⭐⭐⭐
Ferhat odalarının balkonunda durmuş zehri içine çekerken derin düşüncelere dalmıştı. Duyduklarıyla geçmişine dönüp bakma ihtiyacı hiss etmişti kendisinde. O sevdiğinden başka kimseyle evlenmeyecekti. Yalnız sevdiği kadın onun helaliydi.
Zenan onun her şeyiydi. Bir-birilerini delicesine severlerdi. Ya da genç adam öyle olduğunu zann etmişti. Zira hangi seven kadın sevdiğine ihanet ederdi? Evet,Zamanı ona ihanet etmişti. Ama onunki ihanetten sayılmazdı. Sonuçta kendisini sevmemişti değil mi? Sadece parasına ve şanına aşıktı. Şimdiyse Ferhat o zamanki aptallığına gülüyordu.
Şimdi evlenmişti. Ailesinin uygun gördüğü kızı sorgusuz-sualsiz kabullenmişti. Bundan da mutsuz değildi. Karısına saygı duyuyor ve ona güveniyordu. Zenana rağmen güveniyordu. Şimdiyse yüzleşme zamanıydı.
Duyduklarını bir de karısından dinlemek istiyordu. Adara ne kadar inansa da karısını da dinlemeliydi. Hoş dinledikten sonra kendisi de ne tepki verecekti bilmiyordu. Birinin canına kıymak... Daha doğrusu suçu olmayanların kanına girmek...
Bu ne derecede doğruydu? Bu bir canilikti! Ama her bir şeyin sebebi vardır. Ferhat da en çok nedeni duymak istiyordu.
"Ferhat?" Kübranın sesiyle Ferhat kendisine endişeyle bakan karısına dönerek elindeki sigarayı çöpe attı.
"İçeri gir,geliyorum."
Karısı bir şey demeden içeri girdiğinde kendisi de son kez manzaraya bakıp derin nefes aldı ve Kübranın ardından odaya girdi. Karısı sabahlıkla odanın ortasında durmuş kendisine merakla bakıyordu. Kendisi de biliyordu ki, geldiğinden beri garip haraketler sergiliyordu.
"Hadi otur. Konuşmamız gerek." Sesi tok ve sertti. Kübra bu sertlik karşısında yutkundu. Öğrenmiş miydi? Kocası geldiğinden beri bir garipti. Bu da şüphelenmesine sebep oluyordu. Kendisi koltuğa oturduğunda Ferhat da karşısındaki yatağa oturdu.
Kübra Ferhatın yüzüne bakmaya korkuyordu. Bu sessizlik kendisini epeyce tedirgin yapıyordu. Her şeyi öğrenmişse neden bu kadar sakindi? Neden bağırıp çağırmıyordu?
"Bebeğimizi taşıyorsun. Artık sen de bir annesin. Eminim ki, evlenmeden önce her genç kız gibi bunları hayal etmişsindir. Hiç mi korkmadın?"
"Ad-Adar anlattı mı!?" Kübra ürkekçe kocasına baktı. Dikkatle kendisini izliyordu. Yüzünden,gözlerinden bir duygu anlaşılmıyordu.
Ferhat ne hiss edeceğini bilmiyordu. Karısı yalanlamıyordu. Şimdi kendisini meraklandıran Kübranın bu neden yapmasıydı. Sebebi Adara da meçhuldu,ama doğrusu merakta etmiyordu.
"Neden yaptın?"
Kübranın gözleri dolacaktı. Adar her şeyi anlatmıştı. Doğrusu Kübra da bunu Ferhatdan saklamayacaktı. Kendisini hazır hiss ettiği an anlatacaktı kocasına. Ama Adar kendisinden önce davranmıştı.
İntikam mı almıştı şimdi Adar? Kocasına söylemekle kendisine işkenceler yapmasını mı istemişti? Kübra korkuyordu. Ferhat ne isterse yapa bilirdi,ama bebeği vardı. Ona bir şey olmasına katlanamazdı.
"Be-ben... "
"Sakinlikle anlat Kübra! Korkma,bir şey yapmayacağım!" Kübra sulu gözleriyle Ferhata baktı. Güveniyordu ona. Söylediyse yapmazdı. Ama kocasına Adarı seviyordum nasıl diyecekti.
"Ço-çok öf-öfkelenmiştim. Ad-adarın Bejinle ev-evlendiğini duyunca Bejini görmesem de ona nefret etmiştim. Ad-Adarı çalmıştı benden. Düğünün sabahsı onlara kalmaya gitmiştim. Onları bir arada gördükçe öfkelenmiştim. Kenanın nişan günü içimdeki öfkeye en-engel olamadım... Be-ben hemen pişman oldum... Ye-yemin ederim ki,pişmanım..."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kalpten Gelen( Mardin serisi 1) ✔TAMAMLANDI✔
General FictionKarşısındaki bilmem kaçıncı sorusunu sorduğu psikoloğun sorusuyla genç adamın yüzünde memnun gülümseme oluştu. "Karınızla aranız nasıl?Yani sizin bu durumunuzdan sonra size karşı olan tavırları?!" "Hem uzağız,hem de yakın.Benim bu durumum onun i...