ede bilirdi gitmek için.Bu fikir aklına yattığında Ertanın sesiyle dikkatini onlara verdi.
"Meleğim,olanlardan haberim var...Kendini kasmana gerek yok.."
"Suratlarınıza bakılırsa haberin olduğunu biliyorum.Abi,Kenanın bir suçu yok.Eğer..Eğer ben dikkat etseydim böyle olmayacaktı.." Kenan meleğinin sözleriyle içeriye geçerek sert bakışını sevdiğine dikti.
"Sana senin suçun olmadığını söylemiştim Melek!"
"Sesini yükseltme Kenan! Ben de varım burada.." Bakışlarını arkadaşına çevirdiğinde onun kendisine sert bakışlar attığını gördü.Suçluluk duygusuyla başını öne eğerek geri çekildi.
"Özür dilerim.."
"Neyse...Hadi hazırlan Melek,gidiyoruz! Bu olanlardan sonra burada kalamayız.."
Ertanın sesiyle Kenan kalbinin duracağını hiss etti.Eğer giderlerse biliyordu ki,Ertan Melekle görüşmesine için vermeyecekti.Tam itiraz ediyordu ki,arkalarından annesinin sesinin gelmesiyle elinden olmadan sevindi.
"Orada durun bakalım çocuklar! Bu olayı hafife almayınız..Akşam Baran ağa geldiğinde hepimiz oturup konuşacağız!"
"Bizi burada tutamazsınız Gulroz hanım!" Gulroz hanım yeni tanıdığı gence gözlerini kısarak baktı ve ürkekce kendilerini izleyen Meleği işaretledi.
"Eğer kardeşini düşünüyorsan kalırsın evlat.Sizinle böyle konuşmak istemezdim,ama korumam gerek.Elbet Kenan size buralardan bahs etmiştir.Bu olanı çalışanlar da duyduğuna göre kısa zamanda aşiretin kulağına gidecek.Bunun için sabırla akşamı bekleyin.Bu zaman içerisinde de konuşa bilirsiniz!"
deyip annesinin yanlarından ayrılmasıyla Kenan şaşırmış Ertana döndü.Galiba gerçekten annesinin sert görünümüne şaşırmıştı.Mahcubca onlara bakarak
"İsrar etme Ertan..Lütfen konuşalım ve akşam babam geldiğinde bir çaresini buluruz.." diye mırıldandı.Bu olanlara hala inanamıyordu.
"Öyle olsun Kenan.Ama inşallah bu çare 'evlilik'le bağlı olmaz!" Kenan sessizce başını sallaya bildi.Meleğine baktığında onun üzgünce kendisine baktığını görüp güven verircesine tebessüm etti.
"Kenan!? İyi misin? Ne oldu yüzüne?" Kenan Bejinin sesiyle şaşırarak ona baktı.Yengesi ne zaman gelmişti ki?Yengesine bakan Ertan kısa bir bakış atarak gülümsemesini genişletti.
"İyiyim bir sorun yok..."
"Nasıl sorun yok? Hadi gel pansuman yapayım..." deyip odadakilere bakınca Ertanın da yüzünü görüp kendisine baktı.Galiba anlamıştı.Bir şey demeyerek kendisine sertce baktı.
"Hadi salona geçin ben de geliyorum.Küçük çocuklar gibi kavga etmişsiniz.Ama sana bakılırsa Kenan hiç büyümemişsin zaten"
Yengesi söylenmelerine devam ederek odadan çıktı.Arkasından Ertanın da geldiğini hiss ediyordu.İkisi de karşılıklı koltuklara yerleştiğinde bir-birilerine bakıyorlardı,ama ağzılarını da açıp konuşamıyorlardı.Sonunda içi sıkılan Kenan konuşmaya karar verdi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kalpten Gelen( Mardin serisi 1) ✔TAMAMLANDI✔
General FictionKarşısındaki bilmem kaçıncı sorusunu sorduğu psikoloğun sorusuyla genç adamın yüzünde memnun gülümseme oluştu. "Karınızla aranız nasıl?Yani sizin bu durumunuzdan sonra size karşı olan tavırları?!" "Hem uzağız,hem de yakın.Benim bu durumum onun i...