İyi okumalar canlar :'( Medyayı sadece dinlemeyin bence, klibini ben sevdim tavsiye ederim...
***
Kırılgan kelamların anlamını yitirdiği bir yere kilitliyim.
Çıkışlarımın önünde ki muhafızım sensin.
Yokluğunda öldüremediğim anılarımı diri tutmama sebep iken.
Beni öldüren ecelim de sensin
Solmuş geleceğin deliliğine kapılmama izin verme
Güneşim önünde ki bulutları dağıtan rüzgarım da sensin
Sabahlara kadar adını çağırsam da gelmeyen, karanlık sevdamın tek ışığı da sensin.
Yok oluşuma gülsen de acımasızca
Kurtuluşumun sözü, kalbimin anahtarı da sensin...
***
Raika sözlerinin yitirmiş gibi kucağında ki küçük bebeğe bakmaktan başka hiçbir şey yapamıyordu. Gözlerinin önünde yitip giden o körpe hayat, on beş gün geçmesine rağmen hâlâ yakıyordu ciğerini. O kıza yapılanların her birinin tek tek sorulmasını diliyordu Allah'tan.
Raika, kendi gibi güngörmüş, ömrünü sadakatsiz diller için harcamış kadınların tek yaptığını yapıyordu hüzünle. "Allah'ım cehenneminin azabını yüce kıl, alevleri benim yanan ciğerimden de fazla yaksın Jada'ya bunu yapanları." Bu güne kadar ne çektiyse ah demeyen bir kadındı ama durmuyordu bedduaları, yasaklayamıyordu diline.
Kucağında sağa sola başını oynatarak hiç kokusunu alamadığı annesini arayan bebeğin koyu yeşil, bulanık gri gibi duran gözlerine baktı. İmen Haffa arıyordu annesini bulamayacağını bilemediği için. Kötü yürekler, acımasız eller almamıştı belki annesini ama zulm ölü bir bedene de yapılsa, diriye de değişir mi anlamı?
Önünde ki bahçe kapısından içeri girdiğinde teyzesinin en küçük kızına ne diyecekti bilmiyordu. Cesaretini toplamak ister gibi derin birkaç nefes çekti içine. Çöl sanki güneşini Raika'nın içine salmış gibi yanıyordu yaşlı kadın. Üzerinde ki çarşafın, yüzünü gizleyen perde kısmından çevresine bakındı ve kapıya tüm kuvvetiyle vurdu. Kucağında ki bebek bu şiddetli sesle irkildi ve ağlar gibi boğuk bir ses çıkardı. Kadının gözlerinde ki yaşı kurutmayacaktı anlaşılan bu küçük bebek, zira Raika ona her baktığında ağlayacağını biliyordu ve yine öyle olmuştu. Kızı bağrına bastırdı en azından tanıdık bir koku belki onu sakinleştirir diye ama susmak yerine, daha çok bağırmaya başladı bebek. Kapı da açılmamıştı, ama neden?
Bahçenin önünden geçen siyah çadorlu birkaç kadın ağlayan bebeğin sesine bahçeye girdiler ve "İmen Nayahout burada kalmıyor. Sen nesi oluyorsun?" dediler. Raika bir an acaba kim olduğumu söylesem mi diye düşündü. Ardından bebeği soracaklarını bildiği için "Ben onun büyük teyzesinin kızıyım, bu da torunum. Onu ziyarete gelmiştik ama evde yok. Nerede?" diye yalan söyledi.
"Yeni saraya yerleşti on gün kadar önce. Kızı kocaya kaçtıktan sonra yalnız başına kalamıyordu." Sonra diğerlerine döndü ve "İffetsiz kadınlardan hanemizi korusun Rabbim. O kızı iyi sanırdık ama annesini utandırdı, mahallemizin pazarında bile erkekler onun adını dillerine kazımış gibi. Bir kaçının söylediğine göre başka erkeklerle de gör..."
![](https://img.wattpad.com/cover/115357998-288-k733423.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Çöl Kırağı (Kum Diyarı Aşkları-2)
RomanceGece karası saçları çöl meczuplarının diline destan bir prensesti Adala. Cesareti olanların bile, onun turkuaz gözlerine bakmaktan çekinmesine neden olan öfkesinin sebebi gizliydi kalbinin en kuytularında. Dudaklarının rengi, kan koyusu bir kırmızıy...